Anasayfa
  • Gündem
  • Spor
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Teknoloji
  • Kültür-Sanat
  • Sağlık Yaşam Eğitim
  • Ara
  1. Köşe Yazarları
  2. Batuhan Çolak
  3. Abdullah Öcalan nasıl yakalandı
Yayınlanma: 15 Şubat 2015 - 16:12

Abdullah Öcalan nasıl yakalandı

15 Şubat 2015 - 16:12
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Abdullah Öcalan nasıl yakalandı
Batuhan Çolak
[email protected]

Tarih, 17 Temmuz 1998…

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş: “Suriyeliler, Eşkıya Apo’yu destekleyerek bizi terör vebası ile karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye iyi ilişkiler için gerekli çabayı göstermişti. Eğer Türkiye çabalarına bir karşılık alamazsa gerekli önlemleri alma hakkı doğacaktır. Daha fazla sabrımız kalmadı” sözleriyle Suriye’yi çok sert bir şekilde uyarıyordu.[1]

Orgeneral Ateş ile başlayan Suriye’yi uyarı süreci, 1997 yılındaki parlamento açılışında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in çıkışıyla devam ediyordu. Suriye’ye en üst düzeyde tepki gösteren Türkiye, uluslararası siyasette ise yine tek başınaydı.

ARAP ÜLKELERİ, RUSYA VE YUNANİSTAN PKK’YI DESTEKLİYOR !

Türkiye ile Suriye arasındaki görüşmelerde bu dönemde Hüsnü Mübarek, kilit rol oynuyordu. Mübarek, Hafız Esat’a Türkiye Cumhuriyeti’nin kararlılığını iletmiş, Suriye de bu durumu Arap ülkelerine bildirmişti. Arap ülkelerinden ilk olarak Libya Devlet Başkanı Kaddafi’den, Suriye’yi destekleyen ve Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eden açıklama gelmişti. Arkasından, Suudi Arabistan Kralı’nın kardeşi de Suriye’yi destekledikleri mesajını gönderiyordu. Daha sonra, BM’deki 12 Arap ülkesinin temsilcileri Suriye’yi desteklediklerini, Suriye’nin yanında olacaklarını açıklıyorlardı. Terörizme destek veren Suriye; Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Rusya’nın da desteklerini açıklamalarıyla oldukça iyi bir destek buluyordu. Buna karşılık hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti’nin arkasında olduğunu, desteklediğini bildirmiyordu.[2]

Siyasi ve askeri makamların kararlı tutumlarıyla ve izlenilen baskı politikalarıyla Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’yi terk etmek zorunda kaldı. Suriye’den Moskova’ya kaçan Öcalan, 12 Kasım 1998 tarihinde sahte pasaportla Roma Havaalanı’na giriş yaparken İtalyan polisince gözaltına alındı.[3] 

Terörist başının İtalya’da yakalanması üzerine, ülkemizin iade taleplerine ve bu konuda yapılan siyasi girişimlere İtalyan hükümeti olumlu cevap vermiyordu. [4]

Kaçış sürecinin hemen öncesinde, örgütün yayın organı olan Serxwebun dergisinde, Öcalan’ın ‘savaşı kaybettik’ mesajını taşıyan açıklamaları ve bundan dolayı örgüt mensuplarını eleştiren sözleri dikkat çekiyordu:

“Siz düşmanı çözemediğiniz için mi kaybettiniz, yoksa düşman sizi iyi çözdüğü için mi sizi yeni noktalarına getiriyor? Bunlar doğrudur. Siz düşmanı çözemediniz. Sözde anladınız ama pratikte anlamadınız veya pratikte yanıt veremediniz. Düşman sizi çok iyi çözdü ve yanıt verdi. İyi politika oluşturdu, hükümetler oluşturdu, meclis oluşturdu, özel savaş oluşturdu, Güney’e yaydı, uluslararası diplomasisini oluşturdu. Ama siz en ufacık bir gereğini bile oluşturmak için fazla kendinizi zorlamadınız. Bu anlamda düşmanı çözemediniz, ama düşman sizi iyi çözdü. En ufacık gizlilik kurallarına uymadınız. Bir üslenme sorununu bile sağlıklı çözemediniz. Kayıplara bakarsanız bu çok nettir. Açık söyleyeyim; bu komutanlar, her gün grubundan insan kaybedenler benim için canidir. Benim bu insanlara fazla söyleyeceğim bir şey yoktur. Benim bunları kaldırmam artık mümkün değildir. Bu arkadaşlar yer yarılıp içine girseler herhalde daha iyidir”.[5]

