4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak Süleymaniye kentinde, ABD askerleri tarafından Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı askeri time baskın düzenledi. Askerlerimizin başına çuval geçirildi, ellerine kelepçe takıldı ve esir muamelesi yapılarak Bağdat'a götürüldüler. Bir hafta rehin tutulduktan sonra serbest bırakıldılar.
Böylece; TSK'nın onur ve şerefi aşağılandı, Türk tarihine kara bir sayfa eklendi, Türk milletinin bağrına ateş düştü.
Bu esnada Irak, ABD işgali altında bulunuyordu. Bizim askeri tim ise, PKK bölücü teröristleri ile sürdürülen mücadele kapsamında yıllardır Süleymaniye'de görev yapıyordu.
ABD askerleri operasyona başlayınca olay acil olarak Türk Genelkurmay Başkanlığı'na süratle iletildi ve timin emir beklediği raporu verildi.
Bunun üzerine, gelişme hemen dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e ulaştırıldı. Hilmi Özkök ise "Mukavemet etmesinler" dedi. Bu direktifin; korkaklık, onur kırcı, aşağılık olduğunu, Mehmetçiğe yakışmadığını düşünüyorum ve kınıyorum. Bu emir nedeniyle tim direniş göstermeyince talihsiz ve skandal çuval geçirme olayı maalesef gerçekleşti.
Çuval olayının, ABD'nin kuruluş günü olan 4 Temmuz'a raslatılması da tesadüf değil. Bilinçli ve anlamlıdır. Böylece, ABD'nin 4 Temmuz 1776'da kuruluşu kutlamalarına zenginlik kazandırılmıştır. Ancak, bizim için kara gün olarak tarihimize geçmiştir ve her sene bağrımızı yakmaya devam etmektedir. Bu olayı yaşanmasında kusuru bulunan başta Hilmi Özkök olmak üzere herkesi lanetliyorum. Ayrıca, Hilmi Özkök'ün pişkinlik gösterip görevine devam etmesini, emrindeki kuvvet komutanlarının da sessiz kalmalarını yadırgadım. En azından Hilmi Özkök'ün istifa etmesi gerekirdi.
Bununla beraber, tim komutanının meşru müdafa hakkını ve inisiyatifi aktif şekilde kullanması gerekirdi. Böyle yapılsaydı, Mehmetçiğin ABD askerine unutamayacağı ders vereceğini biliyor ve inanıyorum, kahramanlık destanı yazılabilirdi. Burada komutanların nitelik, yeterlilik ve özelliklerinin çok önemli olduğunu fakat korkak hareket ettiklerini bir kez daha görüyoruz.
Esasen Hilmi Özkök, Diyarbakır'da 7'nci Kolordu Komutanı iken Lice-Sağgöze bölgesindeki PKK'lı teröristlerine yönelik düzenlenen bir operasyonu planlayıp yönetmişti. Bu operasyonda 40 şehit ve çok sayıda yaralı verildi. Teröristler birkaç tane havanı kaçırmışlardı. Buna rağmen maalesef orgeneral yapıldı, elbette şaşırmıştım.
Askerler bilir "Angajman kuralları" denilen bir uygulama vardır. Hangi olay meydana gelirse birliğin hareketi yani reaksiyonu önceden alternatifli olarak belirlenir ve birlik bunlara yönelik eğitilir. Bir olay meydana geldiğinde emir beklemeksizin birlik komutanı inisiyatif kullanır. Ancak, bu konuda da eksiklik olduğunu tahmin ediyorum.
ABD Çuval Olayı ile bizi denedi, teslimiyet gösterilince ve bir nota dahi verilmeyince düğmeye bastı. Ardından, 1 Mart Tezkeresi'nin TBMM tarafından reddedilmesi ile başlayan gerginlik tırmandırılarak ABD ile ilişkilerimiz ciddi boyutta bozuldu ve devam etmektedir. Günümüzde, ABD'nin PKK-PYD terör örgütünü açıktan desteklemesi buradan kaynaklanmaktadır.
Böylece marjinal düzeye indirilen PKK bölücü terör örgütü toparlanıp azgınlaşma fırsatını iyi kullanmıştır. Bugün Türkiye'nin yaşadığı sorunların temelinde PKK terör örgütü yatmaktadır.
PKK’nın kökünü hem dağda hemde siyaset alanında kazımadan hiçbir sorunumuzu çözemeyiz.
PKK BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BAŞI APO’YA AF İDDİALARI!
Apo’ya, af hazırlığı yapılıyor şeklindeki zayıfta olsa bazı iddia ve konuşmalara tanık oluyoruz.
ABD tarafından Apo şartsız bize teslim edilince yargılandı ve idama mahkum oldu. Ama dönemin üç partiden oluşan Koalisyon Hükümeti Apo’yu affederek idamdan kurtardı. Bu bağlamda Türk milleti, 2002 Genel Seçimlerinde bu üç partiyi seçim barajının altında bırakarak cezalandırdı.
Eğer, Apo ikinci kez af edilerek serbest bırakılırsa veya cezası ev hapsine çevrilirse Türkiye Cumhuriyeti’nin PKK’ya yenildiği dolaylı olarak kabul edilmiş olur ve felakete yol açar.
Bu asil millet seçimlerde sorumlulara gereken en ağır cezayı verir. Ayrıca şehit, gazi ve kahramanlarımızın günah ve vebali altında boğulurlar.
Aynı hatayı tekrarlamak, aptallık ve haysiyetsizlik anlamını taşır.
HERKESE DUYURULUR.