Musa Mert, Henüz 13 yaşında... Adana'da arkadaşıyla birlikte okuldan çıkıp evlerine gidiyordu. Yol kenarında camları kıran iki kişi gördü. "Yapmayın arkadaşlar" diye seslendi. Uyarmalarıyla birlikte saldırıya uğramaları bir oldu. Arkadaşı kaçtı. Musa ise sırtından bıçaklandı.
Çocuk, olayın şoku ve yaralı haliyle 150 metre kadar yürüdü, sırtından kan gelmeye başlayınca yere düştü. Çevredekiler koştu, hastaneye kaldırdılar. Bıçak ciğerine gelmiş ve hayati riski var. Son edindiğim bilgilere göre risk azalmış, ancak hayatı eskisi gibi olamayacak.
Musa Mert'in hem psikolojik hem de fiziki olarak ciddi bir süreci olacak. Ailesinin de öyle... Musa Mert'i bıçaklayan ise ailesi Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen bir sığınmacı, o da 15 yaşında. Üzerinde bıçak taşıyor, ufak bir uyarıda hiç düşünmeden o bıçağı saplıyor.
Bu hiç normal değil, olağan da değil. Bir insanın; bu kadar saldırganca, bu kadar acımasızca birini bıçaklaması kabul edilebilir değil. Savaştan korkan, kaçan insanların davranışları değil bunlar! Ve bu ilk de değil.
Yabancı uyruklukların ve özellikle sığınmacıların karıştığı kavgaları incelediğimde neredeyse hepsinde bıçak ve kesici alet kullanıldığını görüyorum. Yaş fark etmiyor. Ve bu konuda son derece acımasızlar. Doğrudan yaşamsal noktaları hedef alıyorlar.
Orta Doğu kültüründe aslında bıçak kullanımı yaygındır, eğitim düzeyi ve yetişme şartları da eklendikçe durum daha da gaddar bir hâl alıyor. Bıçağı sallayarak bir çocuğun, bir ailenin hayatını karartan Suriyeli ise "Adli kontrol" şartıyla serbest kaldı.
Mükafat gibi; arkadaşlarının gözünde "Güçlü, korkusuz biri" oldu. Artık ona biri bir şey söylerse düşünmeden bıçaklayabilecek, çünkü üzerinde taşıyor! Bu kaçıncı olay, bu vakaların önüne geçilemiyor. Türkiye'deki şiddet olayları zaten had safhadayken bir de üzerine göçler eklendi.
Mesele belirli bir uyruğun meselesi değil. Sokaklarımızda çocuklarımız güvende değil. Bizler güvende değiliz. İnsanlar sürekli bir tedirginlik içinde. Sosyal medyadan insanları hedef gösteren sorumlu siyasiler ise suskun!
Çocuklarımız, gençlerimiz, bizler ve en önemlisi geleceğimiz göz göre göre karartıldı. Milyonlarca kültürü, eğitimi, dili farklı insan alındı, yenileri de gelmeye devam ediyor. Bu durum ister istemez bir çatışmayı doğuruyor. Ama bu suçlarda durum farklı.
Sığındığınız bir ülkede eğer hayatınız tehdit altında değilse bıçak taşımazsınız. Sizi sözle uyaran bir çocuğu sırtından bıçaklamazsınız. Hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edecekler. Bu eylemi yapan kişi tutuklanmalı, aile de sınır dışı edilmeli.
Kimse bu gibi olaylara teşebbüs etme cüretini göstermemeli. Sığınmacı politikaları için acilen çözüm süreci bekleniyor. Her geçen gün daha acı olayların haberini alıyoruz.
"Bunlar ileride ülkemizin başına bela olacak" lafı çok bayatladı be. O lafı 1930'lardan 2000'lere kadar yöneten ve söz sahibi olan tüm hükümetler muhalefetler söyleyecekti. 40'dan sonra bi halt yapılmamış Ortadoğu-Türkiye ile hiçbir hamle. Millet tabi at koşturur *** gibi baktınız hala *** gibi aynı muhalefete oy veriyorsunuz. Seçtiğiniz muhalefet hükümet olunca ne sanıyorsunuz mülteci almayacaklarını mı? Avrupa-ABD sopayı gösterdi mi zaten Batı ile uzlaşmacı muhalefetimiz hemen alır. Dolayısıyla teraneleri boş verin. Hükümeti değil muhalefete tepki gösterin. Sıradaki hamlenizi güzel hazırlayın. Ki sıradaki hükümet iyi olsun.
Ülkede binlerce derdimiz yokmuş gibi Suriyelilerin getirdiği dertler gerçekten artık son nokta oldu, kötü ekonomi şartlarında en azından yaşanabilir ancak sırtından ciğerine gelen bir bıçakla yaşamak o kadar kolay olmaz, sadece ailesini değil tüm sülalesini atmak lazım yoksa hiçbiri akıllanmaz.
Bunlar ilerde ülkemizin basina büyük bela olacaklar bu Suriyeli sığınmacılar,da her türlü kanı bozuklar ve hainlikler var Hata hükümet,in seçimi kaybedmelerine en büyük neden bunlar olacak
Türkiye’nin en büyük Beka sorunu düzensiz göç ve mültecilerdir.