GÜLDESTE DEMİRTAŞ / AYKIRI
Yüz yüze eğitime geçilmesinin ardından devletin öğrencilere yeterli destekte bulunmaması ve ekonominin de her geçen gün daha kötü bir hal almasıyla birçok üniversite öğrencisi barınma sorunu yaşamaya başladı. Hala yüzlerce öğrenci barınma sorunu yaşıyor. Kimisi eğitime uzaktan devam etmek zorunda kalırken kimisi de son çareyi güvenirliğinden emin olmadıkları cemaat yurtlarına başvuruda bulunmakta arıyor. Devlet yurdunu kazanamayan öğrenciler Aykiri.com.tr'ye yaşadıkları sorunları anlattı.
“KALACAK YER BULAMAYINCA AİLEM YÜZ YÜZE EĞİTİME İZİN VERMEDİ”
Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi S.E., okulunun bulunduğu ilde yurtların kontenjanının dolmuş olması ve ev kiralarının yüksek olması durumlarının üzerine bir de maddi sıkıntılar eklenince üniversite eğitimi alacağı şehri terk etmek zorunda kaldığını belirterek yaşadığı durumu şöyle açıkladı:
“Üniversitemin bulunduğu ilçede kalacak yurt bulmak çok zor. Çünkü devlet yurdu az sayıda ve kontenjanlarının dolu olduğu söyleniyor. Özel yurtlardaysa fiyatlar çok fazla. Maddi sıkıntılar çektiğim için kalacak güvenli bir yer bulamayınca ailem okula yakın bir yerde kalmama izim vermedi. Bu nedenlerden dolayı barınacak yer bulamadım ve eğitimime uzaktan devam etmek zorunda kaldım.”
“AYLARDIR YURT ÇIKMIYOR EĞİTİME UZAKTAN DEVAM ETMEK ZORUNDAYIM”
Akdeniz Üniversitesi öğrencisi H.B., devlet yurduna yaptığı başvuru sonucunda yedek listeye girdiğini henüz barınacak bir yeri olmadığından ailesinin evinden uzaktan eğitime devam ettiğini belirterek yaşadığı durumu şöyle açıklıyor:
“Üniversite ara sınıf öğrencisi olduğum için devletin üniversite yurdunun yedek listesindeki sıram çok yavaş ilerliyor. Aylardır yurt çıkmadığı için bütün arkadaşlarım okuldayken ben devamsızlık da zorunlu tutulmadığı için üzülerek memleketimde kalma kararı aldım”
Ayrıca H.B., devletin öğrenci yurdu dışında başka bir yerde barınmaya maddi imkânı olmadığını yüz yüze eğitime devam etmek için tek şansının devlet imkanlarıyla sağlanacak bir barınma olduğunu belirtiyor.
“BİR AY BOYUNCA ESKİ BİR PANSİYONDA YAŞADIM”
Üniversite öğrencisi F.K. devlet yurdunda kalabilme hakkını yüz yüze eğitime geçildikten bir ay sonra kazandığını söyleyerek bu bir aylık süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Üniversiteyi kazandığım şehre ilk geldiğimde burada hiçbir yeri bilmiyordum. Çok yüksek miktarda para ödeyerek iki üç günlüğüne ev kiraladım. Daha sonra eski püskü bir odası olan fakat yine yüksek miktarda para ödemek zorunda olduğum bir oda ve tuvaletli, doğru düzgün suyun akmadığı, temiz olmayan ve rahat edemediğim sürekli dışarıdan yemek söylemek zorunda olduğum bir pansiyonda kalmaya başladım. Bu dönemde maddi olarak çok sıkıntı çektim. Eve çıkmak için fiyatlara baktım fakat bir öğrenci için ödemesi imkânsız olan fiyatlarla karşılaştım. Bir ay sonunda yedek listeden çıkarak devlet yurdunda kalma hakkı kazanmamın ardından bu pansiyondan ayrıldım.”
