Yargıtay yeni hizmet binası ve 2021-2022 adli yıl açılışı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duaları ile gerçekleşti.
Maksadım, Sayın Başkan Ali Erbaş’a “Orada ne işin vardı” falan demek değil. Maksadım yaşananların doğruluğu yanlışlığını yazmak da değil. Maksadım; yaşananların ardına takılanların ne dediklerini anlayıp, tahlil etmek.
Konuyla ilgili okuduğum, köşe yazarları ve sosyal medyayı takip ettiğim kadarıyla anladım ki tekrar döndük sloganlara.
Bir taraf “Bize yobaz deyip, hakaret hakaret edenlere karşı, Yargıtay yeni hizmet binası ve adli yıl açılışını hayır dualarıyla yaptık.”
Diğer tarafta ise “Laiklik elden gidiyor, 2023’de Atatürk’ten Cumhuriyet’ten intikam aldırtmayacağız” sözleri.
Anladım ki, yapılan işin maksadı hasıl olmuş.
Aslında Laiklik falan elden gitmiyor. Giden iktidar.
Zaten laiklik sadece baş örtülü vatandaşlarımızın kıyafet özgürlüğünden ibaret değildir. Laiklik, devlet yönetiminde herhangi bir dinin veya mezhebin referans alınmamasını ve devletin inançlar karşısında tarafsız olmasını savunmaktır.
Ama herkes kendi penceresinden bakarsa, çok komik ki herkes oltaya gelir, ardından zamana konjonktüre göre sloganlar doğar ve bizler de sloganların esiri olabiliriz.
***
“Laiklik gidiyor”
Kıymetli dostlar giden laiklik değil. İktidar elden gidiyor…!
Yargıtay yeni hizmet binası ve 2021 - 2022 adli yıl açılış töreninde verilen resim, tabana verilen mesajdır. Tabanı konsolide etmektir. Ama sloganlara dönen durum. Bırakın insanımızı kutuplaştırmayı, yayılımcı devletlerin değirmenine su taşımaktır.
“Ülke yönetilmezse algı yönetilir.”
Bu bilimsel bir veridir.
Dolayısıyla hedef demokratik hukuk devleti olabilmektir. Bunu başarmalıyız ki geleneği olan devletin egemenliği altında ki kara, deniz ve havadan oluşana ülke denebilsin. Ülkede kim iktidara gelirse gelsin, o ülke yönetilsin. Yönetilen algı olmasın.
Bu kadar yaşanmışlığın ardından halen devlet olma geleneğini başaramadık. Başaramadık ki…! İktidarlara göre ülke değil, algı yönetiliyor.
Yeter artık her siyasal iklim değişikliği sonrası iktidar sahiplerinin savaş kazanmışcasına ganimet derdine düşünmesine.
Yeter, yeter! Çünkü tüm siyasal iklimlerin yanında ülkede her kim ve ne olursa olsun mazlumun yanında olan vatanseverler için yeter.
***
Yazımı karalarken yıllar öncesine gittim.
Başörtülü kadınlara karşı, uygulanan baskı ve yasakların, zulmün olduğu ülkemde, bu baskı ve zulme karşı Bursa’da valilik binasının önünde eylem yapmaya karar verdik. Eylemde şu an İYİ PARTİ Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Erol Usta ve birçok dostumuz ile birlikte erkek olarak baş örtüsü takarak valilik binasının önünde toplanacaktık. Ardından başörtülü erkekler olarak basın açıklaması yapacaktık. Başörtülü kadınlarımızın sesi olabilmekti hayalimiz.
O gün Erol usta kamuoyunda başörtüsü takmış erkek olarak irade koyan ilk ve tek kişiydi. Basın açıklamasını Selçuk Türkoğlu okumuştu, ama asıl olay Türkoğlu’nun basın açıklamasını okurken yaşadıklarımızdı. Selçuk Türkoğlu açıklamayı okumaya başlamıştı. Başladığı anlarda tam karşımıza başörtülü bir hanımefendi ile sanıyorum eşi beyefendi oturdular ve bize gülümseyerek çekirdek çitliyorlardı.
Başörtülü Erol Usta’nın çok sinirlendiğini anladığımda onu telkin etmeye kalkmadan o bana döndü “Ünal ellerinde muz olsa maymunuz diye bize atarlardı” dedi. Neyse ki eylemimiz kazasız belasız bitti. Derdimiz Anadolu’nun mazlumlarıydı. Başı açık kapalı, Sünni, Alevi Kürt Türk fark etmeksizin tek derdimiz ülkemde mazlum olmamalıydı.
Tabi bunları yazarken Yunus Emre’nin sözü de aklıma geliyor:
Emeksiz zengin olanın,
Kitapsız bilgin olanın,
Sermayesi Din olanın,
Rehberi şeytan olmuştur.
‘İktidarımız gidiyor’ kaygısında olanlar, yukarıda anlattığım hatıram üzere, savaşı güya beraber verdik. Ama ganimeti yalnız yemek, hatta devam etmek derdindesiniz.
Bizlerin niyeti ganimet değildi. Niyetimiz mazlumlardı. Ama siz kaybetmemek için farklı mazlumlar yarattınız.
Ortak hayalimiz, Anadolu’nun tüm insanını etnisite, inanç mezhep bakmaksızın kucaklayan devlet olmak, demokratik hukuk devleti olmasıydı.
Tekraren anladım ki; kaybeden yine hayallerimiz oldu. Bir ömür ile birlikte bizim nesil de gelmiş, geçmiş oldu.
GEÇMİŞ OLSUN…!!!
Ali Erbaş'ın ardında Namaza duranların namazı hakk değil batıl olur. Ali Erbaş'ın bulunduğu Namaz kıldırdığı camilerde eğer Allah'ı gören olursa benden selam söylesin.