Razi Yalkın, gizli görevi gereği saraya kadar sızarak Millî Mücadele için istihbarat toplamış bir Türk casusudur.
Gizli istihbarat teşkilatlarımızdan Mim Mim Grubu’na mensup olan Razi Bey’in kod adı “Mim Sıfır”dır. İngiliz işkencesi sonucu felç kalmıştır. Razi Bey’in saray anıları Vahdettin’in millî harekete bakış açısını hakkında önemli bilgiler vermektedir. Razi Bey’e kulak verelim:
“Vahdettin’in en sonunda başına yıkılan sarayı mütareke günlerinde tam manasıyla bir zehir kaynağı idi. Yurt ve ulusun kurtarıcılarını ısırmaya ve zehirlerini akıtmaya uğraşan büyük ve küçük yılanlar, zehirlerini hep bu kaynaktan alırlardı.
Başta Vahdettin olmak üzere bütün yurtsuz vatansızlar, gece gündüz sarayın fesat kokan salonlarında toplanıyorlardı. Bütün düşünceleri, hedef ve gayeleri Anadolu’dan fışkıran Türklük hareketinin kaynağını kurutmak, saf ve cahil halkı kandırıp bu hareketten soğutmak idi."
Razi Bey; Damat Ferit ve İstanbul’daki Yunan heyeti nezdinde sarayın gizli elçiliğini yapan Refik Bey’in Vahdettin’in en sadık adamları olduğunu ancak Vahdettin’in bu iki sadık kölesinin faaliyetlerini yeterli bulmadığı için meşhur Yüzbaşı Bennett’i elde ettiğini söylemiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki Bennett, İngilizlerin İstanbul’daki istihbarat şefi olup Meclis-i Mebusanın İngiliz askerlerince basılıp vatansever milletvekillerin tutuklanmasında ve onların Malta Adası’na gönderilmesi operasyonunun başında yer almıştır.
Bennett’in Mustafa Kemal’i öldürmek için suikast planladığı ve bunu öğrenen Ankara’nın Anadolu’nun birçok yerinde tedbir aldırdığı arşiv belgeleriyle sabittir. Bunların pek çoğunu buradan da yayınladım. Ayrıca Atatürk'ü Öldürme Planları kitabımda hepsi var.
Razi Bey, Vahdettin’in Bennett ile olan yakın ilişkişine dair “Gözbebeği gibi sevdiği Bennett’i kendine siyasi bir müşavir, daha doğrusu bir saray nazırı edinmişti. Her şeyde ona güveniyor ve inanıyordu. Ona danışmadan hiçbir işe girmiyordu.” demektedir.
Vahdettin, Salih ve İzzet Paşaların Anadolu’daki milliyetçilerin safına katıldığı haberinin doğru olmadığını ve Çerkez Ethem’in Mustafa Kemal’e karşı ayaklandığını sadık kölesi Refik’ten öğrenmiş, Refik’in haber kaynağı olan Mihaidilis’in bu haberi kimden aldığını sormuştur.
Bunun Anadolu’dakilerin bir dolabı olabileceğini söyleyen Vahdettin, haberin doğruluğu teyit edilince çok sevinmiş, kararıp sönmeye yüz tutan ümitleri yeniden kuvvetlenmiştir. Hemen akabinde neler yaşandığını Razi Bey’den dinleyelim:
Acele ile sarayın harem dairesine çekilmişti. Hayat arkadaşlığından ziyade fesat yoldaşlığı ettiği Seniye’yi çağırtarak Refik’in getirdiği haberleri birer birer anlatmış, onun da daralan yüreğini ferahlatmıştı.
Şeytan kadın, vaziyetteki önemi Vahdettin’den çok daha iyi kavradığı için, süratle harekete geçmek ve bu vaziyetten istifade etmek lüzumunu hissetmiş, çırpınarak:
”İki gözüm aslanım. Bir dakika bile durmaya gelmez. Bu ayrılıktan istifade ile Çerkez Ethem’i elde etmek çarelerini bulalım. Şimdi Yüzbaşı Bennett’i çağırtmayı ve bu husuta görüşüp anlaşmayı çok faydalı bulurum. Hiç şüphesiz o daha esaslı haberler almıştır.”
Vahdettin Millî Mücadele taraftarlarına karşı İngilizlerden bile daha merhametsizdir. İstanbul’dan Anadolu’ya silah kaçıranların ibreti alem için idam edilmelerini istemiş, General Harrington bunu uygun bulmamış, sevkiyatı engellemekle yetinmiştir:
İki saray mensubu, milli mücadelenin kahraman ve ak yüzlülerinden Topçu Yarbay Eyüp Bey ile Yüzbaşı Arif, İsmail Hakkı, Yozgatlı Ahmet Efendilerin Maçka’daki silah ambarından teçhizat ve silahları çıkarıp Anadolu’ya gönderdiklerini hafiyenin birinden öğrenmişlerdi.
İngilizlerin bu gibi hallere karşı göz yumduklarından ve kabine üyelerinin kayıtsızlık gösterdiklerinden de şikayet etmişlerdi. Bu haber karşısında öfkelenen Vahdettin, Sadrazam’dan gizli olarak General Harrington ile bir görüşme talep ve ricasında bulundu.
General Harrington görüşmeye meşhur Yüzbaşı Bennett ile beraber geldi. Vahdettin kısa bir başlangıçtan sonra maksada girdi. Anadolu’ya götürülen silah ve cephanelerin İstanbul’da saklı bulunduğu ambarlardaki subaylara kesinlikle güveni olmadığını söyledi.
Bu ambarların İngiliz askeri birlikleri tarafından tamamen işgal edilmesini istedi. Eyüp Bey ile arkadaşlarının derhal tutuklanarak, diğerlerine ibret olmak üzere idam edilmelerini istedi. Hele bu noktada çok ısrar etti.
General Harrington her nedense Vahdettin’in bu arzularını aynen yapmayı uygun bulmadı. Yalnız gizlice yapılmakta olduğu anlaşılan sevkiyata set çekilmesini Gizli Hizmetler Grubu Komutanlığı’na emretti.”