"Torbacı" olarak nitelendirilen uyuşturucu satıcıları polisin gözetimi altında. Emniyet güçleri sık sık operasyonlar düzenliyor.
İşin içinde doğrudan terör örgütü PKK var. Torbacı dediğimiz kısım uyuşturucu alıcısına satışı gerçekleştiren son halka. Asıl sevkiyat, terör örgütü üzerinden sağlanıyor. Hem yurt içine hem yurt dışına...
Uyuşturucu ile mücâdele, hem işin başındakilerle hem de en alt tabakası olan torbacılarla devam ediyor.
Ancak ortaya çıkan mahkeme kararları emniyet güçlerinde büyük bir demoralizasyona yol açtığı gibi, uyuşturucu ile mücâdeleye de ket vuruyor.
***
Tarihler 18 Temmuz 2020'yi gösteriyor...
İstanbul Bağcılar'da "torbacı" olarak bilinen isimler işi sokaklara dökmüş; gizlenmeden, saklanmadan sokak ortasında uyuşturucu satıyorlar.
NarkoTim'de görevli 1992 doğumlu polis memuru Erkan Gökteke ve yanındaki meslektaşı sokaktaki satışa müdahale etmek için olay yerine araçla geliyor.
Torbacı aracı görür görmez elini beline atıyor ve Erkan Gökteke aracından inmeye bile fırsat bulamadan üst üste kurşun yağmuruna tutuluyor. Yolcu koltuğunda oturan diğer polis memuru Yusuf Nacar ise kolundan vuruluyor.
Gökteke, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düşüyor.
CENAZESİNDE TÜM PROTOKOL ORADA
Erkan Gökteke, emniyet içerisinde çok sevilen bir polis memuruydu. Cenazesine büyük katılım oldu. Gelenler arasında devlet protokolünden de birçok önemli isim vardı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya bizzat katılmışlardı.
Şehidin daha yeni evladı olmuştu. Eşi Cemile Gökteke, olacakları hissedermiş gibi Bakan Soylu'ya "Ne olur bunu yapanlar cezasız kalmasın, serbest kalmasınlar" diye seslenmiş "Siz hiç merak etmeyin" cevabıyla teselli edilmek istenmişti.
KATİLLER SUÇ MAKİNESİ ÇIKTI
Şehit polisin katilleri ise tam bir suç makinesiydi. Defalarca karakola yolları düşmüş, yüzlerce insanın canını yakmışlardı. Kimlikte yaşları küçük olduğu gerekçesiyle her seferinde serbest kaldılar.
Olayın ardından, sosyal medyada bazı fotoğraflar paylaşıldı. Bizzat polis tarafından çekilmişti görüntüler. O görüntülerde polisimizi şehit edenlerin yakalandığı ve dövüldüğü görülüyordu.
Bir takım hesaplar, kişiler "Polisimize uzanan ellerin sonu budur, merdivenden mi düşmüş hahaha, işte böyle olur, ellerinize sağlık" gibi kasaba milliyetçiliği tonunda paylaşımlar yaptılar.
Oysa polisin suçluları yakaladığı yerde cezalandırıp, fotoğraflandırması 3.dünya ülkelerini andıran bir yöntemdir. Devletin güçlü olduğu yerde bunlara gerek duyulmaz. Çünkü güçlü bir devlet, zaten polisini de, vatandaşını da korur, suçluya gereken cezasını verir.
İşte o günlerde 3 zanlının dövülmesiyle işi neticelendirenler, şehit cenazesine katılarak söz verenler, mahkeme sürecinde yoktular.
Sadece şehidin eşi Cemile Gökteke vardı. Küçük bebeği olmasına ve zorlu pandemi şartlarına rağmen mahkemeye bizzat gitti. Eşinin katillerinin cezalandırılmasını bekledi.
KATİLLERDEN İKİSİ TAHLİYE EDİLİYOR
Ama gelin görün ki Cemile Hanım'ın cenazede içine doğan "Cezalarını çekerler değil mi" endişesi mahkemede gerçek oldu. Daha deliller tam olarak toplanmadan tutuklu bulunanlardan ikisi tahliye edildi. Geriye sadece tek tutuklu kaldı.
Tahliye olan şahıslardan sadece birinin ise tam 75 suç kaydı var!
Hâliyle şehidin eşi yaşananlara isyan etti.
Gelin kendisine kulak verelim:
Bugün Erkan'ın davası vardı çok zor olmasına rağmen davada bulunduk. Bugünkü davada çocuk olarak adlandırmakta olan 3 şahıstan 2 tanesi çelişkili ifadelerine, daha tüm delillerin toplanmamasına rağmen serbest bırakıldı. Akşam evlerine gidip hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar. Deliller kesinleşene kadar bile içeride kalmadılar. Daha 5 aylık süreçte kaldıkları yerden evlerinde bayram havasına devam ediyorlar.
Peki Erkan...
Erkan şu an nerede ?
Kim için orda kimler için orda ?
Sizce ADİL Mİ ? Peki bu ADALET Mİ
Allah'ın adaleti büyük arkadaşlar ondan şüphemiz yok elhamdulillah. Ama bu dünyada kulun adaletine kalıyor herşey ve ben kullardan da adalet bekliyorum...
Ben eşimin cenazesinde tek isyan etmeden her gelen devlet büyüklerine SADECE ÇIKMASINLAR HAK ETTİKLER CEZALARI ALSINLAR diye yalvardım neredeyse sizce bu mu adalet o kadar çelişkili ifadeler varken "Hadi sen evine git çocuksun." Adalet talep ediyorum. Eşimin kanının yerde kalmaması gerekiyor. Benim bunun peşinde koşmam bile saçma, benim eşim bu zehir tacirlerinden sizlerin evlatlarını korumaya çalışırken şehit düştü.
DEVLET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI
Üst üste çıkarılan yasalarla 6 yıldan az ceza alanlar cezaevine bile girmiyor. Böyle bir tabloda polisimizi şehit edenlerin bile tutuksuz yargılandıklarına şahit oluyoruz.
Eğer, sosyal medyada "Merdivenlerden nasıl düştüler ama" diyerek kendimizi tatmin edecek bir ülke istiyorsak bu kararlar çok normal. Ama gerçekten devlet olmak istiyorsak, gereken yapılmalı, adalet sağlanmalıdır.
YORUMLAR