Sismik araştırma gemimiz Doğu Akdeniz'e doğru yola çıktı ve bu sefer Türk savaş gemileri de eşlik ediyor.
Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan, Türk kıta sahanlığını işgal eden sözde anlaşma sonrası bu karar verildi.
Yunan ordusunun alarm durumuna geçtiği ifade ediliyor.
Yunan medyasında sürekli olarak pompalanan Türk düşmanlığı Doğu Akdeniz'de geri dönüşü olmayan bir sürece yol açtığı kesin.
Libya üzerinde başlayan güç savaşlarında Mısır ve Yunanistan yakınlaşması kontrolsüzce atılan bir imza ile Türkiye'yi açıkça hedef aldı.
Türkiye, Merkel'in ricasıyla durdurduğu sismik araştırmalara yeniden başladı... Ancak durum bu sefer çok daha ciddi ve öyle de olmak zorunda...
***
Gelin son bir kaç günde ortaya çıkan durumu adım adım okumaya çalışalım...
Ekonominin kötüye gittiği dönemlerde ne yazık ki savaşlar, insanlık dramları katlanarak artar.
Ancak Doğu Akdeniz'deki durum Yunanistan ve Mısır'ın ihtirasları yüzünden bu noktaya taşındı. Pandeminin yıkıcı askeri etkisi Doğu Akdeniz'de patlak verebilir.
Aykırı yazarı Emin Şirin, geçtiğimiz hafta yazdığı yazısında Ayasofya'nın ardından "Yunan adalarından birine operasyon yapılırsa şaşırmayın" ifadesini kullanmıştı. Şirin'in bu yorumu tabiri caizse Yunan medyasının ana gündem maddesi oldu. Şu anda Türkiye ile savaşı tartışıyorlar.
Ayasofya'nın ibadete açılışı Türk iç siyaseti açısından bir manevraydı. Yunanistan'ın fevri açıklamaları ve Türkleri hedef almaya başlaması kopma noktasına gelen ilişkilerde yeni bir boyut açtı. Doğu Akdeniz'de yaşananlar hiç normal değil.
Türkiye'nin sismik araştırması bir mesajdı. "Doğu Akdeniz'de oyun kurdurulmasına izin vermeyeceğiz" deniliyordu. Merkel'in araya girmesiyle buna son verildi ve tansiyon kısmen düşmeye başlamıştı. Ta ki düne kadar...
YUNANİSTAN VE MISIR NE YAPMAK İSTİYOR
Yunanistan ve Mısır provokatif bir anlaşmaya imza atarak Türk kıta sahanlığını da kapsayan bölgede "Deniz yetki sınırlandırması" kararı verdiler. Özetle "Burası bizim, Türklere yer yok, olmayacak" mesajı verdiler. Ancak bu iki ülkenin birbiriyle sınırı bile bulunmuyor!
En önemlisi ise kendilerine ait ilan ettikleri bölgenin Doğu Akdeniz'in en değerli yeri olması. Petrol ve doğalgaz kaynaklarının tamamı bu alanda. Kısacası büyük bir zenginliği kendi aralarında paylaşıyorlar.
Peki neye güveniyorlar? Mısır'ın arkasında hangi devletlerin durduğuna bakarak bu yorumu rahatlıkla yapabilirirz. Yunanistan'ın arkasında ise doğrudan Avrupa Birliği ülkeleri var. Özellikle Fransa, Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de açıkça hedef alıyor.
SICAK ÇATIŞMA OLABİLİR Mİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cuma namazı sonrası sinyalini verdiği gelişmeler an itibariyle fiili bir duruma dönüştü. Türk Deniz Kuvvetleri teyakkuza geçmiş durumda.
Sismik araştırma gemimiz ona eşlik eden Türk savaş gemileriyle birlikte Doğu Akdeniz'e doğru yol alıyor.
Sıcak bir çatışma beklemiyorum. Ancak Kardak krizi benzeri; savaşın eşiğine gelmiş iki ülke görebiliriz. Bu noktada iç siyaset ve ekonominin konuşulması ertelenebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün İYİ Parti'yi "Yerli ve milli" ilan ederek davette bulunması çok önemliydi.
Dış politikada yaşanacak ulusal krizler, milli söylemleri ve ortak duruşu zorunlu hale getirecek bir tablo ortaya koyabilir. Bu noktada siyasi partilerin ortaklıktan ziyade meseleye olgun bir tavırla yaklaşmaları gerekecek. Ama partiler Doğu Akdeniz meselesine hakim değil.
Dahası Türkiye'de bölgeyi doğru yorumlayabilecek entelektüel birikim de bulunmuyor. İşte bu durum, AK Parti merkezli bir operasyon yönetimine dönüştürüyor. Bu gibi ulusal çıkışlarda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gelecek adına çok önemlidir.
Doğu Akdeniz'de olmamız gerekiyor mu? Evet ama süreci doğru okumalıyız. Başkalarının ricasıyla geri adım atılmadan, kararlı bir duruş sergilenmeli. Tekrar başa dönelim. Yunanistan ve Mısır'ın yaptığı anlaşma yok hükmündedir. Türkiye'nin sessiz kalması da düşünülemez.
Lakin tüm bu gelişmeler, iç siyasette propaganda ve partizanlık noktasına taşınmamalı. Ama ne yazık ki taşınacak. Kalbimiz de, aklımız da Türk askeriyle; Metehan'ın ordusu siyaset üstüdür.
Turkcu Kuram yazari Mithat Akar teroristlerin saldirisina ugradi. Lutfen bu ve benzeri olaylari gundeminize tasiyin. akp adaletinin hukum surdugu ulkede, kan kardesi pkk'nin kent ortasinda teror estirmesi gunluk olaylardan sayilir oldu. "sosyolojik turdes" diye ifade ettikleri kisilerin akp'nin kan kardesi pkk'ya karsi heryerde susturulmaya calisildigini sizlerde biliyorsunuz. Lutfen sesimiz olun!