Türkiye'nin başına sinsice örülen bir çorap var.
Yıllardır, sinsice yürütülen, görmezden gelinen tehdit giderek renk ve şekil değiştirmeye başladı.
Hatırlarsınız, ABD'nin Saddam'a müdahalesi sonrasında, Irak'ın kuzeyi tamamen peşmergeye verilmişti. Mesut Barzani Irak'ın kuzeyindeki hakimiyetini artırırken Türkiye izlediği dış politika ile net bir duruş sergileyememişti.
Sonrasında Ahmet Davutoğlu öncülüğünde başlatılan çözüm süreci Irak'ın kuzeyinde oluşturulan peşmerge yönetimini tanımaya başladı.
Binali Yıldırım'ın başbakan olduğu dönemde Ankara'daki havalimanına sözde Kürdistan bayrakları çekildi.
29 Ekim'de sözde Kürdistan bayrakları ile peşmergeler Türkiye'den geçirildi. Sebebi Suriye'deki PKK unsurlarına IŞİD karşıtı savaşta desteğe gitmekti. Şimdi IŞİD'ten temizlenen bölgeler PKK'dan temizlenmeye çalışılıyor.
VALİYE KÜRDİSTAN ALBÜMÜ VE HATIRA FOTOĞRAFI
Geçtiğimiz günlerde Barzani'nin kontrolündeki Erbil Valisi Amid Hoşnav, Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu'nu ziyarete gitti. Diyarbakır'da adeta devlet başkanı gibi ağırlanan Hoşnav, Diyarbakır Valisi Karaloğlu'na sözde Kürdistan albümü hediye etti. Vali hediyeyi kabul ettiği gibi, hatıra pozu da verdi.
Diyarbakır Valisi'nin Erbil'den gelen heyetten sözde Kürdistan hediyesi alması ve hatıra fotoğrafı çektirmesi basit bir olay değil.
Gelin konunun arka planına, kamuoyundan gizlenen kısımlarına inelim. Türkiye'nin nasıl bir yere doğru götürüldüğüne birlikte bakalım.
Barzani'nin kontrolündeki Erbil'in Valisi Amid Hoşnav Diyarbakır'a geldi. Adeta devlet başkanı gibi ağırlandı. HDP ile görüştü, Barzani'nin Türkiye'deki uzantısı "Kürdistan Sosyalist Partisi"ni ziyaret etti. Türkiye'de yasal olarak varlığını sürdüren KSP'de bu pozu verdi.
Sonrasında da Diyarbakır Valisi'nin makamına çıkıp, o Kürdistan pozunu verdi.
Devletin ilgili birimlerinden, siyasi partilerden dikkatle konuyla ilgili nasıl bir açıklama geleceğini bekledim. Hiçbir açıklama gelmedi.
Ama Diyarbakır'la ilgili ciddi bilgilere ulaştım.
Diyarbakır'ın seçimle gelen belediye başkanı HDP'liydi. Görevden alındıktan sonra Vali kayyum olarak belediyeye de atandı. Ancak valinin yönettiği belediyenin giriş katına bakalım. Sözde Kürdistan'ın başkenti olarak görülen "Amed" haritası belediyede hâlâ asılı.
Dahası var. HDP döneminde Karapınar ilçesinin en merkezi parkının adı "Rojava" olarak değiştirilmişti. Bu isim PKK tarafından Suriye Kürdistan'nın bir kantonu olarak görülüyor.
Daha çarpıcı bir detayımız var. HDP döneminde, Diyarbakır'ın en işlek caddelerine Mahabad, Kamışlı, Şengal isimleri verildi. Peki nedir bu isimlerin önemi. Sözde Kürdistan'ın parçalarını temsil ediyor: Mahabad İran, Kamışlı Suriye, Şengal Irak...
Bu isimler de aynen duruyor.
Diyarbakır'ın hem belediye başkanı hem de valisi bu tabloya göz yumuyor. Yetmiyor sözde Kürdistan albümü ile hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Peki sonra?
Sosyal medyadan tepki gösterenler Gelecek ve DEVA partisi il başkanları tarafından "faşist" ilan ediliyor.
AKP İl Başkanı da algı oyunları diyerek yine tepki gösterenleri hedef alıyor.
Şehit Aileleri ve Korucular Federasyonu Başkanı Ziya Sözen de AKP'li başkanın geçmişte attığı tweetleri paylaşarak tepki gösterdi.
Örneğin bu Kürdistan skandalına tepki gösterenlerden biriyim. Gelecek Partisi il başkanı aniden ortaya çıkıyor ve "Kürdistan'a saygı göstermek zorundasın, sen de dahil" diyerek gözdağı vermeye çalışıyor.
Devam edelim.
Sosyal medyada birçok hesaba rastladım. Türk askerini profil fotoğrafı yapmış ama Kürdistan eleştirimin altına gelip beni hedef alıyor. Bunların hepsi tek merkezden yönetilen troll hesaplar, gerçek şahsiyetleri bile şüpheli. Ama bir algı oluşturuyorlar.
"Kürdistan" demeyi normalleştirerek, bunu şehirlerimize yayarak, bize dikte ederek ve sesi çıkanları baskılayarak amaçlarına ulaşmak istiyorlar.
Son yaşananlardan bazı kesitler paylaştım.
Bu tablo karşısında susmak, sessiz kalmak mümkün değildir.
Bulunduğumuz konfor alanından çıkmadan hayatı sürdürmek, hiçbirimizin konfor alanının kalmamasıyla sonuçlanır.
Sessiz istila tüm hızıyla sürerken, sözde Kürdistan koalisyonu aktif bir şekilde çalışıyor. Sesi çıkanları hemen "Faşist" ilan etmeye çalışıyorlar.
Bunu yapmaya çalışanlara hiçbir alanda fırsat verilmemesi gerekiyor. Çünkü vatan toprakları tartışmaya açık bölgeler değildir. ABD'nin eliyle Irak'ta oluşturulan sözde yapının Türkiye bağlantılarını ve Türkiye'yi nasıl karıştırmaya çalıştığını görüyoruz, biliyoruz.
İşte böyle bir tabloda susmayın, susturmaya çalışanlara fırsat ve meydan bırakmayın.
Çünkü tahmin ettiğimizin çok ötesinde bir çalışma sürdürülüyor. Amaç Türkiye'nin tamamen ortadan kaldırılması.
Sessiz istila, sözde Kürdistan projeleri hepsini bir bütün olarak değerlendireceğiz.
ya 87 de kürtçe kaset serbes nolacak canım köylerin adı kürtçe olsun nolacak canım adım adım artarak devam eden tavizler 40 yılda 560 mılyar dolar maddi zarar 40 bin dile kolay vatan evladı şehit oldu kara toprakta sonuçta pkk tarafınd olende bu vatanın evladı diyemesekte gerçek bu yani bu bela 84 te ilk saldırıda hal edilip tepki koyulmalı idi bunun sorumlusuda özaldır kendiside kürt kökenli olduğu için musamaha gösterdi ülkeyi belaya düçar etti vesselam bu saattem sonra ukrayna rusya gibi olmadan yara nereye kadar iniyor ise kesip atmak lazım
Baybaşinin son açıklamaları da mânidar...Bunların türk toprağına gömülmemeleri gerekir...