Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Gülcan Havva Eraslan
  3. Alev topu hızla üzerimize geliyor, aman dikkat!
Yayınlanma: 06 Eylül 2020 - 20:50
Güncelleme: 06 Eylül 2020 - 23:05

Alev topu hızla üzerimize geliyor, aman dikkat!

06 Eylül 2020 - 20:50
Güncelleme: 06 Eylül 2020 - 23:05
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Alev topu hızla üzerimize geliyor, aman dikkat!
Gülcan Havva Eraslan
[email protected]

Ağustos ayı Türk tarihi için zaferleri temsil eden bir ay olarak anılmayı hak ediyor. Malazgirt, Büyük Taarruz, Türk Cumhuriyetlerinin Rus hâkimiyetinden kurtulup bağımsız birer devlet hâline gelmeleri buna örnek verilebilir. Tabi hayat bu kadar güllük gülistanlık da değil!..

İktidarın her millî bayramda bir takım kısıtlamalara tevessül etmesi, resmî törenlerin en az katılımla en alt seviyeden yapılmasını istemeleri, özel günlerde Anıtkabir’i dezenfekte etmeleri vb. hâller de kanıksadığımız bir durum. Kanıksadığımız bir başka durum da siyasette "Kürt seçmeni, Kürt oyu" gibi son derece ayrıştırıcı, bölücü bir dilin kullanılması.

Türkiye’nin üniter devlet yapısı, birlik ve bütünlüğünü sağlayan millet tanımı ve millet kimliğine açılan savaşın bize ne getireceği, etrafımızdaki yangın yerlerine bakılarak kolayca görülebilir. Siyaseti ulus kimliği yerine etnisite kimliği ile şekillendirmek isteyenler, bize ölüm kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyecektir. Vermediğini de çok acı tecrübelerle üç kuşaktır görüyoruz.

Anayasanın devletin şekli, Türklüğün tanımı, vatandaşlık ve millet tanımı ile kişilerin eşitliğini güvence altına alan 1, 2, 3, 4, 6, 10 ve 66. maddelerini ilga etmek için dolanmadık kapı bırakmayanlar; her yeni hamlelerinde patlamak üzere bir bomba bulunca çareyi, Atatürk’ün eserleri ve onun Türkçü devrimlerinde arıyorlar. Bombayı bertaraf edince de Türk kimliğine açtıkları savaşa daha da bilenmiş olarak kaldıkları yerden devam ediyorlar. Her seferinde bu da kanıksanıyor.

Millî mücâdele kabul etseniz de etmeseniz de, Türk’ün, Türk olarak kalma ve var olma mücâdelesidir. TBMM’nin kurulması, Cumhuriyet ve devamında yapılan devrimler, Türk devrimidir. Türk devrimleri de Türk kimliği ile Türkçü fikir sisteminin eseridir. Çağdaşlığı, bilimi, akılı, adaleti, sanatı, zenginleşme ve sosyal kalkınmada öncü olmayı hedefler. Bugün bunu yok sayıp, Türk fikir sisteminin yerine ümmet anlayışında İhvancılık ve Arapçılık, kimlik anlayışında vatandaşlık temelindeki Türk kimliği yerine demokratik eşit vatandaşlık diyerek etnikçiliği koymanız, bindiğiniz dalı kesmekten başka bir şey değildir.

Kürt oyu, Kürt seçmeni, Kürt vatandaşım diye diye Türk vatandaşlarının arasına nifak sokuldu. Bölücü terörün siyasi politikalarına omuz verildi. Provokatörlere gün doğdu. Sakarya ilimizde ağalık-feodal anlayışının kalıntısı ile yaşanan bir kavga Kürt-Türk çatışması diye lanse edildi. Karadeniz’de fındık ve çay hasadının bitmesiyle Şanlıurfa’ya giden Türk vatandaşları sayenizde provokatörlerce “Kürtler, ırkçı Türkleri protesto ederek Karadeniz’den ayrılıyor" diye servis edildi.

Artık konuşmadığımız ve unutmaya başladığımız 7 milyon Suriyeli sığınmacıdan biri adlî bir olaya karıştığında, adı yabancı, Suriyeli sığınmacı herhangi bir elim olayla karşılaşırsa da adı Türkler ırkçı oluyor. Şükür ki zehir dolu çatallı dile, Türk milleti ferasetiyle hâlâ geçit vermiyor.

İnançlar, ibadetler, ibadethaneler bölündü kanıksadık. Her şeyi İslamiyet’e uygun hâle getirmeyi iddia ederken şeyhler, şıhlar, hocalar, tarikatlar, cemaatlar Peygamber ve Kur’an’ın önüne geçti. İnanmama özgürlüğüne saygı mı? O da ne, deyip Hristiyan, Musevi ya da Zerdüşt ise insanlığına bakmadan toptan kâfir ilan ettik.

