Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. İlyas Doğan
  3. Otoriter siyasi iktidarların sosyal ağ muhalefeti korkusu
Yayınlanma: 04 Mayıs 2020 - 12:48
Güncelleme: 04 Mayıs 2020 - 13:44

Otoriter siyasi iktidarların sosyal ağ muhalefeti korkusu

04 Mayıs 2020 - 12:48
Güncelleme: 04 Mayıs 2020 - 13:44
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Otoriter siyasi iktidarların sosyal ağ muhalefeti korkusu
Prof. Dr. İlyas Doğan
[email protected]

İnternet teknolojisi çıkalı beri insanların günlük yaşamları bir daha eskisi gibi olmadı.

Çalışma hayatı, aile içi ilişkiler, iletişim başta olmak üzere hemen her alan köklü bir değişim yaşadı. Yaşamaya da devam edecek gibi görünüyor.

Sıradan insanlar bile sanal kamusal alanda birer aktöre dönüşebiliyor.

Alman filozof Jürgen Habermas’ın deyimiyle herkes kamusal alandaki iletişim ağının birer halkası haline geldi.

Bütün bu gelişmeler arasında olumsuzlukları da unutmamalı.

Sanal dünya, geleneksel sosyal yapıya karşı bir meydan okumadır aynı zamanda. İnsanlar takma isimlerle farklı yüzlerle görünür olabiliyorlar.

Bazen yalan haberler bazen de sosyal medya linç girişimlerine tanık oluyoruz. İçinde yaşadığımız salgın günleri bir yönüyle herkesi ister istemez sanal dünya ile tanışmak zorunda bıraktı.

Gerçekleşen bu köklü değişimin devlet, toplum ve siyaseti etkilemesi kaçınılmaz. Sosyal ağlar o denli etkili hale geldi ki siyasetçiler istemeseler de bu alana yoğunlaşma gereksinimi duydular. Bir yerde de buna mecburlar. İsteyen herkes sosyal ağlar üzerinden kendini anlatabiliyor. Hem de bunda siyasi sınırlar bir engel olmaktan çıkmış durumda.

Sanal dünyanın tüketimi körüklemek için kullanılması dünya çapında rastlanan bir olgu. Fakat bu ortamın siyasal iktidarları eleştirme işlevi üstlenmesi özellikle yasal muhalefetin baskı altında tutulduğu toplumlar için özel bir anlama sahip.

Sosyal ağlar neden bir siyasi muhalefet merkezine dönüşür?

Aynı durum neden basın özgürlüğü sorunu yaşamayan toplumlarda yok?

Zaman zaman yabancı meslektaşlarıma sosyal medya ağı kullanıp kullanmadıklarını sorarım. Ama onların hemen hiçbiri sanal ortamı elektronik mesajlaşma ve akademik ihtiyaçları dışında kullanmıyorlar.

İçinde bulunduğumuz günlerde sosyal medyada takma isimle dolaşmayı yasaklama yönünde bazı hazırlıklar yapıldığı gözleniyor. İktidar geleneksel basın kuruluşlarının neredeyse tamamını kontrol ediyor. Anlaşılan bir ileri aşamayı da denemek istiyor. Bu tür girişimlerin ilk adım olarak toplumsal ahlakı koruma bahanesiyle getirileceğini tahmin zor değil.

Baskıcı rejimler her paylaşımın ışık hızıyla dünyanın her köşesine ulaştığı sosyal medyanın kontrolünü ceza tehdidiyle yapmaya çalışıyorlar. Singapur, Rusya gibi ülkeler küresel ağ sağlayıcılarına ve ulusal ölçekte ziyaretçisi yoğun adreslere ağır vergiler getiriyorlar.

Aslında suç işlemeye teşvik dışındaki sosyal medya mesajlarını kontrol etmeye çalışmak nafile ve gülünç bir çabadır. Son Çin virüsü salgınından da görüldüğü gibi en gelişmiş baskıcı rejimler bile sosyal medyayı tam olarak engelleyemiyor.

İşin gerçeği sosyal ağlar Türk toplumu için bir bakıma nefes almasına hizmet ediyor. Takma isimlerin yaygınlığı Türkiye’de insanların devletin takip ve baskısına karşı geliştirdikleri bir savunma mekanizması. İnsanların eleştiri amacıyla takma isim kullanmaları toplumdan çok iktidarın sebep olduğu bir anormallik. Bu durum hemen bütün baskıcı rejimlerde gözlemleniyor.

