Rusya ile Ukrayna arasında yıllardır süren gerginlik, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ile savaşa dönüştü...
Bu konuda Aykırı'da Ukrayna'da Neler Oluyor başlıklı yazım düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım.
Gelişen durum nedeniyle ilave değerlendirmeleri mi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Rus Silahlı Kuvvetlerinin, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine nazaran her bakımdan üstünlüğü nedeniyle Rusya'nın askeri açıdan başarılı olması kaçınılmaz bir sonuç olarak görülüyor.
Nitekim, Ukrayna, kendi topraklarını savunmasına rağmen önemli bir direnç gösteremedi ve Rus Kuvvetleri Başkent Kiev kapılarına dayandı.
Şimdi Putin, Zelenski ile kadrosunun istifasını ya da devrilmesini bekliyor. Aksi takdirde işgali genişletecektir.
Rusya, aylardır kış koşullarında 200 bin askerini Ukrayna sınırına yığdı.
Bu olay, Putin'in kararlı olduğunun somut göstergesidir.
Eğer, Putin hiçbir kazanç sağlamadan askeri birliklerini kışlalarına gönderseydi Rus Halkı Putin'in görevine son verir ve hesabını sorardı. Putin bunu da bildiği için isteklerini bir süre bekledi ve düğmeye bastı.
Ukrayna Yönetimi ABD ve NATO'ya çok güvenmiş olacak ki Rusya ile ortak bir noktada buluşma gayretini yeterli düzeyde gösteremedi. Sonuçta savaş başladı.
NATO bir askeri organizasyondur ve kendi hudutlarını korumak amacıyla kurulmuştur.
Ukrayna, NATO üyesi olmadığı için NATO'nun savaşa müdahil olması beklenemez.
Afganistan da NATO üyesi değildi. Ama NATO, Afganistan savaşına katıldı ve boyunun ölçüsünü aldı.
ABD ve NATO'ya Afganistan yenilgisi bir ders olmuştur.
Nitekim, Rusya'nın Ukrayna saldırısında ABD ve NATO Ukrayna'ya asker göndermeyeceklerini açıklamışlardır.
Ancak, savaşı ekonomik boyutuyla ele alarak Ukrayna'yı desteklemeyi yeğlemişlerdir.
Bana göre Rusya ekonomik yaptırımlara boyun eğmez. Rusya hedeflerinden vazgeçmez. Aksi takdirde Putin ağır bedel ödemek zorunda kalır.
Ukrayna, "bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tecavüz ediliyor" diyerek BM Güvenlik Konseyini acilen toplantıya çağırdı. Güvenlik Konseyi sadece "Masaya dönün" çağrısı yaptı.
Bu olay bile, bir devlet karar alırken kendi gücüne öncelik vermeli ve ona güvenerek hareket etmelidir. Bu noktada Ukrayna yönetimi büyük yanlışlık yapmıştır.
Bir savaş, karşı tarafın Silahlı Kuvvetlerini etkisiz kılarak ya da Başkentini ele geçirerek sona erer.
Bu kapsamda, Rusya her iki hedefi kısa sürede gerçekleştirebilecek imkan ve kabiliyete sahiptir.
Ayrıca Rusya, Ukrayna Yönetimini değiştirir, kendine bağlı bir kadroyu başa geçirir, Rusların çoğunlukta olduğu ve kritik gördüğü Donbass, Donetsk gibi bazı bölgeleri ilhak edecektir. Buna rağmen ekonomik savaş yıllarca devam eder.
3.DÜNYA SAVAŞI TEHLİKESİ
Bu savaşa NATO ya da ABD, askeri açıdan müdahil olursa (Putin ima etti) Rusya nükleer silahlarıda kullanabilir. Böylece "Kıyamet" dediğimiz 3.üncü Dünya Savaşı başlar.
Bu senaryo insanlığın felaketine yol açar. Bu bakımdan,biz tarafsız kalmalıyız.
Boğazların kapatılması gibi bir stratejik hatalı politika izlememeliyiz.
Montrö Sözleşmesini eksiksiz uygulamaya devam etmeliyiz. Bu arada Montrö'nün önem ve anlamının çok doğru olduğunu vurgulamalıyız.
