Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Batuhan Çolak
  3. Bir doktorun mektubu: "Hayatımızı adadık, bize yapılanlar reva mıdır"
Yayınlanma: 07 Temmuz 2022 - 21:04
Güncelleme: 07 Temmuz 2022 - 21:34

Bir doktorun mektubu: "Hayatımızı adadık, bize yapılanlar reva mıdır"

07 Temmuz 2022 - 21:04
Güncelleme: 07 Temmuz 2022 - 21:34
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Bir doktorun mektubu: "Hayatımızı adadık, bize yapılanlar reva mıdır"
Batuhan Çolak
[email protected]
Bir doktorun mektubu: "Hayatımızı adadık, bize yapılanlar reva mıdır"

Modern ve güçlü devlet olabilmenin yolu güçlü ekonomiye bağlı; adalet, sağlık ve güvenlik sisteminin düzgün işlediği bir yapıdan geçer.

Türkiye, ne yazık ki birçok alandaki geriye gidişini sağlıkta da yaşıyor. Özellikle sağlık personeline yönelik son yıllarda artan şiddet dalgası son olarak Konya Doktor Ekrem Karakaya'nın görevi başında katledilmesiyle zirveye ulaştı.

Köşemi, sistemin içinden bir doktorumuza bırakmak istiyorum. Bir süredir kendisiyle iletişim halindeydik, anlattıklarını bir mektup gibi kaleme almasını rica ettim. Sağ olsun kırmadı. Sözü kendisine bırakıyorum:

"Hali hazırda 12. yılını çalışan, okul ile birlikte sayarsak 18 yılını bir şekilde mesleğin içinde geçirmiş bir 'Pratisyen' hekim olarak yazıyorum bunları.

Pratisyen kelimesini özellikle vurguladım zira uzman olayım desem artı beş yıl daha lazım, mecburisi de cabası. Hatta bir delilik yapıp da yandal uzmanı olsam yine üç yıl ve mecburi hizmet var.

Batuhan Bey, ülkemizde başka bir meslek söyleyin ki mezun olunca devlet diplomasına el koysun ve 300-500 gün arası mecburi hizmete tabi tutsun?

Uzmanlık ve yandal yapınca aynı mecburi hizmet var. Yani bir yandal uzmanı (Onkoloji, gastroenteroloji, hematoloji, çocuk kardiyoloji, perinatoloji, proktoloji, algoloji… vs) hiç takılmazsa ve her şey yolunda giderse 6+2+5+2+3+2=20 sene sonra diplomasına kavuşuyor.

Bu da yaklaşık kırk yaş ediyor. Bu arada evlenir mi, çocuk mu yapar yoksa ordan oraya geçen zorlu eğitimlerde sürünürken kendine bir hayat mı kurar, orasını siz takdir edin.

Bu kadar emeğe karşın “Varsın gitsinler!” derseniz bu kişiler gider ve emin olun kaybeden sadece halk olur.

Bakın ben bir doktorum, aile hekimiyim. Bugün, herhangi bir yakınımın başına bir durum gelse gerek Türkiye’de gerek de yurt dışında ben öyle veya böyle, ama özelde ama devlette doğru hekime ulaşırım.

Ama köydeki Mehmet Amca, Fatma Teyze ulaşamaz. Bu ülkede insanlar binlerce TL sigorta primi ödemekte. Ne ben ne de herhangi bir vatandaşımız bu durumu hak etmiyor( Bu arada her ay yaklaşık 2000 TL sigorta primim kesildiği halde ben de devlette bütün muayenelerde ve tetkiklerde keza eczanelerde reçete alımlarında deli gibi ücret ödüyorum).

Doktor tarlada yetişmiyor, manavda satılmıyor. Bugün, bakanlık adına çalışan tüm hemşireler, ebeler… vs diğer sağlık personelleri işten ayrılsa atama bekleyen onlarcası var yerlerine.