İslamiyet adına öyle bir sapkın dinî anlayış ortaya çıktı ki, fanteziler seks filmlerine taş çıkartıyor. Merdivenaltı yurtlarda, kurslarda çocuk tecâvüzleri vakayı adiyeden oldu. Yetmiyor koca koca kadınlar erkekler şeyhleri tarafından “badeleniyor”.

Halk vergi altında inim inim inlerken binbir sayıdaki bu yapılar vergiden muaf, balya balya paralara hükmediyor, holdingler kuruyor, devlette yapılanıyor. Siyasileri biat ettiriyor da bir Allah’ın kulu bunun kaynağı nedir, neler oluyor diye sormuyor, sadece kanıksanıyor.

Kadına, çocuğa, hayvana şiddeti, sokak ortasında kuş avlar gibi insan öldürülmesini, doğaya eziyetin bile ideolojikleştirilmesini kanıksadık.

Millî sınırları içerisinde vatan bir bütündür bölünemez düsturundaki Türk devletinde, Türk milleti tehlikeli ve keskin şekilde ayrıştırılmaya çalışılıyor. İş o hâle geldi ki orman yangınlarında bölücü terör örgütü PKK'nın kundaklama haberleri basında yer alıyor. Azgın hainler iyice belirginleşmeye başlayan ayrışmayı daha da artırmak için yangın çıkardıklarını açık ediyorlar. 

Bütün bunların başlangıcı, bazen 36 bazen 28 etnisite sayılarak yapılan siyasette. Gelinen noktada, insanların payına düşen korku, huzursuzluk ve kaostan insanlarla beraber doğa da payını alıyor. İçeride ve dışarıda bu kadar bölündüğümüz, ayrıştığımız, düşmanlaştırıldığımız yerde, siyasetin ülkenin dört bir yanına söylemleriyle benzin dökmekten vazgeçmesi gerekiyor.

Alev topu üzerimize doğru hızla geliyor, aman dikkat!..

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • İcat ettiğiniz dinde niye devleti soymak günah değil? - 04 Ekim 2022
  • Türklük üzerine yürütülen organize çalışmayı açıklıyorum - 25 Şubat 2022
  • Suriyeli bir kadının ortalama çocuk sayısı 5.7 - 08 Ocak 2022
  • Ümmetin çocuklarına sahip çıkacağız derken Türk çocukları nasıl heba edildi! - 14 Aralık 2021
  • Kakofoni deryasında savrulan Türkiye - 01 Kasım 2021
  • Türkiye'den kaçmak isteyen göçmenleri zorla tutmak insanlık suçu! - 18 Ekim 2021
  • Bizi 'Türk Milleti' yapan bağlar sürekli hızarlanıyor! - 10 Ekim 2021
  • Kilis'ten sonra Gaziantep de elden gidiyor! - 28 Eylül 2021
  • İl il çarpıcı değerlendirmeler: Türkler nasıl azınlık haline geliyor! - 31 Ağustos 2021
  • Galiba Suriyeli ev sahibi Türkler sığınmacı - 14 Ağustos 2021
  • Göç siyaseti, siyaseti göç ettirmek üzere - 30 Temmuz 2021
  • Göç hareketlerinin Türkiye'ye yönlendirilmesi arkasındaki korkunç plan! - 15 Temmuz 2021
  • Depremin Merkez Üssü Elmalı - 02 Temmuz 2021
  • Eski Türkiye'de hukuk sistemi, kör-topal, ağır-aksak olsa da işliyor, vatandaşa güven veriyordu! - 24 Haziran 2021
  • Biden'dan Türk Kırımı! - 28 Nisan 2021
  • Gece yarısı demokrasisinde şeyhlerin, cami imamlarının adını ezberler olduk! - 28 Mart 2021
  • Üniversitelerin nasıl terörist yuvası yapıldığını unuttuk mu sanıyorsunuz? - 11 Mart 2021
  • Suriyelilerin Türkiye'ye maliyeti 71 milyar dolar! - 27 Şubat 2021
  • Bir avuç seçilmişin elinde oyuncak olan Türkiye! - 13 Şubat 2021
  • Aklını huriler ve kadın bedeni ile bozmuş dindatörler dönemi! - 06 Şubat 2021
  • 1
  • 2
  • 3
Köşe Yazarları
 Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Batuhan Çolak
Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Emre Yükselen
Emre Yükselen
Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Ümit Doğan
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Çok Okunan Haberler
Selahattin Demirtaş hakkındaki gerekçeli karar açıklandı!
Selahattin Demirtaş hakkındaki gerekçeli karar açıklandı!
Portekiz’de göçmenlik yasasında köklü değişiklik!
Portekiz’de göçmenlik yasasında köklü değişiklik!
Özgür Özel'den 'butlan' açıklaması
Özgür Özel'den 'butlan' açıklaması
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Medya
Teknoloji
Kültür-Sanat
Sağlık
Yaşam
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
Nöbetci Eczaneler
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.