Otoriter rejimlerde siyasal iktidarın meclisi ve muhalefet partilerini pasifleştirmesi bir çare olmaktan uzak görünüyor. Gerçek toplumsal kamusal alan ve muhalefet sanal dünyadadır. Milletvekillerinin suskunluğu ya da köşe yazarlarının bilerek eften püften konuları gündeme taşımaları da çare değildir.

Gerçek şudur ki anayasal kurumların soramadığı hesabı sıradan insanlar sanal dünyada talep ediyor. Çünkü bu alan devlet hiyerarşisinin dışında. Yapılan tamamen meşru bir davranış. Gerçekte anayasanın vaat ettiği basın özgürlüğü ve bilgi edinme hakkı, insanların birbiriyle iletişim kurma hakkı kullanılıyor.

Sosyal ağlar özgürlüklerin aşırı kısıtlandığı bir toplumda düdüklü tencerenin kapağının buhar basıncıyla tavana fırlamasını önlemek gibi bir işlev görür.

Kimlik numarasıyla sosyal ağlara giriş yapma şartı getirilmesi öngörülemez siyasal ve toplumsal kopuşlara kapı aralama tehlikesi içeriyor.

Ne dersiniz?

Devlet gücünün açıkça yenilgi yaşayacağı sosyal ağları baskı altına alıp Kuzey Kore modeline öykünmek yerine bireylere, anayasal özgürlükleri kullanma yolunu yeniden açmak daha akılcı bir çözüm olmaz mı?

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Siyasilerin geçişi için türlü önlemleri alanlar, ormanlar için ne yaptı - 31 Temmuz 2021
  • Afganistan'dan gelen göç dalgasıyla Türkiye Pakistanlaştırılmak isteniyor - 22 Temmuz 2021
  • Anayasa tartışmalarının arkasındaki gerçek niyet! - 06 Şubat 2021
  • Çin Virüsü, siyaset kurumuna bir şey öğretebilir mi? - 17 Kasım 2020
  • Muz Cumhuriyeti Manzaraları - 14 Kasım 2020
  • Deprem yıkımından kim ya da kimler sorumlu? - 01 Kasım 2020
  • AYM bundan sonra ne yapmalı - 14 Ekim 2020
  • Libya, Türkiye'yi satabilir! - 02 Eylül 2020
  • İstanbul sözleşmesi gerçekleri; Mesele sadece kadın mı! - 12 Ağustos 2020
  • Ayasofya Maymuncuğu - 20 Temmuz 2020
  • Bir yangın, bir hutbe ve bir bahane - 26 Haziran 2020
  • Yassıada'dan ders çıkarmak - 30 Mayıs 2020
  • Necip Fazıl gerçekleri - 27 Mayıs 2020
  • Seçim yolsuzluklarını gizleme projesi mi? - 22 Mayıs 2020
  • Yüzyılın sonundaki en büyük kayıp; Kırım - 18 Mayıs 2020
  • Doğu Türkistan'a bakışımız; Utanç verici bir vurdumduymazlık - 15 Mayıs 2020
  • Usûl esastan önce gelir - 12 Mayıs 2020
  • Gençler, "Türkiye gerçeği" ile tanıştı - 07 Mayıs 2020
  • Dijital Devrim: Devletin "iyi" ve "kötü" olarak kodladığı vatandaşlar - 30 Nisan 2020
  • Salgın sonrası devlet ve toplum ilişkisi nasıl olacak? - 23 Nisan 2020
  • 1
  • 2
Köşe Yazarları
 Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Batuhan Çolak
Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Emre Yükselen
Emre Yükselen
Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Ümit Doğan
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Çok Okunan Haberler
Akaryakıta bu gece bir zam daha geliyor
Akaryakıta bu gece bir zam daha geliyor
Milyonlarca emeklinin beklediği haber geldi!
Milyonlarca emeklinin beklediği haber geldi!
Mutlak butlan tartışmalarına MHP de dahil oldu!
Mutlak butlan tartışmalarına MHP de dahil oldu!
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Medya
Teknoloji
Kültür-Sanat
Sağlık
Yaşam
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
Nöbetci Eczaneler
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.