CEMAAT YURDUNDA "SENİ ÖZEL SEÇTİK" DEDİLER
Üniversite öğrencisi M.Ç. ise yurt bulamayınca KYK yurdunda misafir öğrenci olarak kalmaya başladığını son çareyi Antalya’da Alemdar derneğine bağlı olan bir yurda başvurmakta bulduğunu belirterek yaşadığı süreci şöyle anlatıyor:
“Alemdar derneğine bağlı olarak öğrencilere burs veren bir yurt olduğunu duydum. Bu burs için başvuruda bulundum. Daha sonra evime hediye olduğu söylenen bir kitap gönderdiler. Biraz araştırma yaptıktan sonra başvurduğum yurdun bir cemaate bağlı olduğunu anladım. Kitap da bu cemaatin önderi sayılan kişilerin yazdığı bir kitaptı.Bu kitabı okumamı istediklerini belirttiler. Bir süre sonra burs talebimin olumsuz olduğuna dair bir mesaj gönderdiler. Daha sonra beni arayıp mülakata girmem için çağırdılar. Bu noktada bir kafa karışıklığı yaşadım. Mülakat için gittiğimde beni özel olarak seçtiklerini söylediler.
Ardından mülakata başladık. İlk olarak tarikatlarda çalışan tanınmış hocaları tanıyıp tanımadığım soruldu. Söylenen isimlerin hiçbirini tanımadığımı söyledim. ‘Tarih bilgin var mı?’ Dediler. Bilerek Atatürk’ten bahsetmeden cevap verdim. Sürekli Atatürk’ten bahsedip bahsetmeyeceğimi anlamak için sohbeti şekillendirdiler. Sanırım Atatürkçü olup olmadığımı anlamaya çalıştılar. Ardından bilinen tarihin dışında Vahdettin’i överek gerçek olmayan tarihi bilgiler anlatmaya başladılar. Mülakatımı gerçekleştiren hoca bu anlatımı edebi, yanlış olayları sempatik gösteren, karşıdakini etkilemeye yönelik bir dille gerçekleştiriyordu. Ben de bu ortamın tekin olmadığını düşünerek devlet yurdu sıramı beklemeye devam ettim.”
M.Ç. Aynı cemaat yurduna başka bir arkadaşının da başvurduğunu ona da aynı tavırla yaklaşıldığını belirtiyor.
Devlet öğrencilere destek çıkmak için elle tutulur hiçbir faaliyette bulunmazken yüzlerce öğrenci barınma sorunu yaşamaya ve güvenliğinden emin olmadıkları cemaat yurtlarında ve pansiyonlarda kalmaya devam ediyor.
Yüz yüze eğitime geçilmesinin ardından devletin öğrencilere yeterli destekte bulunmaması ve ekonominin de her geçen gün daha kötü bir hal almasıyla birçok üniversite öğrencisi barınma sorunu yaşamaya başladı. Hala yüzlerce öğrenci barınma sorunu yaşıyor. Kimisi eğitime uzaktan devam etmek zorunda kalırken kimisi de son çareyi güvenirliğinden emin olmadıkları cemaat yurtlarına başvuruda bulunmakta arıyor. Devlet yurdunu kazanamayan öğrenciler Aykiri.com.tr'ye yaşadıkları sorunları anlattı.
“KALACAK YER BULAMAYINCA AİLEM YÜZ YÜZE EĞİTİME İZİN VERMEDİ”
Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi S.E., okulunun bulunduğu ilde yurtların kontenjanının dolmuş olması ve ev kiralarının yüksek olması durumlarının üzerine bir de maddi sıkıntılar eklenince üniversite eğitimi alacağı şehri terk etmek zorunda kaldığını belirterek yaşadığı durumu şöyle açıkladı:
“Üniversitemin bulunduğu ilçede kalacak yurt bulmak çok zor. Çünkü devlet yurdu az sayıda ve kontenjanlarının dolu olduğu söyleniyor. Özel yurtlardaysa fiyatlar çok fazla. Maddi sıkıntılar çektiğim için kalacak güvenli bir yer bulamayınca ailem okula yakın bir yerde kalmama izim vermedi. Bu nedenlerden dolayı barınacak yer bulamadım ve eğitimime uzaktan devam etmek zorunda kaldım.”
