Ahmet Hakan son yazısında İskilipli Atıf'ı gereksiz yere yüceltenlerle, haklı olarak tepki gösterenleri aynı kefeye koydu ve dedi ki:
"Bir İskilipli Atıf Hoca tartışması başladı. Bir taraf İskilipli’yi göklere çıkarıyor.Bir taraf ise yerin dibine batırıyor. Oysa İskilipli Atıf hakkında hakkaniyetli bir tutum alınabilir. Mesela aynı anda. Şu iki şeyi söyleyebiliriz: BİR: Bir milletin var oluş kalkışması olan Milli Mücadele’ye karşı çıkmıştır İskilipli... Hem de gayet etkin bir şekilde... Milli Mücadele başarılı olmasın diye uğraşmıştır. Bu açıdan İskilipli’yi alabildiğine eleştiriyorum.
İKİ: Cumhuriyet döneminde resmi ideolojiyle örtüşmeyen fikirleri ve yasaklanan bir kitabı nedeniyle “halkı isyana teşvik etmek” suçlamasıyla idam edilmiştir İskilipli... Bu idamı da alabildiğine eleştiriyorum."
Bu kıyaslamayı okuyunca aklıma şu geldi. Bilirsiniz, meşhurdur. Üniversitelerde pırıl pırıl vatansever gençlerle, PKK sempatizanı gruplar arasında bir olay yaşandığında basından buna benzer söylemler duyarız.
"Filan üniversitede karşıt görüşlü iki grup arasında kavga çıktı." der haber yapanlar. Şehidimiz Fırat Çakıroğlu'nun katledildiğinde de aynı durum yaşanmış, "Karşıt görüşlü iki grup arasında çıkan kavgada bir genç öldürüldü" şeklinde haberler yapılmıştı.
***
Sayın Ahmet Hakan, sizin ifadenizle "İskilipli'yi yerin dibine batıran" taraftan biriyim.
Ancak bizler, yani İskilipli Atıf'ı yerin dibine batıranlar "karşıt görüşlü iki gruptan biri" değiliz.
Mesela biz, ağzımızdan çıkan hemen her cümleyi belgeye dayandırır, bu belgeleri dönemin olaylar örgüsünde değerlendirmeden, bir gerçeği binlerce kez sorgulamadan, sabahlara kadar araştırıp düşünmeden konuşmaktan imtina ederiz. Kimseyi peşinen kahraman veya hain ilan etmeyiz.
Bütün belgeler, hakikatler ortada iken İskilipli Atıf'tan Kuvayi Milliye kahramanı yaratmaya çalışan, Teali İslam Cemiyeti'nin milli mücadeleye destek verdiğini söyleyen kendini bilmezlerle tartışmanın iki tarafından biri olmayı reddediyorum!
Bizleri, yalan ve uydurmacayla, gerçek olmayan, Atatürk düşmanlığına dayanan hayali bir tarih inşa eden, kendilerinin bile inanmadığı bu uyduruk tarihi çıkar amaçlı kullanan bir grupla aynı kefeye koyamazsınız. Aynı cümle içinde bile kullanamazsınız. Bu bizleri basitleştirir. Doğru değil.
Şu hususu da hatırlatmakta fayda var. "Biraz o tarafı biraz bu tarafı eleştireyim de kimse kırılmasın" yaklaşmıyla hakkaniyetli tutum sergilenmez. Doğrunun yanında yer almakla "hakkaniyetli" olunur. Burada ki doğru da tarih biliminin ispat ettiği gibi İskilipli Atıf'ın bir vatan haini olduğu ve adaletin bir gereği olarak idam edildiğidir.
İskilipli Atıf, sizin belirttiğiniz gibi yazdığı Frenk Mukallitliği ve Şapka kitabıyla halkı isyana teşvik etmek suçlamasıyla idam edilmemiştir. "Suçlamasıyla" kelimesi, kendisine bir iftira atıldığı izlenimi uyandırır ki, biz tam da bunun karşısındayız. İskilipli Atıf, halkı isyana teşvik ettiği maddeten ve mânen alâkadar bulunduğu bir çok delil ile anlaşıldığı ve ortaya çıktığı için idam edilmiştir. Burada bir suçlama veya zan yok.
Sizin ifadenizle İskilipli Atıf'ın neden yerin dibine batırıldığı konusuna gelecek olursak, çünkü Türk milleti artık Atatürk düşmanlığı üzerine kurgulanmış yalan tarihe itibar etmiyor.
Yaptığımız çalışmalar, yazdığımız kitaplar okundukça insanlar gerçeği görüyor, Ata'sına ve kurucu değerlerine daha bir sahip çıkıyor. Atatürk ve Türk düşmanlığını körükleyenlerin maskesi birer birer düşüyor.
Özetleyecek olursak, tarih hurafeleri değil, bilim galip geliyor.
Hurafe ile bilimi aynı kefeye koyamazsınız Sayın Ahmet Hakan.
Pkk lı sözde öğrencileri ki bunlar gelecekte milletin başına çok bela açacaklar bu hainleri karşıt görüşlü diye haber yapan zihniyetten memlekete hayır gelmez. O zihniyetten biride ahmat hakandır.
Umit Dogan, konuyu yansız ve bu vatani hurafelere sokup gerilestirmek isteyenleri hakli olarak göstermege calismistir. Ahmet Hakani severim. Cukurdan cikip kendisini yenileyip geliştirmiştir. Hurriyet yeni sahibine girmeden once yazilarini da okurdum. Uzun zamandır okumuyorum. Istanbula her geldigimde tras oldugum berberde gazeteyi ben almadigim icin okuyorum. Demekki bu ayda bir COVID ten dolayı 4 aydır gidemiyorum Istanbula. Ahmet Hakan'nin bu sekilde yazmasına acidim ve üzüldüm. U. Dogan çok doğru söylüyor yazı illada her iki tarafı mutlu etmek icin yazılmaz. Eger Tevfik Fikreti anarsak enguzel söylem, en guzel yazı 'fikri hur, vicdani hur" kisilerden çıkar. Yazık A. Hakan bunu yapabilecek donanıma sahip ama ekmek parasına bu kadar bagimli olması ne yazikki U. Doğanın dediği gibi onu küçültüyor. Benim önerim her konuda yorum yapmak suretiyle sutun doldurmak yerine daha az yazip kendinden bekleneni versin. Muzaffer Aktas