Çağdaş demokrasilerde medya dördüncü güçtür. Medyanın haber verme görevinin yanında önemli bir vazifesi ve işlevi daha vardır. Ülkedeki mevcut sorunlar karşısında tutum sergileyerek, önerilerde bulunarak kamuya faydalı yapıcı görüşlerin ve eylemlerin oluşmasına katkı sağlar.
Bu kamusal vazifemizi futbol alanında da yerine getirmek ümidiyle Cumhuriyet Kupası fikrini siz değerli okuyucularımızla paylaşmak isterim.
29 Ekim Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi doğum günüdür. Seneye 100. yaş günümüzü kutlayacağız. Dile kolay, bağımsız bir Türk Devleti kurma amacıyla attığımız ilk adımdan bu yana tam bir asır geçmiş olacak. Bu yüzden 100. Yıl Kutlamaları sadece 29 Ekim günüyle kısıtlanamayacak kadar önem arz ediyor.
2023 ‘‘Ya istiklâl ya ölüm” ilkesiyle başlayan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımızın 100. yılındaki muvaffakiyetinin kutlamasıdır.
2023 ‘‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’ sözünün 100. yıl kutlamasıdır.
2023; cennet vatanımızda her türlü istibdattın, gericiliğin, bağnazlığın yerine çağdaş dünyanın özgürlükçü, laik ve demokratik ilkelerinin hakim olmasının kutlamasıdır.
İlelebet yaşayacak devletimizin 200. yaşını bu satırları okuyan hiçbirimizin göremeyeceğini düşünürsek, bize bahşedilen 100. yıl kutlamalarının canlı şahidi olma şansını ve gururunu doyasıya yaşamamız gerekir. Dolayısıyla sadece bir gün veya bir hafta değil, bütün bir seneyi 100. yaşımızı büyük bir coşkuyla kutlayarak geçirmeliyiz. Bu bağlamda kutlama organizasyonlarını sadece devletten beklemek de işin kolaycılığına kaçmak olur.
Türk futbolunun en büyük kulüpleri özünde ‘kamuya yararlı dernek statüsüne’ haiz kuruluşlardır. Dolayısıyla kamunun en büyük ve en önemli bayramında Cumhuriyet ile yaşıt olan Türkiye’nin en büyük 3 kulübüne tarihi bir vazife düştüğü kanısındayım.
3 büyüklere düşen cumhuriyetimizin 100. yılında bir Cumhuriyet Kupası düzenlemektir.
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe…
3 Maç (BJK-GS, BJK-FB, GS-FB)
3 Şehir (Samsun - Erzurum - Sivas)
Ve eğer fikstür uygun olursa 19 Mayıs, 23 Temmuz ve 4 Eylül tarihlerinde…
Bütün maçlar bayram ve kutlama havasında…
Takım bayrağı ve formaları yok. Seyirciler sadece Türk Bayrağı ve Türkiye formasıyla geliyor…
Stadyumda %50-%50 her iki takım taraftarına ayrılmış... Herkes karışık… Gol atılınca herkes seviniyor.
Bilet gelirlerinin tamamı ‘Birinci vazifesi Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek’ olan gençlerimizin eğitimleri için bağışlanıyor.
Bu maçlarda sonuç ne olursa olsun her takım 3 puan alıyor…
Turnuvanın son maçı Ankara’da… Takımlar karışık... Karma bir gösteri maçı düzenleniyor.
Kupa töreninde kupayı 3 takımın oyuncuları hep beraber kaldırıyor...
Kaybeden yok, kazanan Türkiye.
Kulüpler Birliği’nin yeni başkanı Sn. Ali Koç’un cumhuriyet sevdalısı olduğunu biliyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılının onun başkanlık dönemine gelmesi aslında bir şans. Bu şansı kullanıp, böyle anlamlı bir etkinliği hayata geçirmesini umut ediyor ve diliyorum.
7’den 77’e her Türk’ün 100. yılı coşkuyla kutlama sorumluluğu ve vazifesi var. Bu vazife en çok da cumhuriyetimizin imkan ve kaynaklarını kullanarak bugünlere gelen tüm futbol kulüplerine düşer.
Çok güzel fikir. Tebrikler.