Patenti bana ait olan “Dükkânlaşan Türkiye” tanımını, makalemin bu bölümüne alt başlık yaptım.
Birinci bölümde toplumdaki çürümeyi irdelemeye çalışmıştım. Bu bölümde de aynı konuyu karikatürüze ederek biraz daha irdelemeye devam edeceğim...
Mevlâna: "Akıl; bir başka akılla bir oldu mu ışık çoğaldı, yol belirdi demektir. Fakat nefis, bir başka nefisle sevindi mi karanlık artar, yol belirsiz olur.” demiş.
Dükkânlaşma!!!
Yetkililerin nefislerinin dükkânlaşması...
Kutsalların dükkân malı hâline dönüştürülmesi...
Açalım;
Kamu hastahanesindeki doktor; odasının kapısını dükkânının kapısı gibi, hastayı da müşterisi gibi görüyor! Gözü daima hastanın(müşterinin) cebinde...
İmam efendi caminin kapısını; dükkânının kapısını açar gibi açıyor! Cemaati müşteri olarak kabul ediyor ve şahsi ihtiyaçlarını onlardan birilerine karşılatıyor...
Hâkim; adliyedeki odasını,
Müdür; makam odasını,
Başkan; belediyeyi, vakfı, derneği, kooperatifi,
Komiser; karakolu,
Yazar; gazetesini,
Siyasetçi; partisini,
Rektör; üniversiteyi,
Dekan; fakülteyi,
Öğretmen; okulu
Muhtar; muhtarlığı,
Hakem; maçı...
Velhâsıl;
Kamu işleyişinin içinde olan yetkililer (şüphesiz ki istisnaları vardır) dükkân sahibi gibiler...
İş öyle bir hâle gelmiş ki; üsten alta kadar, her mevkide dükkân içinde dükkân zinciri oluşmuş...
Nefisleri dükkânlaşmış insanların sayısı; kamu bürokrasisinde hızla artıyor. STK ve meslek örgütlerinde de durum farklı değil...
Nefisin nefisle sevindiği bir karanlık dönem... Yolunu kaybetmiş bir ülke...
Dükkânlaşmış nefislerin; parti rozetleri, ideolojik iddiaları, etnisiteleri, dinleri, mezhepleri, ağızlarından çıkan nutukları, meslek etikleri, tamamıyla promosyon amaçlıdır!
Dükkânlaşmış nefislerin kendi aralarında yazılı olmayan bir anayasaları var, o da “nefis nefisle ikizdir”
Şüphesiz ki toplumdaki çürüme yıllara sarih oluşan bir hâl değildir! Onlarca yılın ürünüdür...
Ancak son 15-20 yılda tabiri caizse yaranın üzerinde ki kabuk delindi ve cerahat akıyor!!!
Ar damarının çatlaması dedikleri hâl icra ediliyor...
Kötüyü emsal alan bir anlayış, kurtuluşun reçetesi olarak kabul görmüş vaziyette...
Dükkânlaşmaya direnenlerin ızdırabı ise çekilmez hâlde...
Vah ki vah...
Sağol Bakanım kalemi tutan elinize sağlık,heryer dükkân,Çok güzel yazdınız.