Ferdi Zeyrek’i son yolculuğuna uğurlamak için Manisa’daydım… Gördüklerimi hayatım boyunca unutamayacağım.
Hani filmlerde, çok sevilen bir kral ya da komutan kahramanca savaşırken kalleşçe öldürülür ve sonrasında halkı müthiş bir uğurlamaya imza atar ya, sinematik bir şekilde aktarılır izleyiciye…
Manisa işte öyle bir uğurlama yaptı Efe’sine, Ferdi Zeyrek’e…
Taksiyle gittim belirli bir noktaya kadar. Yolda taksici, “Çok kısa zamanda çok büyük işler yaptı, çok erken gitti…” dedi.
Taksiden indim. Yolda herkesin yakasında Ferdi Zeyrek’in fotoğrafları… Namazın kılınacağı alana doğru yürüyen aileler, gençler…
Yan yana saf tuttuk hepimiz. Ferdi Başkan alana getirildiğinde alkış tufanı koptu, sonrasında tekbirlerle inledi meydan.
Namazını kıldık, helalliğini verdik. O sıcakta, o yoğunlukta kimse kimseyi ittirmedi, kırmadı… Kimisi dudaklarını ısırdı ağlamasını bastırmak için, kimisi bıraktı kendini…
Sonra kabristana doğru yola çıktık… “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”, “Manisa seninle gurur duyuyor!” sloganları caddeleri, sokakları inletiyordu.
Her iki yüz metrede bir, “Yastayız” yazılı Ferdi Zeyrek’in dev pankartlarının altından geçtik; herkes elini sürdü, sanki son kez dokunurcasına…
Caddede yürürken öğrenciyi, yaşlıyı, üniformasıyla tek başına gelen polisi, doktoru, zabıtayı gördüm.
Son veda için camlardan destek olan amcalara, teyzelerin, çocukların hüzünlü el sallamalarına şahitlik ettim.
Kabristanda öyle bir kalabalık vardı ki yaklaşmak ne mümkün.
Defnettiler dağ gibi bir adamı.
Kısa zamanda sadece ona oy verenleri değil, tüm ülkeyi hayran bırakmış kendisine.
Ne heybetli gidiştir o,
Ne güzel bir vedadır o…
Umudumuzu, sessizliğimizi, vicdanımızı, gençliğimizi, geleceğimizi… Hep bir parça gördük belki kendimizden.
Umudunu gömer mi insan toprağa? Belki de ondan bu acı…
Mekânın cennet olsun Ferdi Başkan…