Çıkarılmak üzere olan sosyal medya yasası ile ilgili anlatmak istediklerim var. Deniliyor ki "Künyesiz haber sitesi olmayacak, sosyal medyada hakaret edenlere yaptırım uygulanacak" vs.
Asıl maksat ise istemedikleri haberleri "Yalan haber" diye nitelendirip hapisle cezalandırmak.
Bu yasa neler getiriyor, iyi yanları yok mu? Tabii ki iyi yanları var. Örneğin künyesiz haber sitelerine yaptırım uygulanabilecek, internet siteleri basın kuruluşu statüsüne alınacak. Ama bu 20 yıl önce yapılması gereken bir konuydu.
Gelelim en can alıcı kısımlarına...
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" diye bir detay eklendi kanun maddesine. Peki bu ne anlama geliyor?
Yalan haberlere, korku ve panik oluşturabilecek içeriklere 1-3 yıl arası hapis cezası geliyor.
Gelin o maddeler neymiş bakalım:
- Haber gerçek değilse,
- Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa,
- Halkta, korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa
- Kamu barışını bozmaya yönelik ise,
- Aleni ise,
Kişilere, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Peki haberin gerçek olmadığı nasıl teyit edilecek? İmkansız. Kendimden örnek vereyim. Afganistan ve Pakistan'dan gelen kaçakların ilk görüntülerini 2020 yılının Eylül ayında yayınlama başladık. Ağrı Doğubeyazıt'tan geliyordu görüntüler. Hepsi teyitliydi.
Haberlerimiz sonrasında büyük bir tepki oluştu. Çünkü insanlar şehirlerde gördükleri yabancıların sınırlardan kaçak olarak girdiklerini görmeye başlamışlardı.
Hemen ilgili kurumlar tarafından bizim haberlerimizin yalan olduğu, görüntülerin "Algı operasyonu" olduğu ileri sürüldü.
Eğer bu yasa yürürlükte olsaydı hapisle cezalandırılacaktık. Ancak görüntülerin tamamı gerçekti ve biz devamını yayınladıkça kabul etmeye başladılar. Daha sonrasında da operasyonlar sıklaşmaya başladı. Örneğin Gebze'de Ayşegül Aydın'ın katledildiği olayı hatırlayın.
Haberi ilk olarak duyuran bizdik. Afgan bir kaçak cinsel istismar amacıyla 17 yaşındaki Ayşegül'e saldırmış ve başını taşla ezmeye çalışmıştı. Bu sefer yalanlama resmi makamlardan değil, fonlanan kurumlardan gelmiş, bizi hedef göstermeye çalışmışlardı.
Bir başka örnek... Ankara-Niğde otoyolunda bir tır dorsesinin içinden yüzlerce kaçak inmiş ve şehirlere kaçmıştı. Bunu da yalanladılar. Ancak sonrasında bir kısmının yakalandıkları haberi geldi (Bu haber yüzünden ifade vermiştim).
Alanya'da gidelim, iki kaçak plajdaki direğe Afgan bayrağı çekmişti. Haberini yaptık, yerine kadar tarif ettik. Hatta bir grup genç ertesi gün gidip bayrağı yerinden indirdi.
Ancak devletin resmi kurumları bizim algı operasyonu yaptığımızı ve haberlerin yalan olduğunu iddia etti.
Görüntüleriyle, yazılarıyla ispatlanan içeriklere bile "Yalan" denilebiliyor.
İşte sosyal medya yasasının en hassas noktası tam da burası. Kafalarına göre "Yalan, korkutucu haber" diyerek hapis cezası verebilirler.
3 haberi "Yalan" diye nitelendirip 9 yıl ceza alabilirsiniz.
Dolayısıyla yoruma açık, hukuki anlamda örneği olmayan bir sansürle karşı karşıyayız.
Bu yasanın çıkması ve uygulanmaya başlamasından sonra; farklı düşünen, yorum yapan kişilerin, medya organlarının yaşaması imkansıza yakın.
Şu ana kadar karşılaştığımız dava, kumpas, soruşturma, hakaret ve hedef gösterme konularını az çok biliyorsunuz. Zaten rahat bir habercilik yapabilmek mümkün değildi. Ama şu anda yasal bir dayanak ve hapis cezasıyla istedikleri kişilerin üzerine daha fazla gidebilecekler.