Devletimizin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 82. Yıldönümündeyiz.
Onun gerek Türk milletine yaptığı hizmetleri, gerek tüm ezilmiş, sömürülmüş milletlere açtığı aydınlık yolu, yaydığı ümit ışığını asla unutmayacağız.
Öncelikle şu hususu belirtmek isterim. Böyle bir günde Atatürk’ün cenaze namazının kılınıp kılınmadığı konusunu sizlere anlatmaktan mutluluk duyduğumu söyleyemem.
Onun kurduğu ülkede ona atılan iftiralara cevap vermek zorunda oluşum beni üzüyor. Bununla birlikte, en azından yeni neslimizin yalanlarla zehirlenmemesi adına gerçekleri haykırmanın da önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu nedenle Atatürk’ün cenaze namazının detaylarını yazıp, bazı belgeleri paylaşacağım.
Atatürk'ün vefatı 10 Kasım 1938 günü öğleden sonra hükümetin resmî tebliğiyle kamuoyuna açıklandı. Haberi duyan halkın üzüntü içinde Dolmabahçe sarayına hücum etmesi izdihama neden olmuştu.
Bu kalabalık insan seli, Atatürk’ün cenaze namazının nerede kılınacağı konusunda tartışmalara neden oldu. Hükümet camide kılınacak cenaze namazının kontrol edilemeyen yoğun bir kalabalığa neden olmasından endişe duruyordu.
Cenaze töreninin güvenliğinden sorumlu olan Fahrettin Altay, Başbakan Celal Bayar’la yaptığı görüşmede namazın camide kılınmaması durumunda istifa edeceğini söyledi. Celal Bayar, hocalık bilgisine dayanarak Altay’a, bunun farz değil farz-ı kifaye olduğunu söyleyerek cenazenin camiye götürülmesinin dinen şart olmadığını anlattı.
Bununla beraber konu İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Mehmet Şerafettin Yaltkaya’ya soruldu. Yaltkaya böyle şer'i bir zorunluluk olmadığını, fakat bir kere de Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi'ye sorulmasının uygun olacağını söyledi.
Rıfat Börekçi cenaze namazı ilgili soruya şu sözlerle cevap verdi: “Onun cenaze namazı, tertemiz hale getirdiği bütün vatanda, bu farizanın yerine getirilebileceği her yerde kılınabilir!”
19 Kasım 1938 günü saat 08.10’da Dolmabahçe Sarayı’nda salonun ortasındaki büyük avizenin altına konmuş iki masa üzerine tabut yerleştirildi ve cenaze namazına kılındı.
İmamlık görevini Şerafettin Yaltkaya, müezzinlikleri de Hafız Yaşar ve Hafız İsmail yaptılar.
Fotoğrafta görmüş olduğunuz 20 Kasım 1938 tarihli Ulus gazetesinde cenaze namazının kılındığı haberi yer almaktadır.