YUNANİSTAN ULUS-DEVLET OLMAYI BAŞARAMAMIŞ BİR ÜLKE
Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldi. Türkiye’ye geldi ve istikşafı görüşmelerine dair beyanatlarını neredeyse küstah bir ültimatoma sokmasını kınıyorum. Mevlüt Çavuşoğlu’nu da verdiği cevaplar için tebrik ediyorum. Az bile cevap verdiği kanaatindeyim.
Yunanistan, 1800’lerden beri millî birliğini kurmaya çalışan ama millî birliğini bir türlü kuramamış, ulus devlet hâline gelmekte zorlanan bir ülke. Ulus devlet hâline gelebilmek için de devamlı bir düşman yaratma arzusunda. Son 200 yıldır da düşman olarak Osmanlı ve Türkiye’yi seçmiş durumda. Bu yanlış, şımarık ve küstah bir hesaptır. Çavuşoğlu’nun cevabı takdir edilmekle birlikte geç kalınmış bir cevaptır.
Maalesef Yunanistan kurulduğu 1828’ten itibaren hiçbir zaman nüfusunda Yunan çoğunluğunu temin edememiş bir ülke. Nüfusunun içinde Arnavutlar, Makedonlar, Türkler, Müslüman azınlıklar var. Bütün bunlara bakınca sıkıntı içinde çırpınıp duruyorlar. Yunanlar akıllarını başlarına toplayıp Avrupa’yı arkalarına almanın verdiği şımarıklıktan da kurtulmaları lâzım.
HÜKÜMETİN EGE'DE BÜYÜK HATALARI OLDU
Evet bugünkü hükümetimizin maalesef yanlış tavırları sebebiyle Yunanistan Ege’de bir hâkimiyet kurmuş gibi görünmekle beraber, Türkiye bu konuda yavaş yavaş silkeleniyor. Zaman içinde de haklarını alabileceğini ümit ediyorum. Mevlüt Çavuşoğlu’nun nadir başarılarından biri olarak görüyorum. Yunanistan’a verdiği cevabın konuşmadaki kararlılığınını icraata da yansıtmasını temenni ediyorum.
AMİRALLER MESELESİ İLK GÜNDEN BERİ KUMPAS İNTİBASI UYANDIRIYOR
Amiraller meselesi nedense ilk gününden beri bu işin garip bir kumpas olduğu intibasını bende uyandırdı. Tabi Ergenekon’da edindiğimiz tecrübeler bizim, hükümetin attığı pek çok adıma şüphe ile bakmamıza neden oluyor. Evet kullandıkları ifadelerdeki “Yüce Türk Milletine“ diye başlayıp “Aksi takdirde” gibi devam eden ifadelerle çok büyük bir uslûp hatası yaptıkları muhakkak. Muhtevası doğru olan bir açıklamayı, üslûp hatası dolayısıyla çok yanlış bir şekle soktular. Buna birileri mi müdahale etti, ortaya çıkarılması lâzım. Ben 104 Amiralin hiçbir şekilde darbe çığırtkanlığı yaptığını düşünmüyor ve inanmıyorum. Ancak nasıl bir müdahale oldu da bu iş böyle çığırından çıktı kendilerinin de şapkalarını önüne koyup düşünmelerini tavsiye ediyorum.
Hükûmet bu tip fırsatları istediği gibi değerlendiriyor. Montrö ve TSK içindeki irtica konusunda haklı itirazda bulunan kişilerin ifadelerini çok dikkatli seçmeleri gerektiğini düşünüyorum.
ERDOĞAN'IN LOZAN VE MONTRÖ SÖZLERİ ABESLE İŞTİGAL
Karadeniz oldukça hareketli. Karadeniz’deki meseleyi ikiye ayırmak lâzım. İlki Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışma alanı. Bu siyasi çatışma alanının her an sıcak bir çatışmaya dönmesi muhtemel. Zaman zaman da askerî çatışmaya dönüyor. Buraya NATO ve AB’nin müdahale edip etmeyeceği konuşuluyor. Amerika Ukrayna’nın yanında ve askerî olarak da destekleyeceği yönünde bir tavır aldı. Bu bizi alâkadar eden bir konu değil, biz Türkiye olarak bu gerilimden sonuna kadar uzak durmalıyız. İkincisi Montrö Lozan’ı tamamlayan bir anlaşmadır. Dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın zaman zaman Lozan’ın gözden geçirilmesi lâzım, Montrö’nün gözden geçirilmesi lâzım gibi çıkışları abesle iştigal. Kendisi arada bir “Enflasyonu düşürmek için faizi düşüreceğiz, faiz düşünce enflasyon düşer.” gibi hiçbir bilimsel temele sahip olmayan görüşlere sahip çıkarak, ısrarlı bir şekilde altını çiziyor. Keza aynı şekilde nedense sanki Cumhuriyet’in kazanımları yanlış kazanımlar intibası verecek şekilde, Lozan’ı ve Montrö’yü de söz konusu edecek şekilde konuşuyor. Bunlar yanlış işler ve Sayın Erdoğan’ın bu yanlıştan vazgeçmesini temenni ediyorum.
Cumhurbaşkanı Kanal İstanbul projesinin inadına yapılacağını söylüyor. İnadına lafını söylemek mecburiyetinde kaldığı kanaatindeyim. Çünkü mantıklı hiçbir temeli yok. Mantıklı hiçbir temeli olmayan bu projenin ancak inadına yapılması söz konusu olabilir. Sayın Cumhurbaşkanı da onun için inadına yapılacak diyor. Bu proje ancak bir rant projesidir. Madem inadına yapılacak bu proje, zamanı geldiğinde yaratacağı rantın kamu yararına olacak şekilde bu bölgeyle ilgili bir rant vergisinin çıkarılması da elzemdir.
SIĞINMACILARIN GERİ DÖNÜŞ SÜRECİ BAŞLAMALI
İdlip civarındaki çeşitli terör grubu olarak adlandırılan grupların toplandığı yerler hariç, Suriye’de savaş artık bitti. Çatışma küçük bir bölgede terör gruplarının olduğu yerde. Suriye’de savaşın bittiğini artık Türkiye’de kabul etmeli. Dolayısıyla Türkiye’deki sığınmacıların geri dönmesi için gerekli adımları ivedilikle atması gerekiyor. Senelerdir Mısır ile inatla konuşmaktan imtina eden ve sonunda Mısır ile diyaloga başlayan AKP iktidarının aynı adımları, Suriye Devleti ile de atması gerekiyor.
GOCUNACAK BİR ŞEY YOKSA PANKARTLAR NEDEN İNDİRİLİYOR
CHP pankartlarının iktidarın sert tavırlarından “alışılmış ” şekilde indirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Burada baskıcı bir şekilde bu işin üzerini kapatmaya çalışacaklarına, gocunacak bir şey yoksa Merkez Bankası’nın bu dövizleri hangi kurullara sattığı, bu kurulların da bu dövizleri kime sattığını ve sonunda kimlerin haklı veya haksız kazanç elde ettiğini görmemiz lâzım. Belki haklı operasyonlardır ama haksız operasyonlar olduğuna dair çok yaygın bir kanaat var. Şeffaf olunmadığı için bu kargaşa yaşanıyor.
Ben de soruyorum, 128 milyar Dolar hangi kasada? Kime satıldı, niye satıldı? Bu satılanlardan kim kâr elde etti bunun açıklanması şart. Bugün açıklanmazsa da günü geldiğinde açıklanacak ve hesap sorulacaktır. Evet, 128 milyar Dolarımız nerede?