15 ŞUBAT 1999 KENYA’DAN SON BULAN KAÇIŞ

Öcalan, tüm girişimlerine rağmen uluslararasını kamuoyunda İtalya’ya yönelik haklı baskıların oluşmasını önleyememiş ve İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden beklediği desteği bulamamıştı. Bunun üzerine 16 Ocak 1999 günü İtalya’dan ayrılmak zorunda kalan Öcalan, 16 Şubat 1999 tarihinde, Kenya’da gerçekleştirilen özel bir operasyonla yakalanarak[6] Türkiye’ye getiriliyordu.[7]

PKK’nın ‘6. Kongre’ isimli toplantısı da bu süreçte yapılmış ve belirli kararlar alınarak, Öcalan’ın yaşadığı kaçışın biran önce bitirilebilmesi için, kadrolara talimat verilmişti. Öcalan’ın yakalanmasıyla birlikte, PKK’nın yapmış olduğu ‘kongre’ ve ‘konferans’ gibi örgüt toplantılarının etkisi de günden güne azalmaya başlayacaktı. 2004 yılına kadar süren bu görüntü, 2004 yılı sonrasında özellikle siyasi ve sivil toplum etkinliklerinin artırılmasıyla yeni bir boyuta geçti.

Öcalan’ın yakalanması, PKK üzerinde şok etkisi oluşturmuştu. 1990’ların başından itibaren örgütün ‘otoriter ve tek lideri’ görüntüsünde kendisini konumlandıran Öcalan, kendisinden sonraki dönem için herhangi bir plan yapmamıştı. Örgütün tüm yapılarının doğrudan Öcalan’ın kontrolünde olması PKK’yı adeta hareket edemez hale getirmişti.

ÖCALAN: “TÜRKİYE’NİN HİZMETİNDEYİM”

Öcalan, yakalandığı ilk saatlerde, “Türkiye’nin hizmetindeyim” açıklaması ve yargılamalar esnasında takındığı tavır, PKK’yı Türkiye için sorun olmaktan çıkan, güçsüz ve ne yapacağını bilmeyen bir örgüt konumuna getirmişti. 

PKK’nın ‘savaşı kazanıyoruz’ şeklinde sürekli olarak manipülasyon yapan birçok yayın organı bile uzunca bir süre Öcalan’ın yakalanmış olması hakkında net bilgiler verememişti.[8]

KARAR: “İDAM”

İmralı’da yapılan yargılamalar sonucunda, mahkeme heyetinin  ‘idam cezası’ vermesi bekleniyordu. Bu durum yargılamalar süresinde örgütün birçok eylemi yapmasına sebep olmuştu. İdam kararının çıkması durumunda, olayların kontrolden çıkacağı mesajını vermek isteyen bu saldırılar, sivil ya da güvenlik görevlisi ayırt etmiyordu. Tek amaç, Öcalan’a çıkacak olası bir idam kararının engellemek ve bu konuda toplumda korku uyandırabilmekti. Örgütün tüm çabasına rağmen mahkeme kararını kısa bir süre sonra açıklıyor ve kamuoyunun beklentisi haklı çıkıyordu: “Abdullah Öcalan’ın idam cezasına çarptırılmasına…”.

Öcalan’ın idam cezasını almasından sonra, özellikle şehirlerde toplumsal olaylar çıkarılmak istenmişti. Bu yöntemle de başarılı olamayan PKK, örgüt içerisindeki çözülmeyi giderebilmek için, ateşkes kararı alıyordu. Silahlı kadrolarını yurtdışına çıkaran ve Türkiye’yi hedef alan terör saldırılarını da son veren örgüt, kendisini geriye çekmişti. [9]

ÖCALAN’DAN ÖRGÜTE TALİMAT: “YURTDIŞINA ÇIKIN”

Stratejisi olmayan, kadrolarında dağılma ve moral bozukluğu had safhaya çıkan PKK, bizzat Öcalan’ın talimatı ve 4 avukatını açıklamasıyla ‘süresiz ateşkes’ ilan ediyordu:

“PKK’yı, 1 Eylül 1999 tarihinden itibaren, silahlı mücadeleye son vermeye ve Türkiye’yi terk etmeye çağırıyorum”.[10]

***

Terör örgütü ele başının onlarca ülke tarafından desteklenmiş olmasına rağmen, yakalanması hadisesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyüklüğünü göstermektedir. Ancak bundan sonraki sürecin iyi yönetilemediği ortadadır. 

Tek amaçları “Öcalan’ı idamdan kurtarmak” olan bir örgüt, bugün Türkiye’nin siyasetine, gündemine “Öcalan artık serbest kalmalı” diyerek sirayet edebiliyorsa, orada bir kez daha düşünmek gerekiyor.

Örgüt mü çok akıllı, yoksa devlet mi?

