AKP'nin, sosyal medyaya yönelik yasal düzenleme çalışmalarında sona gelindiği belirtiliyor. Buna göre kullanıcılara "yalan haber yaymak ve yapmak" suçlamasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ya da Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) içerisinde sosyal medyayı denetleme görevini yürütecek ‘Sosyal Medya Başkanlığı'nın kurulabileceği ifade ediliyor.
AKP’li birisine bunu sorduğunuzda bunun aslında ifade özürlüğünü sınırlamak için değil, sadece sosyal medyadaki yalan haberleri önlemeye yönelik bir çalışma olduğunu söyleyeceklerdir, peki gerçekten öyle mi?
AKP’nin kurulduğu günden bu yana kendine örnek aldığı Osmanlı İmparatorluğunun 34. Padişahı II. Abdülhamid’in bu konuda yaptıkları ister istemez insanın aklına takılmıyor değil.
Abdülhamid’in babası Abdülaziz döneminde çıkartılan Kanun-i Esasi’nin (10 Mayıs 1876) 12. Maddesi “Matbuat kanun dairesinde serbesttir.” Yani basım işleri kanunlar çerçevesinde serbesttir maddesi, Abdülhamid döneminde daha ileri taşındı.
Abdülhamid tarafından yayımlanan bir kararname ile “zihinleri karıştıracak yayın yapan gazeteleri hemen kapatılır” diyerek, zamanın hükümeti tarafından “yalan haber” olarak kabul edilecek konularda haber yapan tüm gazeteler, dergiler hatta kibrit kutusu veya ambalaj paketleri basan firmalar bile kapatılacaktı.
Abdülhamid bu kararname sonrasında denetimleri gerçekleştirmesi için “Matbuat Müdürlüğü” adı verilen bir müdürlük oluşturdu. Bu müdürlük, Dahiliye Nezareti’ne (İçişleri Bakanlığı) bağlı “Matbuat-ı Dahiliye- Müdürlüğü” ile Hariciye Nezareti’ne (Dışişleri Bakanlığı) bağlı birimlerine ayrılıyordu.
Bu kanun ve kararnameler kullanılarak birçok gazete, dergi kapatıldı, birçok yazar hapislere atıldı. Bu süreç 24 Temmuz 1908 yılındaki ikinci meşrutiyete kadar devam etti. 24 Temmuz tarihi günümüzde Basın Bayramı olarak kutlanmaya devam etmektedir.
Günümüzde yapılmaya çalışılan düzenleme ile ortak noktaları görebiliyor musunuz?
Kime veya neye göre yalan olduğu tartışmalı bir konuda sosyal medyada bir şeyler mi yazdınız. 5 yıla kadar hapis önünüze konulacak.
Daha da somutlaştıralım.
30 Temmuz tarihinde Orman Bakanı Bekir Pakdemirli “Türkiye’nin halihazırda envanterinde yangın söndürme uçağı olmadığını ancak bu yıl içerisinde uçak alımının tamamlanmasını planladıklarını söyledi.”
Yine aynı tarihte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "THK'nin yangın söndürme uçağı falan yok" ifadelerini kullandı.
Şimdi siz tutup da THK’nın sitesine girip oradaki bilgiler ışığında “THK’nin filosunda, 11 adet M-18 Dromader ve 9 adet CL-215 Bombardier tipi yangın söndürme uçakları bulunuyor. 2019 yılına kadar bu uçakların uçar durumda olanları kullanılıyordu, hatta 2019 Teknofest’te gösteri uçuşu yaptırdınız” derseniz. Sosyal Medya Başkanlığı koskoca Cumhurbaşkanı ve Orman Bakanından daha iyi bilme şansınız olamayacağı için sizi anında “Yalan Haber” yapma suçundan 1.5 ile 5 yıl arasında cezalandırılmanız için mahkemeye gönderebilecek.
Cumhurbaşkanı TV’de verdiği demeçte CHP’li belediyeleri hedef alarak “‘yangında itfaiyeleriniz nerede, selde ne yaptınız, bunu ortaya koyun'” ifadesini duydunuz ve yine haberlere konu olan Belediyelerin yaptığı çalışmaları yazma gafletinde mi bulundunuz? Büyük ihtimalle anında mahkeme işlemleriniz başlatılmış olacak.
Tabi bu yazımın kendisi de bu düzenleme çerçevesinde sorunlu ve bende 5 seneye kadar hapis istemi ile yargılanabilirim.
Zira yukarıdaki örneklere benzer şeyler yaşanırken, tüm bunlara birer kulp takılacak. Sadece bir üst geçide “Hudut Namustu…” yazılı bir pankart astı diye gece yarısı 6 genci apar topar mahkemeye gönderen bir zihniyetin benim bu yazımı bir eleştiri olarak algılaması da pek mümkün değil.
Bundan 145 sene önce bile yanlış olan bu düzenlemenin bir benzeri ile bugün yine aynı şeylerin yapılmaya çalışılıyor olması maalesef ülkemize yakışmıyor. Umarım bu yanlıştan dönmek için, Osmanlıda olduğu gibi 32 sene beklememiz gerekmez!