Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Ümit Doğan
  3. II. Abdülhamid'in haremindeki kadınlara yaptığı utanç verici muamele!
Yayınlanma: 11 Mart 2021 - 16:18
Güncelleme: 11 Mart 2021 - 17:34

II. Abdülhamid'in haremindeki kadınlara yaptığı utanç verici muamele!

11 Mart 2021 - 16:18
Güncelleme: 11 Mart 2021 - 17:34
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
II. Abdülhamid'in haremindeki kadınlara yaptığı utanç verici muamele!
Ümit Doğan
[email protected]

Bu yazının konusu aslında Sultan Abdülhamid’in korkuları yazıyı okuyunca sarayda kadına verilen değeri görecek ve yazının asıl konusundan uzaklaşacaksınız.

Sultan II. Abdülhamid, son derece vehimli bir yapıya sahipti. 

Amcası Sultan Abdülaziz’in şüpheli ölümü ve ağabeyi V. Murad’ın tahttan indirilmesi sürecinde gördükleri ve yaşadıkları korkularını artırmıştı. O, amcası ve ağabeyi gibi kendisinin de bir gün tahttan indirileceğini düşünüyordu. Onu hayatında en çok rahatsız ve meşgul eden konulardan biri ölme ve öldürülme korkusuydu. Bu korku nedeniyledir ki kendisini Yıldız Sarayı’na kapatmış 33 sene hiç dışarı çıkmamıştı.

Abdülhamid devrini görmüş devlet adamlarından Süleyman Kani İrtem, Sultan II. Abdülhamid’in vehimli ve şüpheci yapısını şöyle açıklamaktadır:

“Sultan II. Abdülhamid’in sözlerinde, sükûtlarında, dudaklarının hareketlerinde, vücudunun birden kımıldayışlarında, ürpermelerinde, yüzünün kararırcasına sararmasında, gözlerinin parlayışlarında ve donuklaşmalarında bütün ruhuna yalnız bir duygunun hâkim olduğu fark edilebilirdi: Korku! Sebepsiz, mantıksız, şifa bulmaz bir korku! Gördüğü, geçirdiği haller, vakalar onu etrafındakilerden, herkesten itimatsızlığa sevketmişti. Bu itimatsızlık onun devrini bir ‘korku saltanatı’ haline getiren en kuvvetli sebeplerden biri olmuştur.           
Sultan II. Abdülhamid her toplantıda kendisine bir suikast tertip edileceğini, aleyhinde bir pusu kurulacağını, hiç olmazsa sözler konuşulacağını zihnine yerleştirmişti.”


Yıldız Sarayı Üçüncü katibi İsmail Müştak Mayakon, görevi gereği Sultan Abdülhamid’in yakınında yer almış, tutum ve davranışlarına tanık olmuştur. Bu sebepledir ki, Müştak beyin anıları sarayda olup biteni anlamamız adına önemli bir kaynaktır. Ben de bu hatıratın bazı kısımlarına Derin Sultan Abdülhamid kitabımda yer verdim.

Müştak Bey II. Abdülhamid’in sürekli bir öldürülme korkusu içinde olduğunu şöyle anlatmaktadır:

“Sultan Hamit, yediği içtiği şeylerin sıhhi veya gayri olmasından ziyade, emniyetli veya emniyetsiz eller tarafından hazırlanmış olmalarına ehemmiyet verirdi. Aşçıbaşısının mahir olması değil, sadık olması lazımdı. Yağın veya sütün, suyun veya kahvenin içinde bulunabilecek mikroplardan ziyade bunlara bir düşman elin katabileceği zehirlere bakardı. Onun içindir ki su, Karakulak menbaından gelirdi. Menbaı geceli gündüzlü iki tüfekçi beklerdi. Fakat Sultan Hamid, tüfekçiler tarafından vurulan damgaları değil, kendi sürahisinde ikinci kilercisi ve has adamı Hüseyin Bey’in mührünü görmek isterdi.

Sultan Hamid’in bir berberbaşı vardı. Bu adam tâ şehzadeliğinden beri yanında bulunan güvenilir bir emektar idi. Fakat bu berber Sultan Hamid’i tıraş ederken ya başkatip, yahut bir muhasip hazır bulunurdu. Sultan Hamid tıraş olurken bunlarla konuşurdu, fakat asıl maksat bu makas ustura oyununda velev pek emniyetli olsa dahi berberbaşı ile yalnız kalmamaktı. Sultan Hamid sakalını bizzat kendisi düzeltirdi. Berberin yanlışlıkla makası derin vurarak sakalının biçimini bozmasından korkardı, fakat bunun hakiki sebebi sakal ile gırtlak arasındaki mesafenin kısalığı idi. Nihayet berberbaşı da bir adamdır, onunda çıldırması yahut düşman oluvermesi ihtimali vardır. Makasın ucunu gırtlağına sapladı mı mesele tamamdır. Bu fantezi kabilinden bir mütalaa yahut hakikatten uzak bir ihtimal değildir. Ölümüne kadar hemen her gün temas etmekte olduğum Tahsin Paşa bunu bizzat bana söylemiştir. Ne yazık ki Tahsin Paşa buna benzer birçok garipliklere vakıf olduğu halde birçok ısrar ve ricalarıma rağmen bunları hatıratına geçirmemiştir.