Ama son on yılda niteliksiz, hastanesiz, hocasız ve şişirme kontenjanlarla açılan onlarca tıp fakültesine rağmen yeterli sayıda doktorumuz yok(hiç olmadı hatta) ve bunu bile bile özele/yurtdışına gitmemiz için her şart sağlanıyor.

Meslekte sorun çok, kısa kısa yazayım. En büyük sorunlardan birisi maaş ve ödeme şekli. Bugün emekliliğe yansıyan maaş haricinde ödenen sabit döner sermaye+performans+nöbet+icap vs bunların hiç birisi emekliliğe yansımamaktadır.

Bugün, emekli olan bir pratisyen hekim yaklaşık 7000, uzman hekim ise 8000 TL maaş almaktadır.

Genel cerrah ameliyattayken çocuğunun okul taksidini, ev kirasını, arabasının deposunu nasıl dolduracağını düşünmemelidir. Aksi halde malpraktis kaçınılmazdır.(Malpraktis sorunu ayrı bir olay, yapılan işlemden elde edilen kazancın onbinlerce katı tazminatlar ödeniyor, mesleki sigorta korumaya yetmiyor bizleri) Keza aile hekimliğinin ücret sistemi bambaşkadır, o ayrı bir tartışma konusu olur.

Biz bu sorunları dile getirip 'Emrimizdeki personelden az maaş alıyoruz' dediğimiz "Şükredin, asgari ücretli ne yapsın" serzenişi alıyoruz. Ben asgari ücretli olmak için mi yıllarımı verdim? Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Bir diğer sorun özlük haklarıdır. Şöyle ki aynı/yakın kadro-derece-kademe-unvan sahibi olmamıza rağmen emsal memurlardan çok daha azını almaktayız.

3600 katsayısı herkes için getirilmeye çalışılarak ayrıca hak kaybı yaşatmaktadır. Bugün adalet bakanı asla zam haberi vermediği halde yeni mezun bir hakim yaklaşık 25 bin TL almakta ama sağlık bakanı, cumhurbaşkanı her ay müjde vermesine rağmen yeni mezun bir doktor taş çatlasın 8000 TL almaktadır. Bu bize reva mıdır?

Başımızın belası sorunlardan birisi de şiddettir. Sağlık sisteminin getirdiği sorunlar neticesinde artan iş yükü sonucu tartışmalar ve hatalar kaçınılmazdır.

Vatandaş sizin de bahsettiğiniz gibi MHRS’den randevu bulamamakta (çünkü doktor yok, malum gittiler), bunun sorumlusu olarak doktoru görmekte ve randevusuz hasta bakmaya zorlamaktadır.

Bakanlık ise beş dakikada bir randevu açmakta ve hatta randevusuz hastaları da geri çevirmeyeceksiniz demektedir. Dolayısıyla bütün bunların üzerine şımartılmış hastalar ve doktor dövdükten sonra karakoldan/savcılıktan doktordan önce çıkanlar oldukça kimde çalışma aşkı kalır ki?

Yani düşünün, emeği çok, hakkını alamayan, üstüne dayak yiyip tazminat ödeyen bir işimiz var. Siz olsanız yapar mısınız?

Uzun çalışma süreleri, klinik eğitimlerde(özellikle cerrahi branşlarda) hocaların egoları vs yüzünden doktor ölümleri, intiharları olmaktadır. Yakın zamanda 36 saat nöbet sonrası trafik kazasında kaybettiğimiz meslektaşımızı ne çabuk unuttu bu millet?

Bir şoföre dokuz saat üzeri araba kullandırmayan sistem neden bizi 36 ve bazen 48 saat çalıştırmaya zorlamaktadır? Geçtim onu, acil servislere gereksiz onlarca başvuru var ve eski sağlık bakanımız (ayrıca mesleğin köküne kibrit suyu döken) Recep Akdağ’ın meşhur sözüyle 'Tırnağım ağrıyor' diyene bakmak zorundayız.

