Sayın Ahmet Davutoğlu ve sayın Ali Babacanın “DÜNLERİNE” ait açıklamalarını takip ediyorum. Bu açıklamalarda gördüğüm önemli bir hususun altını çizmek istiyorum.
Öz eleştirilerini yapmamak, günah çıkarmamak için ya lafı dolandırıyorlar, yada lafın ucunu açık bırakıyorlar!
18 yılın asgari 15 yılında icranın içinde farklı pozisyonlarda karar mercinde bulunmuş bu iki siyasetçinin, samimi bir özeleştiri yapmamış olması, bence önümüzdeki süreçte önlerindeki en önemli tartışmalı alandır!
“Demiştim ki, dedim ki, aşamadım ki, parti içinde her türlü itirazı yaptık ama dışarıya aksettirmedik, aile mahremiyetine sadık kaldık, arkamızda kimse durmadı, arkadaşlarımız bizi sattı” türü beyanlar, Bu iki siyasetçiye toplumda güven duygusunun oluşmasını engelleyen bir haldir!
Türk Hava Kurumu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Sadık Karayel, zaman zaman ziyaretime gelir ve her geldiğinde memleketin ahvalini nasıl gördüğünü sorduğumda, cevabına bir fıkra anlatarak başlar.
Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacana dair bu değerlendirmeyi yazarken, Sadık beyin bir fıkrasını hatırladım!
Fıkra;
“İki avcı keklik avı için avlanacakları alana gitmişler. Akşama kadar vuracak keklik bulamamışlar. Geceyi geçirmek için çadırlarını kurmuş ve uykuya dalmışlar...
Gecenin bir saatinde, avcılardan biri uyanmış ve arkadaşını dürtmüş, uyandırmış ve sormuş: 'Yukarıya bakınca ne görüyorsun?'
Uyandırılan avcı, gözlerini yukarıya dikmiş ve gördüklerini anlatmaya başlamış:
'Ayı görüyorum, yıldızları görüyorum ve Tanrının gücünü düşünüyorum' demiş...
Soruyu soran avcı: 'Ulan, bırak ayı yıldızı, çadırımızı çalmışlar çadırımızı' diye bağırmış...”
Demem o ki;
Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan samimi olarak Çadırın çalındığını açıkça haykırmalılar ve kendilerinin bu süreçteki eksiklerini, hatalarını da itiraf etmeliler!
Öz eleştiriden, nedamet duymaktan korkmasınlar, milletin sinesi samimiyeti geri çevirmez!!!
ÇADIR ÇALINDINDIĞINI BİLENLER BİLİYOR, GERİSİ LAFI GÜZAFTIR..
Sayın bakanım çok güzel anlatmışsınız.gonlunuze ve kaleminize saglik.