Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof. Dr. İlyas Doğan
  3. AYM bundan sonra ne yapmalı
Yayınlanma: 14 Ekim 2020 - 11:15
Güncelleme: 14 Ekim 2020 - 11:34

AYM bundan sonra ne yapmalı

14 Ekim 2020 - 11:15
Güncelleme: 14 Ekim 2020 - 11:34
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
AYM bundan sonra ne yapmalı
Prof. Dr. İlyas Doğan
[email protected]

Herkesin bildiği bir hikâye ile başlayalım; aslanlar kalabalık bir öküz sürüsüne her saldırdıklarında bütün boğalar birlikte hareket edip aslanları püskürtürlermiş. Hikaye bu ya, aslanlar, diğer sürü üyelerine aslında onlara bir düşmanlıkları olmadığını ama sürüdeki sarı öküzün kendilerine sorun çıkardığını, onu teslim ederlerse diğerlerine dokunmayacaklarını söylerler. Sürünün sonunu getiren süreç sarı öküzün teslimiyle başlamış olur.

İçinde bulunduğumuz günlerde anayasa mahkemesi sorun kaynağı son engel olarak hedef tahtasına oturtulmuş durumda.

Ancak önce İstanbul 14. Ağır Ceza mahkemesinin Anayasa Mahkemesince verilen 2018/30030 sayılı Enis Berberoğlu kararı hakkında takındığı tutumu değerlendirmek isterim.

Anayasa Mahkemesinin usul ve esas hakkındaki yetkileri 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi Kanununda bütün ayrıntıları ile yer almaktadır. Kanunun 50. maddesinin birinci fıkrası “ihlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekene hükmedilir” denmektedir. Yani alt derece mahkemesinin Anayasa mahkemesi kararını tartışma yetkisi YOKTUR.

Anayasa Mahkemesi yine de 14. Ağır Ceza Mahkemesinin olası anayasaya ve yasalara aykırı davranmaması gerektiğine dikkat çekercesine şöyle diyor: “İlk derece mahkemesinin yapması gereken şey, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı gereğince yeniden yargılamaya başladığına dair KARAR ALMAKTIR.” (Paragraf 140). Bu nedenle ilk derece mahkemesi yetki gaspında bulunmuştur ve anayasayı İHLAL etmiştir. Bu konuda gereğini yapması beklenen adalet bakanıdır. Ancak adalet bakanı da önceden kurgulandığı çok açık olan, Anayasa Mahkemesinin kaldırılması bağlamında görüşünü açıklamış bulunmaktadır. Meclis Başkanı da bu kervana katılmıştır.

Öncelikle, sarı öküz hikayesini bizzat Anayasa Mahkemesi hatırlamalıdır. Şayet 2016 son baharında OHAL döneminde istisnai durumla hiçbir ilgisi olmayan yasal düzenlemeleri bile “Benim denetim yetkim yok” deme kolaycılığını göstermeseydi demokratik hukuk devletine çok büyük hizmet etmiş olacaktı. Ancak salt kurumsal varlığını muhafaza için yapılan anayasanın ruhuna aykırı yasal düzenlemeleri kabullenmesi, sonun başlangıcı olmuştur.

Güncel anayasa mahkemesini kaldırma tartışmaları en azından referanduma tabi olduğundan mevcut TBMM aritmetiğinde pek mümkün görünmemektedir. Fakat yukarıda yer verdiğim Kanunun 50. maddesinin ikinci fıkrası değiştirilerek Anayasa Mahkemesi hadım edilebilir! Böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi ne yapabilir?

Anayasa Mahkemesi anayasanın KORUYUCUSUDUR. Bu bağlamda belki dikkat çekebilir diye Alman anayasa hukukçularının bir tartışmasına kısaca değinelim. Soru şudur: Şayet yasama organı demokratik rejimi ortadan kaldırmakla sonuçlanacak bir anayasa veya yasa değişikliğine gidecek olursa anayasa mahkemesi kendiliğinden harekete geçebilir mi? Böyle bir soru Almanya için geçmişte yaşadığı acı diktatörlük tecrübesi nedeniyle anlaşılır bir durumdur.

Alman öğretisinde yapılan bu tartışma şöyle biçimlenmiştir: Şayet anayasal rejimin ortadan kalkması ile sonuçlanacak bir yasal veya anayasa değişikliği yapılırsa anayasa mahkemesi bir anayasaya aykırılık başvurusu yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor ise kendiliğinden harekete geçerek dava açılıncaya kadar YÜRÜRLÜĞÜ DURUDURMA kararı verebilir. Bunu yapmazsa anayasaya ihanet etmiş olur. Bu konunun ayrıntılarını merak edenler benim 1996’da tamamladığım Türk ve Alman Anayasa Yargısında Yürürlüğü Durdurma başlıklı doktora tezime bakabilirler.

Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın paylaşımını nasıl okumak gerekir?
Yüzün üzerinde hukuk fakültesi bulunan bir ülkede anayasayı kamusal alanda hatırlatma görevi bir yüksek yargıca mı düşmüştür? Bu konuda derin bir sessizliğe bürünen akademi dünyası da sarı öküz hikayesinden ibret alabilir mi? Görünen o ki özellikle anayasa hukukçuları sarı öküz yerine deve kuşuna öykünmektedir.

Sonuç olarak şunun altını özellikle çizmek isterim: “Anayasal rejimi savunmayı sadece yargıçlardan beklemek gerçekçi değildir. Anayasaya bütün toplum sahip çıkmadıkça hukuk devleti ciddi tehlikelere maruz kalabilir” (Bernd Rüthers/Axel Birk, Hukuk Teorisi, Çev: Doğan/Aldudak/Eymen, Astana Yayınları 2010, Paragraf 867).

Akademi dünyası ve aydınlar ile özgürlük kaygısı taşıyan herkes anayasal sistemin dengede tutulmasına hizmet eden en etkili kurum olan Anayasa Mahkemesinin popülist ve cahilce eleştirilerine karşı sağduyu çağrısı yapması önemli bir gereksinimdir.

Anayasa Mahkemesi üyesinin kurban verilmesi sonun başlangıcı olabilir.
 

AYM üyesi Engin Yıldırım'ın Işıklar yanıyor tweeti sonrası ortalık karıştı, İçişleri Bakanlığı resmi hesaptan yanıt verdi, AK Parti'den darbe çıkışı!
İLGİLİ HABER
AYM üyesi Engin Yıldırım'ın "Işıklar yanıyor" tweeti sonrası ortalık karıştı, İçişleri Bakanlığı resmi hesaptan yanıt verdi, AK Parti'den darbe çıkışı!

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Siyasilerin geçişi için türlü önlemleri alanlar, ormanlar için ne yaptı - 31 Temmuz 2021
  • Afganistan'dan gelen göç dalgasıyla Türkiye Pakistanlaştırılmak isteniyor - 22 Temmuz 2021
  • Anayasa tartışmalarının arkasındaki gerçek niyet! - 06 Şubat 2021
  • Çin Virüsü, siyaset kurumuna bir şey öğretebilir mi? - 17 Kasım 2020
  • Muz Cumhuriyeti Manzaraları - 14 Kasım 2020
  • Deprem yıkımından kim ya da kimler sorumlu? - 01 Kasım 2020
  • Libya, Türkiye'yi satabilir! - 02 Eylül 2020
  • İstanbul sözleşmesi gerçekleri; Mesele sadece kadın mı! - 12 Ağustos 2020
  • Ayasofya Maymuncuğu - 20 Temmuz 2020
  • Bir yangın, bir hutbe ve bir bahane - 26 Haziran 2020
  • Yassıada'dan ders çıkarmak - 30 Mayıs 2020
  • Necip Fazıl gerçekleri - 27 Mayıs 2020
  • Seçim yolsuzluklarını gizleme projesi mi? - 22 Mayıs 2020
  • Yüzyılın sonundaki en büyük kayıp; Kırım - 18 Mayıs 2020
  • Doğu Türkistan'a bakışımız; Utanç verici bir vurdumduymazlık - 15 Mayıs 2020
  • Usûl esastan önce gelir - 12 Mayıs 2020
  • Gençler, "Türkiye gerçeği" ile tanıştı - 07 Mayıs 2020
  • Otoriter siyasi iktidarların sosyal ağ muhalefeti korkusu - 04 Mayıs 2020
  • Dijital Devrim: Devletin "iyi" ve "kötü" olarak kodladığı vatandaşlar - 30 Nisan 2020
  • Salgın sonrası devlet ve toplum ilişkisi nasıl olacak? - 23 Nisan 2020
  • 1
  • 2
Köşe Yazarları
Silivri camından görülen Türkiye
Batuhan Çolak
Silivri camından görülen Türkiye
Emre Yükselen
Emre Yükselen
Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Ümit Doğan
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Çok Okunan Haberler
Özgür Özel’e saldıran Selçuk Tengioğlu’nun ifadesi ortaya çıktı!
Özgür Özel’e saldıran Selçuk Tengioğlu’nun ifadesi ortaya çıktı!
AK Parti’den istifa etti, büyük almış aldı!
AK Parti’den istifa etti, büyük almış aldı!
CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, “Silikozis” gibi meslek hastalıklarına önlem alınması çağrısında bulundu
CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, “Silikozis” gibi meslek hastalıklarına...
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Medya
Teknoloji
Kültür-Sanat
Sağlık
Yaşam
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
Nöbetci Eczaneler
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.