Beton, Demokrasisi Yassıada...
Yassıada yargılamaları çocukluktan gençliğe giriş yıllarımda, siyasetle ilgilenmemi ve hukuk devletinin önemini kavramamı sağlayan en önemli hadisedir. O yaşta bile gözüme çarpan hukuksuzluklar hukuk devletinin önemini ve darbelerin ne kadar kötü olduğunu bana öğretti.
Bugünkü hatırlamaya gelince; Yassıada’nın özelinde konuşursak çok daha sembolik, basit bir yer şeklinde yapılması gerekirdi. Bu inşa edilen beton yığını adanın, hukuk devleti veya darbelere karşı olmak anlamında artık bir mânâsının bırakıldığına inanmıyorum.
Ancak ,hakikaten darbelere karşı isek bunu kâmil mânâda, hukuk devletini ve demokrasiyi Türkiye’ye gerçekten getirerek temin edilebiliriz. Sembolik beton yığını anlamlarının çok ötesinde, bizim gerçekten bir hukuk reformuna ihtiyacımız var.
Türkiye demokrasi ve hukuk devleti anlayışından hiç olmadığı kadar çok uzaklaştı. Seçim kanunlarındaki oynamalar, Yüksek Seçim Kurulu’nun kanunları yok sayan tavrı, referandumdaki inanılmaz hata ve istismarlar...
Hâlâ da buna devam etmek için iktidar, birtakım yollara tevessül etmeye çalışıyor. Demokrasi ve özgürlük derken, bunun aksi şekilde davranmaktan çekinmiyor. Ancak su akar, yolunu bulur. Bugün Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun seçmen nezdinde bir karşılığı varsa, ki bir miktar olacağı anlaşılıyor; öyle ya da böyle seçim ne zaman olacaksa, o zaman mutlaka seçime gireceklerdir.
Irkçılık...
Irkçılık maalesef Amerika’nın genlerinde var. Amerika yeni bir toplum değil, 250-300 yıllık bir toplum ve ırkçılık, tarihi boyunca Amerika’da hep var oldu. Uzunca bir süre de var olmaya devam edecek.
Kovid-19 salgının başlaması ile son birkaç aydır gerilen sinirler, polisin ırkçılık kokan menfur cinayeti ile patlama noktasına geldi. Buna benzer ırkçı cinayetleri ve ardından yapılan protestoları Amerika’da çokça gördük.
Amerikan toplumu enteresandır. Her ülkenin Korona salgını sürecinde farklı tepkileri oldu. İstanbul’da insanlar markete koşup temel ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken, Amerika’da satışı en fazla yapılan şey ise silah olmuş ve bireysel silahlanma zirve yapmış. Oradaki toplum yapısının ne kadar değişik olduğu, gelişmediği; demokrasi ve özgürlükleri ön plana çıkartmaya çalışan Amerika’da, toplumun olgunlaşmaktan ne kadar uzak olduğunu, bu yaşanan son hadise tüm dünyaya bir kez daha gösterdi.
Selçuk Bayraktar ve Savunma Sanayimiz...
Türk silah sanayisinin askerî olarak gelişmesini siyasetten uzak, takdir ediyor ve hayranlıkla izliyorum. Selçuk Bayraktar’a yönelik CHP’nin tenkitlerinin nedenini bilmiyorum. Dışarıdan tarafsız bakınca, iyi yetişmiş, iyi okumuş ve idealist vatansever bir genç olduğu kanaatindeyim.
Bugün Türkiye’nin askerî teknoloji anlamında ilerlemesine ,önemli katkı sunan bir mühendis. Ailesi de Refah Partisi zamanından beri tanınan, köklü ve oldukça çalışkan bir aile.
Damat olmanın avantajları ve dezavantajları var. Selçuk Bayraktar’ı damat olması üzerinden değerlendirmek doğru değil. İHA ve SİHA’lar konusundaki faaliyetleri çok önemli ve faydalı. Yaptığı işler teknolojik olarak çok hayranlık uyandıracak düzeyde. Ancak mali konuların da şeffaflığa kavuşturulması ve şeffaf yürütülmesi gerekiyor.
Gerek ihracatta, gerek TSK’ye satışlar noktasındaki fiyatlandırmanın, bir kayırmaya yol açmadığını temenni ederek bu konuda şeffaf olunması gerektiğine inanıyorum. IHA ve SİHA’lar yapmak, geliştirmek çok önemli ve güzel, sonuna kadar teşvik edilmesi gerekiyor. Ama devletin kaynakları doğru mu aktarılıyor, kullanılıyor onu da görmek lâzım.
Buna benzer sıkıntılar geçmişte oldu. Koç grubuna tank geliştirmesi için 500 milyon dolar verildi ve akıbeti belli olmadı. BMC grubuna da aktarılıyor onun da akıbetinin ne olduğu belli değil. Bilemiyoruz. Yapılan geliştirme faaliyetlerini teşvik ederken şeffaf ve muhakkak denetlenebilir olması lâzım.
Gelişen Türk silah sanayisi ürünleriyle donatılan Türk Deniz Kuvvetleri; “Ne, Mutlu, Türk’üm, Diyene” kodlaması ile 4 farklı noktada tatbikat icra etmeye başladı. Yapılan bu tatbikatlar da Akdeniz’deki ihtiyaçlar doğrultusunda yapılan doğru bir adımdır.
Ege’deki işgal edilen 18 ada; Ege’nin, Kıbrıs’ın, Meis’in durumu, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge(MEB) gibi konularda, AK Parti iktidarı maalesef çok geç kalmış olmakla beraber, doğru bir adım atıldı. Türk milleti adına etkin ve caydırıcı bir tatbikat olması temennisiyle, Türk Deniz Kuvvetleri ve donanmamıza başarılar diliyorum.
Oncelikle yayin hayatinizda basarilar diliyorum. Hayirli, ugurlu olsun Turk milletine. Selcuk Bayraktar meselesine gelince, Erdoganin KAZAN KAZAN MODELI diyebilirmiyiz? Keske Allah Erdogana daha fazla kiz verseydi, en zanindan damatlarin hayatindan endise etmezdik. Aselsanin 6 muhendisi olduruldu, ulke bunlarin yonetimi aldindayken. Eski ortaklari cinayet islerken, bunlar INTIHAR susu veriyordu. savunma sanayimiz DAMAdin elinde (icim bir rahat)