Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı dağın tavşan doğurmasından bile daha etkisizdir. Bırakın Cumhuriyet’in tüm anayasalarını, açıklanan tüm maddeler Tanzimat Fermanı’ndan beri bizim bütün metinlerimizde var.
İnsan Hakları Eylem Planını açıklarken “Her çiçeğe su vermeyeceğiz, boynu bükük çiçeğe su veririz, dikene su vermeyiz" demek, insan haklarının evrenselliğini, ruhunu kavramamışsınız demektir. İnsan hakları evrenseldir. Evrensel olan bir konuyu, siz keyfi tasarrufunuzla bu çiçektir, bu dikendir diye ayırmaya kalktığınızda, bu insan hakları planı olmaz, sizin keyfi bir uygulamanız hâline gelir.
19 yıldır iktidarda olan bir partinin, başkanının "19 yıl sonra bunu yapacağım" diye ortaya çıkması bir mânâda 19 yıldır bu alanda ne kadar geri kaldığını da göstermektedir.
Herkeste de genel olarak bu planın Avrupa Birliği ve Amerika’nın talepleri doğrultusunda bir zamanla ortaya konduğu kanısı hâkim. Bu plan, yurt dışı için yapıldıysa, yurt dışının bakış zaviyesi ”Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” şeklindedir ve onlar için de inandırıcılıktan uzaktır.
19 yıldır tek iktidar olan bir partinin bunları bugün başarmasının inandırıcılıktan uzak olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen tüm bunların hayata geçirilmesini de can-ı gönülden arzu ediyorum.
HDP'NİN KAPATILMASI TARTIŞMALARI
HDP’nin kapatılması talepleri doğrultusunda soruşturma açılmasını normal karşılamak lâzım. Bu taleplerin sıkça sile getirildiği bir ortamda, HDP ile ilgili Yargıtay Başsavcılığının inceleme başlattığı haberleri de gündemde yerini aldı. Buradaki mesele, soruşturma yapacak savcılık makamının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve anlattığı bu İnsan Hakları Eylem Planına uygun hareket edip etmeyeceği...
Bu soruşturmada açıklanan bu İnsan Hakları Eylem Planına ne kadar riayet edilecek, onun testini göreceğimiz bir olay. Siyasilerin konuşmalarını bir tarafa bırakalım, Erdoğan’ın dediği gibi, insan haklarına uygun bir şekilde, demokratik ve hukuk devleti anlayışı icinde savcılık bu soruşturmayı yürütebilecek mi, yürütemeyecek mi göreceğiz. HDP’nin kapatılması yönündeki soruşturma süreci bir testtir.
HDP'LİLERİN DOKUNULMAZLIĞI
HDP’li vekillerin Meclis’e gelen fezlekelerinin tamamının kabul edilip, vekilliklerinin düşürülmesinin olmamasını temenni ederim. Bu her şeyden önce HDP’ye oy vermiş seçmene büyük bir saygısızlık olur. Meclis’teki her partiden fezlekesi olmayan diğer milletvekillerinin, dokunulmazlıkların ne kadar önemli olduğunu düşünmelerini ve seçilmiş olan milletvekillerinin seçmenlerine saygı göstererek, yargılama süreci başlayacaksa, fezlekeleri olanların yargılamalarının dönem sonuna bırakılması yönünde bir irade göstermeleri beklenir. Yargılama, seçmen iradesini yok saymanın aracı olmamalıdır.
Bu arada da zamanında çok büyük bir hata yaparak dokunulmazlıkların kaldırılmasını destekleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, şimdi makûl bir idrake gelmesini de temenni ediyorum.
9 MİLYON SURİYELİYE BAKIYORSAK GAFLET İÇİNDEYİZ
Feridun Sinirlioğlu Birleşmiş Milletlerde Türkiye’nin 9 milyon Suriyeliye baktığını ifade etti. Eğer biz 9 milyon Suriyeliye bakıyorsak burada yapılan hatanın ve gafletin ne derecede olduğunu gösteriyor demektir.
Bir an evvel Suriye’deki meşru hükümet ile, inadı bırakıp, Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların sulh ve sükûn içinde geri dönüşlerini sağlayacak ortamı hazırlamamız lâzım.
Türkiye’nin %10’una denk gelen bir toplumun yükünü ne ekonomik, ne siyasi, ne de uluslararası ilişkiler boyutunda tek başına üstlenmemiz sürdürülebilir bir durum değil.
Türkiye’nin ivedilikle bir devlet ciddiyeti hâline dönmesi lâzım.