ERDOĞAN EKONOMİK KRİZİ DİNİ ÖĞRETİLERLE ÇÖZMEYE ÇALIŞIYOR
Hiçbir ülkede görülemeyecek garip birkaç hafta yaşadık. Beceriksiz olduğu kabul edilmesi gereken bir ekonomik yönetimle Türkiye çok ama çok acayip günlerden geçti. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyada kabul görmeyen fakat kendisinin ısrarla uygulamak istediği bir ekonomik program var. Bu ekonomik programın temellerini de sayın Erdoğan Nass’ta görüyor. Yani dini öğretilerde görüyor.
Buna göre ‘eğer faiz düşürülürse enflasyon da düşecek’ deniyor. Böyle bir öğreti dünyada kabul edilmiş töreler içinde mevcut değil. Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapmakta olduğu bu icraatı ile başarılı olursa ekonomi Nobel’ini alır dünyada da hakikaten ekonominin kitabını yazmış olur. Ancak bunun böyle olma ihtimali sıfıra yakın.
EKONOMİK PROGRAMDA DÜĞME BAŞTAN YANLIŞ İLİKLENDİ
Esas itibariyle düğme baştan yanlış iliklendi ve faiz indirimleriyle başlandı. Esasında düğme yanlış iliklenmeseydi bunlar on beş ay evvel Berat Albayrak’ın ilan ettiği şimdi de uygulamaya konulmak istendiği söylenen ticari açığı düşürücü, ihracatı arttırıcı, yatırım, üretim ve ihracata dayanan bir modelin başarı şansı olabilirdi. Ancak Berat Albayrak’ta bunda on beş ay evvel açıklamış oldu ‘yeni ekonomik programı’ ile bu programın esaslarını ortaya koymuştu. Dediğim gibi düğme yanlış iliklendi.
Böyle bir programın başarılı olabilmesi için çok ciddi bir planlamanın yapılması, sektörlerin belirlenmesi, mevcut sanayi ve tarım kapasitesinin üzerine arttırılması gereken kapasitenin hangi sektörlerde olduğunun tespiti, bu tespitler yapıldıktan sonra sermaye ihtiyacının ortaya konması, bu sermayenin kaynaklarının nereden geleceğinin planlanması, bunlar yapıldıktan sonra da buna göre yeterli eleman planlamasının yapılması gerekir. Bunların hiçbiri yapılmadan işe faiz indiriminden başlamak bu programı başlamadan başarısızlığa mahkûm etmiş gibi görülüyor. İnşallah yol alırız.
Kısacası böyle bir programın başarılı olabilmesi için asgari 150 milyar ile 250 milyar dolar arası yatırım ve asgari dört ila beş sene lazım.
EKONOMİDEKİ PLANSIZ HAREKETLER DOLARI 18 TL’YE ÇIKARDI
Özellikle sayın Nebati’nin konuşmalarından anlıyoruz ki kervan yolda dizilecek yola çıkılmadan evvelde doğru düzgün hiçbir program yapılmamış sadece faiz indirimiyle işe konulmuş. Allah bu işin sonunu hayır eylesin.
Tabii bu plansız hareketler Dolar’ın ‘On sekiz’ liraya kadar çıkmasına da neden oldu. ‘On sekiz’ Liraya kadar yükseliş yaşanırken hükûmete yakın bazı çevrelerin bazı manipülasyonlar yapmış olma ihtimalleri de var. Manipülasyonların dış kaynaktan gelmediğini de sayın Nebati enteresan bir insan kendisi ekonomist değil. Ekonomi hakkında çok ciddi bilgi sahibi olduğunu da düşündürecek bir icraat içinde değil. Zaten kendisi de konunu bir algı meselesi olduğunu söylüyor ve programın daha ziyade algı kısmına yoğunlaşmış gibi görünüyor. Bu kadar çok konuşmasının da konuşunca yaptığı hataların da programın başarısına bir katkısı olacağını zannetmiyorum doğrusu.
Bu arada tabi bazı müspet şeyler de oldu. Asgari ücret mümkün olduğu kadar düzeltildi. Önümüzdeki günlerde asgari ücret yüzdesi kadar olmasa bile memur ve emekli maaşlarına da yapılacak zamların nispeten yaraya pansuman olmasını beklemek lazım.
SEÇİM KANUNU VE ZAMANI SEÇİMİN SONUCUNU BELİRLEYECEK
Bütün bunlar olup biterken siyaseten ne oluyor diye baktığımızda son zamanlarda yaptığı algı operasyonlarına rağmen AKP’nin oy oranlarının düşüşü anketlere yansımış vaziyette. Yapılan anketlerde kararsızlar dağıtılmadan evvel AKP yüzde 30’un altına düşmüş olarak görülüyor. Henüz birinci parti konumunu korumakla beraber önce CHP’nin arkasından da İyi Parti’nin AKP’yi ciddi olarak zorlamaya başladığını görüyoruz. Tabi seçime daha çok var. Adaylar belli değil. Adaylar haricinde en önemlisi, uygulanacak seçimin zamanı ve uygulanacak seçim kanununun ne olacağı belli değil. Seçim kanununun ocak ila mart dönemleri arasında görüşülmeye başlanacağını anlıyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak seçim kanununun ortaya çıkış şekli de kurulacak ittifakları ve seçimin akıbetini büyük ölçüde etkileyecek.
ARTACAK OLAN ENFLASYON ORANLARIYLA SIKINTILI GÜNLER KAPIDA
Önümüzdeki günlerde gerek ekonominin sıkıntılı gidişatının devam etmesi gerekse TÜİK ne kadar rakamlara baskı yaparsa yapsın artacak olan enflasyon oranları Türkiye’yi seçime kadar sıkıntılı günlerin beklediğini gösteriyor. Bu dönemde de iktidar otoriter davranışlarını da mutlaka arttıracak.
DİJİTAL ORTAMDA BASKI ARTIRAN TEDBİRLER GELECEK
Muhalefet liderlerine açılan davalar giderek artacak ve muhalefetin sesinin çıkmaması için iktidarın baskısı artarak devam edecek. Bazı kanuni düzenlemeler yapılarak özellikle dijital ve sosyal medyaya da baskıyı arttıran bazı tedbirlerin gelmesini beklemek lazım.
MUHALEFET PARTİLERİ SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA YETERSİZ
Muhalefet partilerinin bir hareket içinde olduğu görülüyor. Bir ivme de kazanıyorlar. Ancak bütün muhalefet partilerinin çok büyük bir eksikliği var. Bu da seçim güvenliği konusunda yapılması gereken hazırlıkları yapıyor görünmemeleri. Yapıp yapmadıkları konusunda çok büyük tereddütler var. Her ne kadar gerek CHP gerek İyi Parti’nin seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcıları bu konuda çalıştıklarını söylüyorlarsa da yakından tetkik edildiğinde yapılan çalışmaların hiçbir şekilde yeterli olmadığını tespit etmek mümkün.
Hele hele bazılarının düşündüğü gibi bahar aylarında veya yaz başında bir baskın seçim söz konusu olur ise muhalefet partileri seçim güvenliği ve sandığa sahip çıkma konusunda yeterli bir görüntü içinde değiller. Bunun farkında olan belki CHP İstanbul İl Başkanlığı var. Canan Kaftancıoğlu mesajlarından sandığı koruma ve sahip çıkma konusunda bir faaliyet içinde olduklarını anlıyoruz.