Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Emre Yükselen
  3. Mustafa Kemal Paşa'yı Samsun'a Sultan Vahdettin Mi Gönderdi? Son Padişah Hakkında İddialara Cevap
Yayınlanma: 28 Ekim 2022 - 16:23

Mustafa Kemal Paşa'yı Samsun'a Sultan Vahdettin Mi Gönderdi? Son Padişah Hakkında İddialara Cevap

28 Ekim 2022 - 16:23
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Emre Yükselen
Emre Yükselen
[email protected]

20. yüzyıla oldukça sancılı günlerle başlayan Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Sultan VI. Mehmed Vahdettin Han günümüzde dahi tartışma konusu olmuş tarihi bir figürdür. Hain miydi, kahraman mıydı tartışmalarına girmeden önce, bugün Sultan Vahdettin hakkında en çok konuşulan olaylardan biri “Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a o gönderdi” iddialarına da cevap vermek gerekir.

Evet. Mustafa Kemal Paşa’yı IX. Ordu Müfettişi unvanı ve çok geniş yetkiler ile birlikte Samsun’a gönderen Sultan Vahdettin’di. Fakat iddia edildiği gibi amaç Kurtuluş Savaşı’nın başlaması değil, Doğu Karadeniz bölgesindeki direnişçilerin silahlarının toplanması ve olası isyan faaliyetinin derhal bastırılmasıydı. Mustafa Kemal Paşa, burada inisiyatif kullanarak Milli Mücadele’yi başlatmış ve henüz Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç aşamasında İstanbul Hükümeti tarafından geri çağrılmıştı.

Yani Kurtuluş Savaşı’nı Vahdettin başlatmamış, aksine olası bir direnişi engellemek istemişti.

Daha da acı olan, Mustafa Kemal Paşa işgal altındaki ülkesi itilaf devletlerince esir alındığı için her ne kadar sarayın emri ile gönderilse de, Samsun’a ayak basmadan evvel; İstanbul’dan çıkarken İngiliz işgal kuvvetleri komutanından vize almak durumunda kalmıştı!

(Atatürk’ün Samsun’a gitmek için İstanbul’da almak zorunda kaldığı vize)

Sultan Vahdettin Daha Sonra Destek Verdi İddialarına Cevap!
Tarihimizde hala tartışması devam eden dedikodulardan biri de şudur ki, Sultan Vahdettin aslında gizliden gizliye destek vermiş fakat İngilizler’e belli etmek istememiş. Hayır. Zira son Padişah Sultan Vahdettin tarafından, cumhuriyetin ilanından 5 ay sonra, 13 Mart 1924 tarihinde yazılmış bir mektup olduğunu bilmekteyiz. Bu mektup, Sultan’ın San-Remo günlerinde kaleme alınmış ve Halis Reşat Bey aracılığı ile Paris’te bulunan Amerikan Büyük Elçiliğine teslim edilmiştir. Amerikan Elçiliği bu mektubun orijinal halini ve İngilizce tercümesini 15 Nisan 1924 tarihinde Washington'a göndermiştir. Bu mektubun orijinal hali bugün Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Arşivi'nde 86700/1788 numarada kayıtlıdır. Yazımda bir nüshasına yer verdiğim bu mektupta ise Sultan Vahdettin, dönemin güçlü devletlerinden olan Amerika Birleşik Devletleri’nden tahtına kavuşmak için yardım talep etmektedir.

(Son padişah Vahdettin’in Amerika Birleşik Devletleri’ne yazdığı mektup)

Bu mektubun günümüz Türkçesi ise şu şeklildedir:
Amerika Cemâhir-i Müttefikiye Reisi Mösyo Coolidge Cenabları’na;
Siyasi olayların ve gelişmelerin tüm iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayı Saltanat merkezimi geçici bir süre için terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz. Bu konuda ayrıntılı bilgi sunmayı gereksiz görüyorum.

Bu süresiz uzaklaşmanın, babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafet makamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır. Ankara Meclisi gibi bir isyancı fitnenin bu konuda alacağı tüm kararların geçersiz olacağını bildiririm. Şöyle ki; İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatından soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir. Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararı ile çözümlenecek büyük bir evrensel sorundur. İslam bilginlerinin bildiği üzere şeriata aykırı kararlar herhangi makamdan olursa olsun sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Bundan başka bu durumun, içinde bulunulan koşullarda İslam dünyasında sonuçları pek vahim olabilecek büyük bir heyecana yol açacaktır. Ayrıca gelişmiş ülkelerin iç güvenliklerine de büyük bir etki yapacaktır.

Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara meclisi tarafından kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanımın bireylerini, insan ve kişilik haklarından soyutlar mahiyettedir. Bu konuda yüce kişiliğiniz ve cumhuriyet hükümetiniz tarafindan olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağımı açıklamaya gerek yoktur.
Bu vesile ile sağlıklı olmanızı yüce haktan niyaz eylerim.
13 Mart 1924
Mehmed Vahideddin

Yani son padişah Sultan Vahdettin, Kurtuluş Savaşı’nı başlamadığı gibi; iddia edildiğinin aksine Ankara Hükümeti’ne ve Cumhuriyet rejimine de destek olmamıştı. 624 yıllık bir Osmanlı Devleti’nin son hükümdarı içinde bulunduğu dönemi doğru tahayyül edememiş ve Damat Ferit gibi dönemin işbirlikçileri ile hareket ederek kendi sonunu hazırlamıştı. Yurdunu ve tahtını kaybetmiş bir hükümdar olarak sürgünde yaşamak oldukça zor olsa gerek. 16 Mayıs 1926'da San Remo’da vefat ettiğinde cenazesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilmemiş, Sultan’ın borçlarından dolayı cenazesine haciz konmuştu. Akabinde borçları ödenerek Şam’a getirilen naaş, Mimar Sinan tarafından yapılan Süleymaniye Külliyesi kabristanına defnedildi. Son padişaha yapılan otopsi sonucunda, kalp damarının tıkanması sonucu öldüğü ortaya çıkmıştı. Ondan geriye ise günümüzde dahi devam eden tartışmalar kalmıştı.

Emre YÜKSELEN

 

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil - 05 Haziran 2024
  • İsrail Nasıl Kuruldu, Filistin Nasıl Toprak Sattı? - 10 Ekim 2023
  • "Kıbrıs'ın dünü ve bugünü." - 07 Ekim 2023
  • Mamutlar Geri Dönüyor! - 06 Ekim 2023
  • Tüm dünyaya uzaylı denmişti, mumya çıktı! Siyaset ve bilim karşı karşıya: UFO ve antik varlıklar - 02 Ekim 2023
  • Emre Yükselen yazdı: "Sansür, Tarih ve Kültürel Miras." - 01 Ekim 2023
  • Emre Yükselen yazdı: İslam Tarihinde Unutulan Kadın: Secah, "İlk ve Tek Sahte Kadın Peygamber" - 30 Eylül 2023
  • Bilinen ilk Türk Hükümdarı Teoman'ın babası kimdi? Hunların Atası Tuvu Bey - 31 Ekim 2022
  • 99 yıl önce bugün... Bir avuç Türk dünyaya nasıl meydan okudu? - 29 Ekim 2022
  • Dünyayı Parmağında Oynatan Kadın: Judith Campbell - 29 Eylül 2022
  • Drama Köprüsü'nün Gerçek Hikayesi ve Debreli Hasan - 24 Eylül 2022
  • Katliam sayılması için kaç Türk'ün ölmesi gerekir: Tripolice katliamı! - 23 Eylül 2022
  • Ökünmedim, Övündüm! - 12 Eylül 2022
  • İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açmasının 100. Yılı Kutlu Olsun! - 09 Eylül 2022
  • İslamiyet Öncesi Türklerin İnançları - 08 Eylül 2022
    Köşe Yazarları
     Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
    Batuhan Çolak
    Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
    Emre Yükselen
    Emre Yükselen
    Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
    Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
    Ümit Doğan
    Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
    Çok Okunan Haberler
    Akaryakıta bu gece bir zam daha geliyor
    Akaryakıta bu gece bir zam daha geliyor
    Milyonlarca emeklinin beklediği haber geldi!
    Milyonlarca emeklinin beklediği haber geldi!
    Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısı sürüyor!
    Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısı sürüyor!
    Ana Sayfa
    Gündem
    Spor
    Siyaset
    Ekonomi
    Dünya
    Medya
    Teknoloji
    Kültür-Sanat
    Sağlık
    Yaşam
    Eğitim
    Köşe Yazarları
    Foto Galeri
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Hava Durumu
    Nöbetci Eczaneler
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Gündem
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Siyaset
    • Spor
    • Foto Galeri
    • Köşe Yazarları
    • Günün Haberleri
    • Arşiv
    • Hava Durumu
    • Nöbetci Eczaneler

    • Rss
    • Künye
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik İlkeleri

    Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
    İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.