Birgün Gazetesi’nden Nazım Alpman, geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme aldı. Alpman, yazısının esas konusu Alaattin Çakıcı’nın Kemal Kılıçdaroğlu’na yazdığı mektup olmasına rağmen enteresan şekilde lafı milli mücadele kahramanımız Atatürk’ün Muhafızı Topal Osman’a getirdi ve şu hadsiz ifadeyi kullandı:
“1920’lerde Doğu Karadeniz bölgesinde faaliyet yürüten Topal Osman vardı. Resmi Tarihe göre Milli Mücadeleci bir 'kahraman' kabul edilen ve Osman Ağa olarak anılan bu 'kahramanın' en büyük özelliği bölgedeki Rum ve Ermenilerin mallarını gasp edip canlarını almaktı.”
Yazının siyasi boyutuyla ilgili yorum yapmayacağım fakat Topal Osman meselesini derinlemesine araştırmış bir tarihçi olarak Alpman’ın iftiralarına cevap verme gereği görüyorum.
Nazım Alpman’ın kullandığı ifadeler pek de yabancı olmadığımız, bugüne kadar Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarının dillendirdiği safsatalardan ibaret.
Eğer art niyetli değilse Alpman’ın meseleyi bilmediği de rahatlıkla anlaşılıyor. Bilmeden, araştırmadan, konuyla ilgili söz söyleyecek birikime sahip olmadan yazınca da böyle hadsiz ifadeler çıkıyor.
Giresunlu Topal Osman Ağa, babası iki kez bedel yatırmasına rağmen Balkan Savaşları’na katılmış ve bacağına gelen şarapnel parçası nedeniyle topal kalmış, gazi olmuş, bu nedenle Topal Osman olarak anılmaya başlamıştır. Bacağı henüz iyileşmeden Birinci Dünya Savaşı’na katılmıştır. Bu savaşın sonunda Giresun’a döndüğünde Pontus Rum çeteleri Türk halkına yaptığı zulmü görmüş ve silahlanarak Türk halkını Pontus tehlikesine karşı korumuştur.
Topal Osman’ın çok sevdiği Rumlar da vardır. Topal Osman Pontus Rum Devleti kurma sevdasında olmayan Rumlarla iyi geçinmiştir. Bunun onlarca örneği vardır.
Topal Osman mal mülk sevdalısı da değildir. Hiç olmamıştır. Zaten babadan ve kayınpederden zengin olan Topal Osman’ın fazladan mal edinmeye ihtiyacı yoktur. Giresunlu hemşehrilerine cepheden yazdığı telgrafta mevcut mallarının satılıp elde edilen parayla ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasını istemiştir. Giresun’un zenginleri onun bu vatan için yeterince bedel ödediğini düşündüklerinden aralarında para toplayıp göndermişler ve mallarının satılmasına engel olmuşlardır.
Topal Osman’ın bu alicenap davranışı dönemin basınında da yer bulmuş ve Telgraf 29 Haziran 1922 tarihli Vakit gazetesinde yayınlanmıştır. İşte telgraf metni:
“Öteden beri takip ettiğim ve etmekte olduğum maksat ve gaye vatanın selameti, varlığımızın muhafazası ve dini celil-i Ahmedinin ha-dimi bulunan unsuru İslamın teali ve bekası hususunda matuf olduğu zatı biraderilerince malum bir keyfiyettir.
Bu sebebe binaendir ki mal, mülk, servet sahibi olmak sevda ve emelinde olmadığıma ve bu giriştiğimiz muharebe-i mücadele-i meliyeyi inşallah kati bir zaferle ikmal ve müsmir bir neticeyi isal için küçük ve büyük umumi bir surette sarfı gayret edildiğine ve bu meyanda acizleri de bu uğurda hayatımı istihkarlar terki darüdiyar eylemiş ve meydanı mücahedeye atılmış ve bu sahada terki hayat etmeye azmeylemiş bir fert bulunduğuma Cenabı Hak ve hayır ve şerri müdrik ve dindar hamiyetli, kıymetli, vicdanlı hemşerilerimle beraberimde bulunmuş sizler gibi arkadaşlarım da şahittir.
Vatanı sahili selamete çıkarmak için büyük ordumuzun safları arasında Giresun ve Karadeniz sahili halkını temsil ederek ispatı vücut etmiş, düşmanlara göğüs germiş ve inayeti hakkıyla cümlesinin takdirine muzaffer olmuş alayımızın ve bu meselenin hal ve hitamına kadar nevakısının ve her bir levazımını izhar ve itmam etmek bizlere mürettep bir vazifeyi vataniyedir.
Bu emri hayrı ifaya nakdı hazıram gayrifaki ve hemşerilerimin de alayın Kars ve gerek Kürt hadisei malumesi seferinde ve elyevm devam etmekte olan fedakârlıkları hasebiyle kendilerinden daha fazla bir şey talebine yüzüm olmadığından mevcut mal ve mülküm ne varsa satılmasını muvafık görüyorum. Cümleye selam ve selametler tebliğ eder olduğumun tebliğini rica ile gözlerinizden öperim.
ATATÜRK CANINI ONA EMANET ETMİŞTİ
Topal Osman o kadar güvenilir bir vatanseverdir ki Atatürk milli mücadelenin en çetin günlerinde canını ona emanet etmiş, onu muhafız komutanı tayin etmiştir. O ve adamları hem Atatürk’ü hem TBMM’yi canları pahasına korumuşlardır. Koçgiri İsyanı’nın bastırılmasında, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruz’da yaptığı hizmetlerden hiç bahsetmeyelim.
Atatürk ne zaman ihtiyaç duysa, Topal Osman sorgusuz sualsiz onun yanında olmuştur. Onun hizmetlerini bu köşe yazısına sığdırmak elbette mümkün değil.
Bunun için tamamen belgelerden oluşan “Mustafa Kemal’in Muhafızı Topal Osman” kitabımı yazdım.
Nazım Alpman’a önce haddini aşan ifadelerden dolayı özür dilemesini, sonra bu kitabımı okumasını tavsiye ederim.
Rum Pontus çeteleri eski Belediye binasına' Eski Ticaret lisesi binası) Yunan bayrağını çekerler, Osman Ağa tek başına giderek binadan o bayrağı indirmiştir. Osman Ağa'nın hizmetlerine ve kahramanlığına söz söylemek nankörlüktür. Giresun ilinden topladığı gönüllü alayından çok az genç geri dönebilmiştir. Bulancak'tabir köyde erkeklerin tamamı Osman Ağa'nın alaylarına katılmıştır, bir köyde vefat eden yaşlı dedenin cenazesini kadınlar kaldırmıştır, eğer bu kahramanlar olmasa idi O'na iftira atanların babası ve annesi kim bilir hangi Yunan askerinin çocuğu olarak dünyaya gelecekti.
Resmî tarih diyor,inanmıyor güzel rum ve Ermeni’ye sahip çıkıyor .yaşadığın topraklarda Türk e küfür ediyorsun,sonrada demokrasi istiyorsun ????????????????????????..
Şu sitede sizden başka Cumhuriyetin değerlerine ve Atatürk'e sahip çıkan başka bir yazar göremiyorum. Elinize sağlık.
Vatan hainleri bitmedi hala Yunan sevicileri dolu içimiz.elinize sağlık