ABD ve NATO Ukrayna'yı ekonomik ve politik yollardan desteklemeye devam edebilirler. Bunu da doğal karşılamak gerekir düşüncesindeyim.
UKRAYNA'YA GÖNDERİLEN SİLAHLAR, RUSLARIN İŞİNE YARAYABİLİR
ABD ve bazı NATO ülkeleri,Ukrayna’ya silah desteği sağlayacaklarını açıklamışlardır.
Bu geç kalmış bir harekettir. Gönderilen bu silah ve teçhizatın eğitimleri yapılmadığından etkili kullanılması mümkün değildir. Hatta Rus’ların eline geçmesi olasılığı yüksektir.
ABD basını; ABD’nin Zelenski’yi kurtarma amacıyla bir operasyon düzenleyeceğini ama Zelenski’nin bunu reddetiğini yazmıştır.
Bu haber doğru değildir. Çünkü Rusya, Kiev’i karadan ve havadan abluka altına almış bulunmaktadır. Dolayısıyla kurtarma harekatına gelecek birliklerinin tümünü etkisiz kılar. ABD de bu riski göze alamaz.
ATATÜRK'ÜN NASIL BÜYÜK BİR DEVLET ADAMI OLDUĞU BİR KEZ DAHA ANLAŞILDI
Bu savaş, bir devletin ulus-devlet yapılanmasının ve üniter sisteme göre teşkilatlanmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş ve Atatürk'ün büyük bir devlet adamı olduğunu somut şekilde ortaya çıkarmıştır.
Ukrayna’nın 24 oblast yani bölge, bir özerk cumhuriyet Kırım idi ve özerk şehirlerden oluşan karmaşık bir siyasal yapısı var.
Buna bağlı olarak içeride ayrılıkçı yani Rusya'ya yakınlık duyan güçlerle, devamlı silahlı mücadele edilmesine zemin hazırlanmıştır.
Bu nedenle Ukrayna iç cephesini sağlamlaştıramamış ve askeri açıdan güçlenememiştir.
ABD ve NATO ile iyi ilişkilerine rağmen Rusya'yı caydırabilecek bir kapasiteyi yakalayamamıştır. Sonunda bu günlere gelinmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet yani tek devlet, tek millet, tek dil, tek bayrak yapılanması güçlü bir devlet olmasına büyük katkı sağlamaktadır.
DERSİM KATİLAMI DİYENLERE DUYURULUR
Eğer, biz Tunceli'de özerklik isteyen Rıza Seyit ve yandaşlarına bu hakkı verseydik, İç cephemiz Ukrayna benzeri zayıf bir pozisyona düşerdi. Dersim İsyanının bastırılmasına katliam diyen vizyonsuzlara hatırlatılır.
Gerek Rusya, gerekse Ukrayna tarafından açıklamalar yapılmaktadır. Bunların doğru olduğunu kabul ederek değerlendirmeler yapmak yanlıştır.
Çünkü bir savaşın psikolojik harekat yönünün olduğunu hatırlatırım.
Bu kapsamda açıklamalar abartılı ve kendi tarafına moral vermeye, düşmanın paniklemesine yönelik yapıldığını dikkate almalıyız.
Örneğin, 1974 Kıbrıs Barış Harekatında Mağusa'yı aldığımız hâlde Rum Televizyonu "Türkleri Mağusa da bozguna uğrattık" anlamındaki haberini kısa süre sonra değiştirerek Mağusa'nın elden çıktığını kabul etmişti.
Barışcıl girişimlere devam edilmeli, Rusya'yı ve isteklerini dikkate almak gerekir düşüncesindeyim.
NATO, Ukrayna ile sınırdaş olan üye ülkelerine belirli sayıda asker gönderdiğini açıklamıştır.
Bu Ukrayna'ya destekleyen askeri bir operasyon yapılacağı anlamına gelmez.
Bu savaşın sonunda özellikle Doğu cephesindeki eski Sovyetler birliği ülkelerinin, NATO silahlarıyla donatılmasına hız verileceğini ve silah tüccarlarına büyük pazarlar ve kazançlar sağlayacağını değerlendiriyorum.
Teşekkür ederim komutanım.