Yabancılara yönelik denetimlerin artırılması, İstanbul'da tespit edilen kaçakların deport edilmesi...
Deniliyor ki "İktidarın yerel seçim için yatırımı..." evet olabilir.
Peki bu durumda muhalefet ne yapıyor?
İktidar, göçü kabul ediyor, savunuyor, bunu bir siyasi program haline getiriyor.
Sonrasında da "Çok oldular artık, geri göndereceğiz" diyerek yeni bir siyasi program oluşturuyor.
İktidar şutu çekiyor, gol olmak üzereyken kale çizgisine çıkarıp golü önlüyor.
Çok absürt değil mi?
"Muhalefet ne yapabilir" diye sorabilirsiniz.
-Sınıra gidebilirler, çok rahatlıkla yerinde gözlem yapabilirler,
-Ülkenin birçok yerinde arazilere satılıyor, en basit örneği Kanal İstanbul çevresi ve Karadeniz bölgesi... Buraların milletvekilleri ne zaman kalkıp da satılan bölgelere gittiler,
-Ülkede çok sayıda toprak ve gayrimenkul satışı yapan firma var, bunların tespiti çok çok kolay. Biz bunları yazıp haberleştirdiğimiz birçok dava ve soruşturmayla uğraşıyoruz. Ama muhalefetin vekilleri bunları çok rahat yapabilirler. Bugüne kadar bir tanesinden ne telefon aldım, ne de "Bu konuların biz üzerine gitmek istiyoruz, ne yapabiliriz" diye fikir soran oldu. Bana veya başkasına sormalarına da gerek yok aslında. Çok rahat bir şekilde bulabilirler, üzerine gidebilirler.
-Sınırdan kaçak geçişlerle ilgili bir rüşvet olayı vardı, bazı personeller açığa alınmıştı, dosyaya gizlilik kararı getirildi. Bunlar bazı vekillere iletildi. Ancak hiçbirisi tek cümle etmedi.
-Dahası Türkiye'ye yönelik demografik operasyonu oluşturan medyadaki isimlere, kanallara çıkarak onları da meşrulaştırma girişiminde bulunuyorlar. Hani tavır, hani irade, hani mücadele?
-Ve gelelim muhalefetin ne yaptığına... İnsanların kendi çabalarıyla popülerleştiği toplumsal duyarlılığı olan alanlarda basit bir muhalefet yapmaya çalışıyorlar. Akbelen'e günler sonra giden bir CHP gördük. Ancak öyle garip görüntüler çıktı oradaki eylemcilerle tartışmaya girdiler, vatandaşa fiziki müdahalede bulundular.
-İYİ Parti'de durumlar daha da karışık. CHP ile yol yürünüp yürünmeyeceği kurumsal anlamda belirsiz. Tek başına hareket edilip edilemeyeceği belirsiz.
Bu belirsiz ortamda kimsenin tanımadığı ama bir anda vekil olan isimler "Cumhur ittifakı'na katılalım" diyerek milyonlarca partiliyi rencide edici açıklamalar yapıyor.
Daha yazılacak, konuşulacak yüzlerce konu var.
Ancak şu bir gerçek ki, iktidar tek başına top çeviriyor. Milyonlarca yabancıya, sonu belirsiz bir ekonomik programa rağmen...