Dünyanın neresinde var bu durum?

Mecburi hizmette 400 hasta baktığım bir nöbet sonrası aracımla takla attım ben, uyuyakaldığım için.

Ve o tarihte henüz aday memur olduğum için olası bir sakatlık/vefat durumunda ne tazminat, ne emekli maaşı, ne malulen emeklilik ne de iş kazası olarak işlem yapamıyorum. Reva mıdır bize bunlar?

Verilen ama hiç yerine getirilmeyen sözler, bir gecede kendilerine maaş zammını çıkarıp beş aydır bizi oyalayan meclis ve hükümet, yalaka sarı sendikalar…. vs Daha neleri sayayım ki size?

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o… - 10 Haziran 2025
  • Güle güle İlhan Şeşen… - 26 Mayıs 2025
  • Silivri camından görülen Türkiye - 16 Nisan 2025
  • Kumarın yasalı mı olur! - 12 Kasım 2024
  • Bahçeli'nin DEM'lilerle el sıkışması ve Öcalan'ı serbest bırakma hazırlığı - 12 Ekim 2024
  • Kötülük bir zehir gibi tüm hücrelerimize sızmış! - 04 Ekim 2024
  • Ümraniye'de şehit edilen polis ve suçlunun düşündürdükleri - 23 Eylül 2024
  • Ruanda Meselesi: Turist olarak gelip, Türkiye'den sığınma istenirse nasıl bir politika izlenecek - 31 Mayıs 2024
  • Türkiye'de yaşayan Uygur Türk'ü Doğu Türkistan'daki kampları anlattı - 11 Şubat 2024
  • İlkokul çocuklarına entegrasyon masalları! - 14 Eylül 2023
  • Bursa'dan skandal görüntüler! Suriyeli sığınmacılar, yüzde 60 engelli Türk gencini silahla darp edip, ayaklarını öptürdü - 11 Eylül 2023
  • Bursa'da silahlı yabancı uyrukluklar tarafından darp edilen genç - 11 Eylül 2023
  • KKTC'de neler oluyor! İnsani bir yol yapımı için BMGM-Rum yönetimi ortaklığında provokasyon - 18 Ağustos 2023
  • Hatay'da Fransız bayrağı özlemi duyanlar bu videoyu iyi izlesin - 11 Ağustos 2023
  • Bilecik'te yaşanan korkunç olay ve devlet sisteminin sekteye uğraması - 02 Ağustos 2023
  • Disney Türkiye'den defolup gitmelidir! - 01 Ağustos 2023
  • Muhalefet, iktidarın karşısında neden bu kadar çaresiz - 29 Temmuz 2023
  • Sakarya Karagöl Yaylası'nı kimler imara açtı? Arap emlakçılar bu satışları nasıl yapıyor - 20 Temmuz 2023
  • Depremde çalışmayan operatör, depremde hayatını kaybeden anneye fatura göndermeye devam ediyor - 19 Temmuz 2023
  • Yabancıya gayrimenkul ve arazi satışı neden durdurulmalı? - 14 Temmuz 2023
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 11
Köşe Yazarları
 Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Batuhan Çolak
Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Emre Yükselen
Emre Yükselen
Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Ümit Doğan
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Çok Okunan Haberler
Naci Görür uyardı: 'Yediye kadar deprem üretebilir'
Naci Görür uyardı: 'Yediye kadar deprem üretebilir'
Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısı sürüyor!
Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskısı sürüyor!
Mutlak Butlan nedir, ne demek? CHP'de 'Mutlak Butlan' tartışması ne?
Mutlak Butlan nedir, ne demek? CHP'de 'Mutlak Butlan' tartışması ne?
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Medya
Teknoloji
Kültür-Sanat
Sağlık
Yaşam
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
Nöbetci Eczaneler
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.