[1] Hürriyet Gazetesi, 18.07.1998

[2] Hasan Kundakçı, “Güneydoğu’da Unutulmayanlar”, Alfa Yayınları, 2004, s.358

[3] Yunanistan, Öcalan’ın kaçışı sürecinde PKK’ya büyük destekler vermiştir. Savvas  Kalenderidis isimli Yunan İstihbarat ajanı bu süreçte etkin rol oynamıştır. Kalenderidis, 2012 yılında örgüt liderlerinden Murat Karayılan’ın kitabını Yunanca’ya çevirerek, tanıtımını Yunanistan Savunma Bakanlığı’na ait bir müzede yapılmasını sağlamıştır. Kalenderidis aynı zamanda ‘Öcalan’ın teslimi’ isimli bir kitabı da bulunmaktadır.

[4] Gürkan Doğan, “Stratejik Müttefiklikten Uluslararası Terörizme”, IQ Yayınları, İstanbul, 2007 s.109

[5] Serxwebun Dergisi, Sayı: 205, Köln, Ocak, 1999

[6] Öcalan’ın yakalanmasından 3 gün sonra Yunanistan Dışişleri Bakanı istifa etmiştir.

[7] Doğan, a.g.e., s.110

[8] Bkz. PKK yayın organlarının, 1999 Ocak ayından itibaren, Öcalan’ın kaçış ve yakalanışı konusundaki yayınları.

[9] Batuhan Çolak, Terör Kıskacında Üniversiteler, Altınpost Yayıncılık, Ankara, 2013, s. 274-275

[10] Hürriyet Gazetesi, 4 Ağustos 1999

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o… - 10 Haziran 2025
  • Güle güle İlhan Şeşen… - 26 Mayıs 2025
  • Silivri camından görülen Türkiye - 16 Nisan 2025
  • Kumarın yasalı mı olur! - 12 Kasım 2024
  • Bahçeli'nin DEM'lilerle el sıkışması ve Öcalan'ı serbest bırakma hazırlığı - 12 Ekim 2024
  • Kötülük bir zehir gibi tüm hücrelerimize sızmış! - 04 Ekim 2024
  • Ümraniye'de şehit edilen polis ve suçlunun düşündürdükleri - 23 Eylül 2024
  • Ruanda Meselesi: Turist olarak gelip, Türkiye'den sığınma istenirse nasıl bir politika izlenecek - 31 Mayıs 2024
  • Türkiye'de yaşayan Uygur Türk'ü Doğu Türkistan'daki kampları anlattı - 11 Şubat 2024
  • İlkokul çocuklarına entegrasyon masalları! - 14 Eylül 2023
  • Bursa'dan skandal görüntüler! Suriyeli sığınmacılar, yüzde 60 engelli Türk gencini silahla darp edip, ayaklarını öptürdü - 11 Eylül 2023
  • Bursa'da silahlı yabancı uyrukluklar tarafından darp edilen genç - 11 Eylül 2023
  • KKTC'de neler oluyor! İnsani bir yol yapımı için BMGM-Rum yönetimi ortaklığında provokasyon - 18 Ağustos 2023
  • Hatay'da Fransız bayrağı özlemi duyanlar bu videoyu iyi izlesin - 11 Ağustos 2023
  • Bilecik'te yaşanan korkunç olay ve devlet sisteminin sekteye uğraması - 02 Ağustos 2023
  • Disney Türkiye'den defolup gitmelidir! - 01 Ağustos 2023
  • Muhalefet, iktidarın karşısında neden bu kadar çaresiz - 29 Temmuz 2023
  • Sakarya Karagöl Yaylası'nı kimler imara açtı? Arap emlakçılar bu satışları nasıl yapıyor - 20 Temmuz 2023
  • Depremde çalışmayan operatör, depremde hayatını kaybeden anneye fatura göndermeye devam ediyor - 19 Temmuz 2023
  • Yabancıya gayrimenkul ve arazi satışı neden durdurulmalı? - 14 Temmuz 2023
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 11
Köşe Yazarları
 Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Batuhan Çolak
Manisa'nın Efe'si; Ne heybetli gidiştir o…
Emre Yükselen
Emre Yükselen
Osmanlı'nın Bizanslı Şehzadesi: Şehzade Halil
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Ümit Doğan
Şeyh Said isyanında Ermeni Agop'un işi ne!
Çok Okunan Haberler
CHP'li belediyelere yönelik operasyonlara AK Partili eski vekilden tepki!
CHP'li belediyelere yönelik operasyonlara AK Partili eski vekilden tepki!
CHP'li belediyelere operasyon: Muhittin Böcek, Zeydan Karalar ve Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı
CHP'li belediyelere operasyon: Muhittin Böcek, Zeydan Karalar ve Abdurrahman...
Ömer Çelik:
Ömer Çelik: "Tarihi bir konuşma olacak"
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Medya
Teknoloji
Kültür-Sanat
Sağlık
Yaşam
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
Nöbetci Eczaneler
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.