"Türkiye zor günlerden geçiyor" bir dönemin kalıp cümlesi. Aslında siyasiler sıkıştıklarında hâlâ kullanıyorlar "Millet olarak bu zor günleri el birliğiyle atlatacağız" gibi çeşitli varyasyonları da var.
Ama niyet belli, "Ülkemiz bu kadar zor günlerdeyken sen siyaset mi konuşacaksın" denilerek mulafetin siyasi iktidar üzerindeki olası baskısı ortadan kaldırılmış oluyor.
Bir noktada algı yönetimi yapılıyor. Aslında siyasetin özü de bu değil mi! Dünyanın neresine giderseniz gidin en iyi algı yönetimi yapan bir şekilde iktidara geliyor ve orada kalabiliyor.
Ancak bu algı yönetimleri kimi zaman siyasi alanların dışına çıkarak, ülke topraklarını, ülke geleceğini hedef alacak geri dönüşü imkansız sonuçlara yol açabiliyor.
Tıpkı Kanal İstanbul projesinin adeta "Sıcak para girişi" için Arap sermayesine pazarlanması gibi.
Yaklaşık 2 haftadır Türkiye Sezen Aksu, Balıkçı ve bugün itibariyle küçük çocuğun "hain" sözlerini konuşuyor. Ancak 2 hafta önce çok önemli bir gelişme yaşandı.
17 Ocak 2022 tarihinde, İstanbul Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği il müdürlüğü Kanal İstanbul'un güzergahında yer alan bir alan için askıya çıktı.
Bunun anlamı 1., 2. ve 3.etap Yenişehir arazilerinin imara açılması.
Ama bu imar şu anda tarım arazilerini kapsayan bir şekilde değerlendiriliyor.
Tam bu noktada işler bir anda değişiyor.
ARAPLARA PAZARLAMA BAŞLIYOR!
Görüntüyü paylaşarak devam edelim.
Türkiye'de sadece Arap müşterilere çalışan bir emlak firması gayet profesyonel bir video yayınladı. Yaklaşık 2 hafta önce yayınlanan video "Allah'a çok şükür beklediğimiz ilan çıktı, artık Yenişehir'den alımlar yapabileceğiz" sözleriyle başlıyor.
Sonrasında anlatılanlar insanı şaşkınlığa uğratıyor.
Arap satıcı, şu anda tarım arazilerinin satıldığını ve bunlara imar izni gelerek konut yapılabileceğini söylüyor. Kendinden emin, zerre şüphesi yok. Hatta parseller üzerinden numaralandırma ile nerelerin alınabileceğini gösteriyor.
Çok önemli bir detay var. Satılan alanlar tarım arazileri, ama satıcı “imar gelecek” garantisi veriyor ve böylece değerinin katlanacağını açıklıyor.
— Batuhan Çolak (@batuhancolak33) January 30, 2022
Arazilerimizi alıyor, vatandaşlığa hak kazanıyorlar. Sonrasında konutlarını dikecekler.
Bu da bir başka video: pic.twitter.com/8KjfQKDB4g
İmar planının onaylandığı tarihe dikkat: 17 Ocak 2022!
Tam da Sezen Aksu tartışmalarının başladığı günler. Diyanet'ten bile açıklama gelmiş, devlet kurumları adeta seferber olmuştu. Ancak imarın duyurulmasıyla birlikte İstanbul'u parselleyen Arap emlakçılar harekete geçti.
Biraz detaylara inelim. Çekilen reklam filmlerindeki tavır, hitap ve gelecek garantisi vermeleri kendilerinin nerelerden, ne şekilde hangi garantileri aldıklarını açıkça ortaya koyuyor. Örneğin bu reklamdan bir kare, kırmızı ile çizilen bölgenin stratejik olduğuna vurgu yapılmış.
Sadece görüntüler bir Arap emlak firmasıyla sınırlı sanmayın. İnternette onlarca Arap emlakçı Kanal İstanbul güzergahı ve çevresini satıyor. Örneklerle gidelim. Bakın bu başka bir Arap emlak firmasının tanıtım filmi. Ne kadar da güzel anlatılmış değil mi!
Sadece görüntüler bir Arap emlak firmasıyla sınırlı sanmayın.
— Batuhan Çolak (@batuhancolak33) January 30, 2022
İnternette onlarca Arap emlakçı Kanal İstanbul güzergahı ve çevresini satıyor.
Örneklerle gidelim.
Bakın bu başka bir Arap emlak firmasının tanıtım filmi. Ne kadar da güzel anlatılmış değil mi! pic.twitter.com/6muCM0Ilxn
Mesele, öyle büyük ve ülkemizi yakından ilgilendiren bir kapsam taşıyor ki, üzerine konferans, seminer, paneller düzenlenebilecek kadar da akademik bir gereksinimi var. Siyasetin bu konuya tepkisizliği ortada. İşte bu birilerinin işini kolaylaştırıyor.
"Sıcak para" ihtiyacı ülkenin kaderini değiştiriyor. Bu konuya sessiz kalınması, görmezden gelinmesi mümkün değil. Bakın, bu mesele Arapların gelmesi ya da gelmemesi değil. Ülkenin en güzel noktalarının parseller, etaplar halinde yabancılara satılması hali.
Bu kadar kolay olmamalı. Bu kadar basit kaybetmemeliyiz.
Türkiye pazarlanacak, satılacak, toprakları peşkeş çekilecek bir ülke değildir, olamaz!