Hatırlarsınız...
Türk Tarih Kurumu’nun adı birkaç yıl önce, tüm tarihî gerçekleri yok sayarak son padişah Vahdettin'in millî mücadeleyi başlattığı yönünde bir video yayınlamasıyla gündeme gelmişti.
Geçtiğimiz yıl ise; Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, okul kitapları ve çeşitli kaynaklarda Sevr’in “antlaşma” değil “belge” olarak anılması için girişimde bulunacaklarını açıklayarak, arşiv belgelerinin aksini söylemesine rağmen, Sevr'in yürürlüğe girmediğini iddia etmişti.
Türk Tarih Kurumu’nun adı, kurumun başkanlığına getirilen Prof. Dr. Ahmet Yaramış'ın, Atatürk düşmanlığı kamuoyunca bilinen Mustafa Armağan ile birlikte "İskilipli Atıf" konferansı vermiş olduğunun ortaya çıkmasıyla tekrar gündeme geldi.
Mahkeme sonucunda İskilipli Atıf idam cezasına çarptırılmıştır.
Mahkeme kararının İskilipli Atıf Hoca’yla ilgili bölümü aynen şu şekildedir:
“Bunlardan Hoca Atıf Efendinin Türkiye Cumhuriyeti’nin yenilik ve ilerlemeye doğru attığı adımlara mani olmak ve halkı isyan ve irticaya teşvik etmek kastıyla İstanbul’da 1924 sonlarında Frenk Mukallitliği ve Şapka adlı eseri yayınladığı,
Nuhtelif vasıtalarla memleketin muhtelif mahallelerine dağıttığı sıralarda İstanbul Polis Müdüriyeti tarafından Birinci Şube raporuyla 24/8/1341 (1925) tarihi ile Dâhiliye Vekâlet’ine ihbar edildiği,
Adı geçen vekâletin 26/9/1341 (1925) ve 4717 numaralı emirleri ile mezkûr risalenin toplatılmasının ve dağıtılmasının yasaklanmasının İstanbul’a bildirildiği ve kitapların bir miktarına el konulduğu hâlde,
Emrin uygulanışı tarihinden bir müddet sonra adı geçen eserin isyanın çıktığı mıntıkalarda yapılan aramalarda elde edilmesi ve muhakemeleri yapılan maznûnlara yöneltilen suallerden eserin isyandan bir iki ay evvel bahsedilen muhitlere gelerek elden ele gezdirilmek sûretiyle gizliden gizliye okunduğu,
Şapka İksâsı Hakkındaki Kanunun kabul edilmesi üzerine muhtelif mahallerde şapka aleyhinde propaganda da bulunan kişilerin tevkifi esnasında yapılan aramalarda bahsedilen esere tesadüf edildiği,
Yapılan tahkikatta adı geçen eserin masum halkın fikirlerini iğfal ve irticaya teşvik maksadıyla Anadolu’nun içlerine ve bilhassa doğu vilayetlerine ücretsiz olarak gönderildiği,
Eserin basımı ve dağıtımı hükümetçe men edildiği hâlde basımı ve dağıtımı için gayretler gösterildiği çeşitli bölgelerdeki isyanın çıkışında amil ve en mühim tahrik vâsıtası olduğu,
Atıf Efendi; geçmiş hayatı itibarıyla de 31 Mart irtica hadisesinde ve Mahmut Şevket Paşa merhumun katledilmesinde de alâkadar bulunduğundan çeşitli suçlar ile cezaya çarptırıldığı, Sinop’a sürüldüğü ve bundan başka Millî Mücâdelenin en buhranlı zamanında Anadolu içlerine doğru uzanmış olan işgal ordusuna mukavemet edilmemesi hususunda başkanlığını yaptığı Teâli-i İslâm Cemiyeti adına düzenlediği beyannameleri,
Sonradan aldığı çeşitli inkâr tertiplerine rağmen, Yunan tayyareleriyle istiklâli ve hayat hakkı için mücâdele eden Anadolu köylerine attırdığı ve yeniliğe ve Cumhuriyete daimî bir düşman vaziyeti almış olan adı geçen kişinin son isyan hâdisesi ile maddeten ve mânen alâkadar bulunduğu bir çok delil ile anlaşıldığını ve ortaya çıktığı,
Hareketinin karşılığı olan Kanun-ı Cezâ-yı Umumînin 45. Maddesinin “Her biri cürmün husûlü maksadıyla ef’âlimiz buradan beri ya bir kaçını icrâ eylerse eşhâs-ı mezkûreye hem fiil denilir ve cümlesi fâil-i müstakil gibi mücâzat olunur” diyen muharrer fırkası dolayısıyla adı geçen kânunun 55. maddesinin “Türkiye Cumhuriyeti’nin Teşkilatı Esasiye Kanunu’nu tamâmen veya kısmen tağyir (…) veya ifâ-yı vazifeden men’ine cebren teşebbüs edenler idam olunur” diyen muharrer fıkrası mucibince” İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi’nin asılarak idamlarına…”
Toparlayacak olursak; İskilipli Atıf şapka giymediği için asılmamıştır, çünkü Şapka Kanuna göre yalnızca milletvekilleri ve memurların şapka giyme zorunluluğu vardır.
İskilipli Atıf’ın şapka giymesi kanunen zorunlu değildir.
İskilipli Atıf şapka karşıtı kitapçık yazdığı için de asılmamıştır. Çünkü Frenk Mukallitliği ve Şapka isimli kitapçığı Şapka Kanunu’ndan önce yazmıştır. Mahkeme tutanaklarında açıkça görüldüğü üzere İskilipli Atıf, yazmış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka adlı kitapçığın çıkan isyanlarda kışkırtıcı rol oynadığının ve söz konusu kitapçığın dağıtılmasının yasaklandığı tarihten sonra bile, isyan bölgelerine gönderdiğinin tespit edilmesi üzerine Genel Ceza Kanunu’nun 55. Maddesi uyarınca “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nu kısmen ya da tamamen değiştirmek veya görev yapmasını engellemeye cebren teşebbüs” suçundan idam edilmiştir.
Teali İslam Cemiyeti çatısı altında yaptığı zararlı faaliyetler mahkeme heyetinde İskilipli Atıf’ın öteden beri cumhuriyet rejimine düşman olduğu yönünde bir izlenim yaratmıştır.
Türk tarih kurumu Atatürk'ün bizlere mirasıdır.
Sözlerimi TTK başkanı Ahmet Yaramış’ın herhangi bir tartışmaya mahal vermeden, bu kutsal makama yaraşacak şekilde görev yapmasını temenni ederek noktalamak istiyorum.
Bence temenniden ziyade orada ne işi var demeliydiniz. Yıllardır temenni ve beklenti lafları ile Cumhuriyetin, demokrasinin, insan haklarının, sosyal ve hukuk devleti anlayışının uzaklarına düştük.
Temenninizi inanarak dile getirmediğiniz aşikar..Çünkü Osman Pamukoğlu'nun dediği gibi horoz resmi çizip altına horoz yazılmaz.