İlkokul çocuklarına entegrasyon masalları!

Milli Eğitim'in İlkokul 5.sınıflara okutturduğu Türkçe ders kitabı.

Küçücük çocuklara ülkemize yönelik demografik operasyonu böyle normalleştiriyorlar. 16.sayfaya bakın ne diyor: "Ülkenizdeki göçmenlerin yaşadıkları temel sorunları araştırınız. Araştırma sonucunda edindiğiniz bilgileri sınıfa getiriniz."

Yahu bunlar daha 11 yaşında çocuk...

Türkiye'deki göç/göçmen konularındaki sorunlara nasıl kafa yorsunlar.

Bir de nasıl yönlendirmeli bir sorudur bu, resmen çocukların algısıyla oynanıyor.

Bir başka sayfaya geçiyorum. "Dünyanın birçok yerinde insanlar savaşlarla boğuşuyor. Bazılarının adlarını bile duymadığımız ülkelerde insanlar, yaşamlarını sürdürme mücadelesi veriyor. Savaşlar devam ederken göçler başlıyor bir yandan. Umuda giden yolculukta sayısız kadın, çocuk, genç, yaşlı... Bırakın ceplerindekini, midelerinde kuru ekmek hasretiyle yorgun ama sabırla yürüyor. Umut yolunun sonundaki ülkelerden bir tanesi de Türkiye... Konuşmacı arkadaşlarınızın, konuşma yaparken duygu ve düşüncelerini yüzlerine, el ve kol hareketlerine yansıtıp yansıtmadıklarını düşünüp değerlendiriniz."

Küçücük beyinleri nasıl işliyorlar "Umut yolunun sonundaki ülkelerden biri Türkiye"ymiş... Neye göre kime göre?

Bu nasıl normalleştirilebilir!

Ufacık çocukların kafalarına bunlar ne amaçla nasıl sokuluyor?

Tabi ki birileri istiyor öyle oluyor. Nasıl mı? Dünkü Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporuna bakın.

Avrupa Birliğine giremezsiniz ama "Dünyanın en büyük mülteci nüfusuna sahip olan Türkiye'ye teşekkür ederiz. Bu konuda ek fonlar, destekler sağlanmalıdır."

İşte tam da bu şekilde. MEB'in İlkokul 5.sınıf öğrencisine zorunlu ders kitabı olarak okuttuğu içeriğe bunlar giriyorsa bu iyi niyetli değildir.

Arka planını öğrenmek için AB'nin göç fonlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nın imzaladığı anlaşmalara bakılabilir.

Ne olursa olsun çocukların böyle siyasi tartışmaların içine oturtulması hem etik dışıdır hem de eğitimin amacına aykırıdır.