Antalya'da merdiven altı bir oluşumun yurdunda hunharca katledilen 18 yaşındaki gencimizi konuşurken Diyanet ne yapıyor biliyor musunuz?
Onlar da Antalya'da!
Ama 5 yıldızlı Alanya Alan Xafira Deluxe Resort Hotel'deler...
Geçtiğimiz günlerde yaptıkları eğitimi sürdürüyorlar, 5-9 Aralık tarihleri arasında yine "Eğitim" yapacaklar.
Geçtiğimiz günlerde bu konuyu yazmıştım. Kamuoyu da tepki göstermişti.
Çünkü yaşadığımız ekonomik bunalımda vergilerimizle ayakta duran bir kurumun, parasını rahatlıkla harcaması kabul edilebilir değildi. "Terör örgütleriyle mücadelemizden rahatsızlar" diye açıklama yapıldı.
Hani bu kadar büyük tepkiye, bu kadar alenileşmiş bir sorun karşısında aklı biraz yerinde olan ne yapar. "Yahu biz Diyanetiz, en çok tasarruf yapacak olan bizleriz, vatandaşın tepkisini dinlemeliyiz" der.
Bunlar ise adeta meydan okuyor.
Otel bir kez daha 4 gece 5 gün kapatılıyor.
Bir yanda 18 yaşında hayattan koparılan gencimizi "Koruyamadık" diye dövünüyoruz, sahip çıkması gerekenler ise o çocuğun ailesi ve bizden aldıkları vergilerle 5 yıldızlı oteli "eğitim" adı altında kapatıyorlar.
Kabul etmiyorum.
Kabul edemeyiz.
Bu büyük bir vebaldir.
Bunu nasıl yapabilirsiniz, nasıl içinize siner. Artan ödenekleri geri iade etmemek için yıl sonu böyle harcamalar mı yapılıyor?
Madem bu kadar çok para var, müftülükler aracılığıyla cumalarda para istemek yerine para dağıtın ihtiyaç sahiplerine.
ALİ ERBAŞ'IN İSRAF HASSASİYETİ
Diyanet İşleri Ali Erbaş, Diyanet'in sitesinde de ulaşabileceğiniz "Ramazan günlükleri" kitabında israfa dikkat çekerek, çöpe atılan ekmekleri anlatıyor.
Kitaptaki ifadelere bakalım:
"Bu yazımızı israf konusunu sadece Türkiye'deki ekmek israfı örneğinden hareketle tamamlamaya çalışacağız. Nitekim toplumumuzun kutsal değerlerinden birisi, sofralarımızın baş tacı olan ekmeğin "nimet" olarak adlandırılması ve onun aynı zamanda alın terini, paylaşmayı ve bereketi ifade etmesidir. Ekmeğe atfedilen bütün kutsal değerlere rağmen, gerek dün yada gerekse ülkemizde en fazla israf edilen gıda ürünlerinden birinin de ekmek olduğu bir gerçektir.
Tarih boyunca insanoğlunun en çok ürettiği ve tükettiği gıda ürünü olan ekmek, temel besin kaynaklarından biridir. Doyurucu ve ekonomik olması nedeniyle vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük besin değerlerinin birçoğu ekmekten karşılanmaktadır. Örneğin, günlük enerjimizin ortalama % 44'ü sadece ekmekten, % 58'i ise ekmek ve diğer tahıl ürünle rinden sağlanmaktadır.
Yetişkin kadın ve erkeğin günlük ortalama ihtiyaçları düşünüldüğünde, 300 gr ekmek günlük alınması gereken enerjinin % 30-36'sını, demirin % 12-48'ini, proteinin % 39-42'sini, kalsiyumun % 9-57'sini, B1 vitamininin % 27-63'ünü, B2 vitamininin % 12-30'unu karşılamaktadır.
Üretilen ekmeğin önemli bir kısmı ne yazık ki gıda olarak tü ketilmeyerek çöpe atılmakta ya da hayvan yemi olarak kullanıl maktadır. Yüz milyonlarca insanın aç uyuduğu ve açlık nedeniyle hayatını kaybettiği bir dünyada, ekmeğin israf edilmesi yürek yaralayan bir olgudur."
İsraf üzerine yapılan değerlendirmeler sadece Diyanet'in sitesindeki kitaplarla sınırlı değil. Sık sık cuma hutbelerinde, yapılan konuşmalarda, farklı yayınlarda tekrarlanıyor.
Ancak gelin görün ki uygulamada bambaşka bir tablo ortaya çıkıyor.
Vallahi billahi diyanet kapatilsin.ulkenin haline baksinlar 5 yildizli otele gideceklerine. Sahi gidip ne yapitorlar cok merak ediyorum. Yeni ayet hadismi yazıyorlar. Vahiymi geliyor. Tovbe yarabbim bunlar insani dinden cikarirlar yeminle
Bu mevsimde Uludağ Kayak merkezinde yapacak halleri yoktu. KEYF KEKA YESİNLER YAN GELİP YATSINLAR. Vatandaş mı o da zıkkımın pekini yesin.
Demekki cehennem yok olsaydı bunlar ALLAH dan korkaklarda. Bu dünyanın cenneti bunlara öbür dünyanın cehennemi bize