Sultan Hamid’in doktorluğa itimadı vardı. Sarayda mükemmel bir eczane ile farklı branşlarda doktorlar vardı. Tıbbın ilerlemesini alaka ile takip ederdi. Tıbbiye Mektebi’nden kudretli hekimler yetişmesini samimi olarak arzu ederdi. Eğer genç doktorlarımızın Avrupa’da muhalifleriyle düşüp kalkacaklarından korkmasaydı, her sene Avrupa’ya tahsil için bir çok talebe gönderebilirdi. Böyle olmakla beraber saray eczane yapılan ilaçlardan kullanmazdı. Zehrin de ilaç yerine verildiğini, ölçüsü fazla kaçırılan zehirli bir ilacın ölümüne sebep olabileceğini düşünürdü. PEK MECBUR KALDIĞI ZAMAN İLACI EVVELA BİR KÖPEĞE VEYA HAREMDEKİ KADINLARDAN BİRİNE İÇİRTİR SONRA KENDİSİ İÇERDİ. Sultan Hamid Beylerbeyi sarayında muhafaza altında iken hastalanmıştı. Hükümet kendisine tedaviye Akil Muhtar Bey’i memur etmişti. Sultan Hamid’in hayatı ne kadar sevdiğini, daha doğrusu saltanat ümitleri tamamıyla zail olduğunda bile etrafında suikast tehlikeleri görerek, fikren ne kadar rahatsız olduğunu şundan anlayabiliriz ki, Doktor Akil Muhtar Bey hasta için yazdığı ilaç kaşelerinden bir tanesini Sultan Hamid’in gözü önünde yutmadıkça ihtiyar hasta bu ilaçları kullanmaya razı olmamıştı.”

Müştak Bey’in anlattıkları bizi konumuzun dışına çıkarıyor. Sultan Abdülhamid’in öldürülme korkusunu bir kenara bırakıp sarayda kadının yeri ve değerine odaklanıyoruz. Burada bir hakaret veya iftira kesinlikle yoktur. Sultan II. Abdülhamid bir ilaç içeceği zaman önce haremden bir kadına veya köpeğe içirtmiştir. İlacın yan etkisi olup olmayacağı kadın veya köpek üzerinde denemiştir. Bir şey olmazsa kendisi de ilacı içmiştir. Müştak Bey, sarayda görev yaptığı sürede buna şahit olmuş ve bunu hatıralarına geçirmiştir. Bu hatıra bizlere maalesef sarayda haremdeki bir kadının kıymetinin bir köpekle eşdeğer olduğunu göstermektedir.


 

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne! - 14 Aralık 2023
  • Şeyh Said isyanında saptırılan gerçekler: Diyarbakır halkı böyle tepki gösterdi - 19 Temmuz 2023
  • Yıldız Sarayı'nın içki sofrası - 25 Nisan 2023
  • Vahdettin'in idam ettirdiği Milli Şehit Kemal Bey'in geride kalan çocuklarına Atatürk nasıl sahip çıktı? - 10 Nisan 2023
  • Şeyh Said gerçekleri! Mahkemede böyle af istedi: "Ben adalet istemiyorum, af istiyorum" - 08 Nisan 2023
  • Dersim İsyanı'nın temeli Koçgiri'de atıldı - 16 Kasım 2022
  • İngilizler tek kurşun atmadan İstanbul'u nasıl işgal etti? - 06 Ekim 2022
  • Mustafa Kemal hesabına çalışan Saray casusunun gözünden Vahdettin - 13 Eylül 2022
  • Hutbelerde Atatürk'ün adının anılmasını, Atatürk mü yasakladı? - 26 Ağustos 2022
  • İskilipli Atıf'ın bilinmeyen ihanetleri - 14 Ağustos 2022
  • Tarihi belgeyi açıklıyoruz, İskilipli Atıf suçunu kabul ediyor! - 14 Ağustos 2022
  • Lozan gerçekleri: 100 yıllık bir antlaşma mı - 24 Temmuz 2022
  • Şeyh Said'in gerçek yüzü? Şeyh Said kimdir! - 29 Haziran 2022
  • Mithat Paşa'yı Kim öldürdü? - 04 Haziran 2022
  • Saltanat böyle kaldırılmıştı! - 31 Mayıs 2022
  • Atatürk: "Annem idam edildiğimi düşünerek felç geçirdi" - 08 Mayıs 2022
  • Atatürk döneminde dini bayramlar - 02 Mayıs 2022
  • Vahdettin'in kaçtı mı sürgün mü edildi! - 23 Nisan 2022
  • TBMM dualarla nasıl açıldı - 23 Nisan 2022
  • Hutbelerde isim zikredilmesini Atatürk mü yasakladı? - 19 Mart 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
Köşe Yazarları
 Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Batuhan Çolak
Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Emre Yükselen
Emre Yükselen
Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Ümit Doğan
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Çok Okunan Haberler
Naci Görür uyardı: 'Yediye kadar deprem üretebilir'
Naci Görür uyardı: 'Yediye kadar deprem üretebilir'
Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısı sürüyor!
Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısı sürüyor!
Mutlak Butlan nedir, ne demek? CHP'de 'Mutlak Butlan' tartışması ne?
Mutlak Butlan nedir, ne demek? CHP'de 'Mutlak Butlan' tartışması ne?
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Medya
Teknoloji
Kültür-Sanat
Sağlık
Yaşam
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
Nöbetci Eczaneler
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.