AKP iktidarının can suyunun kaynağı; oluşturduğu “kutsal mağduriyet!” algısıdır. Mağduriyet ajitasyonu her daim birincil propaganda malzemesi olarak kullanılmış ve AKP iktidarını var eden en güçlü araçlardan biri olmuştur.
Hep mağdurlar…
Kimi zaman, ceberut devlet mağdurudurlar,
Kimi zaman, üst akıl mağdurudurlar,
Kimi zaman, faiz lobisi mağdurudurlar,
Kimi zaman, Haçlı ordusu mağdurudurlar,
Kimi zaman, başörtüsü mağdurudurlar,
Kimi zaman, yargı mağdurudurlar,
Kimi zaman, inanç mağdurudurlar,
Kimi zaman, kandırılma mağdurudurlar,
Kimi zaman, AB ve ABD mağdurudurlar,
Kimi zaman, fıtrat mağdurudurlar,
Bu liste böyle uzayıp gider…
AKP; "Kutsal mağduriyete”! Sürekli doğum yaptırarak, kutsal istismarının maskesi haline getirdi ve netice aldı.
“Kutsal mağduriyet”! stratejisi; bilumum feodal yapıların tarih boyunca kullandığı en önemli silahtır. Yaralı bilincin oluşmasını sağlar. Gurup asabiyesinin harcının karılmasına yardımcı olur.
“Kutsal mağduriyet”! Kutsalların arkasına sığınıp, onları istismar ederek oluşturulan bir algıdır. İnanç ve kimlik bu algının oluşumunun başat faktörleridir.
İmdi…
Türkiye yeni bir siyasal iklime eviriliyor…
Kutsal istismarcıların karşısında, kutsalına saygılı ama onlar üzerinden istismar ve mağdur edildiğinin de farkında olan onlarca milyon HAKİKİ MAĞDUR; ben mağdurum diye sesini yükseltiyor, isyanını çeşitli vesilelerle ortaya koyuyor.
İklim değişmiştir…
AKP iktidarının; can suyu olan “kutsal mağduriyet”! Stratejisinin miladı dolmuştur…
Artık gerçek mağdurların belirleyici olduğu bir siyasal iklimdeyiz…
Yoksullar,
İşsizler,
Emekliler,
Adaleti bulamayanlar,
Ötekileştirilenler,
Üleşimden pay alamayanlar,
Çiftçiler,
Beyaz yakalılar,
Mavi yakalılar,
KOBİLER,
Esnaflar,
Tüccarlar,
Akademisyenler,
Uyuşturucu çetelerinin kuşattığı insanlar,
Betonlaşan kentlere isyan edenler,
Çevre duyarlılığı olan insanlar,
Özgürlük arayanlar,
Demokrasiye sahip çıkanlar,
Cumhuriyeti savunanlar,
Aşağılanan kadınlar,
Hakkı çalınan garip guraba,
Ve daha niceleri...
AKP iktidarı döneminde; toplumun her kesitinden, şu sebepten veya bu sebepten dolayı mağdur edilmişlerin oranı nüfusun nerdeyse %70’ine ulaşmıştır.
Hal böyle olunca;
AKP yönetimi; “Memleketin bekası” söylemini tedavüle soktu ve beka kaygısını oluşturmak için her yolu deniyor...
Şüphesiz ki, memleketin bekası her şeyin önündedir...
Ancak, HAKİKİ MAĞDURLAR; beka sorununun müsebbibinin AKP olduğunu biliyor ve
Memleketin selamete ulaşmasının tek çıkış yolunun AKP’nin iktidardan gitmesiyle mümkün olacağına inanıyor...
Demem o ki;
Güneş ışığını ve sıcaklılığını hissettiriyor...
Çoğu gitti, azı kaldı!!!