“AYLARDIR YURT ÇIKMIYOR EĞİTİME UZAKTAN DEVAM ETMEK ZORUNDAYIM”
Akdeniz Üniversitesi öğrencisi H.B., devlet yurduna yaptığı başvuru sonucunda yedek listeye girdiğini henüz barınacak bir yeri olmadığından ailesinin evinden uzaktan eğitime devam ettiğini belirterek yaşadığı durumu şöyle açıklıyor:
“Üniversite ara sınıf öğrencisi olduğum için devletin üniversite yurdunun yedek listesindeki sıram çok yavaş ilerliyor. Aylardır yurt çıkmadığı için bütün arkadaşlarım okuldayken ben devamsızlık da zorunlu tutulmadığı için üzülerek memleketimde kalma kararı aldım”
Ayrıca H.B., devletin öğrenci yurdu dışında başka bir yerde barınmaya maddi imkânı olmadığını yüz yüze eğitime devam etmek için tek şansının devlet imkanlarıyla sağlanacak bir barınma olduğunu belirtiyor.
“BİR AY BOYUNCA ESKİ BİR PANSİYONDA YAŞADIM”
Üniversite öğrencisi F.K. devlet yurdunda kalabilme hakkını yüz yüze eğitime geçildikten bir ay sonra kazandığını söyleyerek bu bir aylık süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Üniversiteyi kazandığım şehre ilk geldiğimde burada hiçbir yeri bilmiyordum. Çok yüksek miktarda para ödeyerek iki üç günlüğüne ev kiraladım. Daha sonra eski püskü bir odası olan fakat yine yüksek miktarda para ödemek zorunda olduğum bir oda ve tuvaletli, doğru düzgün suyun akmadığı, temiz olmayan ve rahat edemediğim sürekli dışarıdan yemek söylemek zorunda olduğum bir pansiyonda kalmaya başladım. Bu dönemde maddi olarak çok sıkıntı çektim. Eve çıkmak için fiyatlara baktım fakat bir öğrenci için ödemesi imkânsız olan fiyatlarla karşılaştım. Bir ay sonunda yedek listeden çıkarak devlet yurdunda kalma hakkı kazanmamın ardından bu pansiyondan ayrıldım.”
CEMAAT YURDUNDA "SENİ ÖZEL SEÇTİK" DEDİLER
Üniversite öğrencisi M.Ç. ise yurt bulamayınca KYK yurdunda misafir öğrenci olarak kalmaya başladığını son çareyi Antalya’da Alemdar derneğine bağlı olan bir yurda başvurmakta bulduğunu belirterek yaşadığı süreci şöyle anlatıyor:
“Alemdar derneğine bağlı olarak öğrencilere burs veren bir yurt olduğunu duydum. Bu burs için başvuruda bulundum. Daha sonra evime hediye olduğu söylenen bir kitap gönderdiler. Biraz araştırma yaptıktan sonra başvurduğum yurdun bir cemaate bağlı olduğunu anladım. Kitap da bu cemaatin önderi sayılan kişilerin yazdığı bir kitaptı.Bu kitabı okumamı istediklerini belirttiler. Bir süre sonra burs talebimin olumsuz olduğuna dair bir mesaj gönderdiler. Daha sonra beni arayıp mülakata girmem için çağırdılar. Bu noktada bir kafa karışıklığı yaşadım. Mülakat için gittiğimde beni özel olarak seçtiklerini söylediler.
Ardından mülakata başladık. İlk olarak tarikatlarda çalışan tanınmış hocaları tanıyıp tanımadığım soruldu. Söylenen isimlerin hiçbirini tanımadığımı söyledim. ‘Tarih bilgin var mı?’ Dediler. Bilerek Atatürk’ten bahsetmeden cevap verdim. Sürekli Atatürk’ten bahsedip bahsetmeyeceğimi anlamak için sohbeti şekillendirdiler. Sanırım Atatürkçü olup olmadığımı anlamaya çalıştılar. Ardından bilinen tarihin dışında Vahdettin’i överek gerçek olmayan tarihi bilgiler anlatmaya başladılar. Mülakatımı gerçekleştiren hoca bu anlatımı edebi, yanlış olayları sempatik gösteren, karşıdakini etkilemeye yönelik bir dille gerçekleştiriyordu. Ben de bu ortamın tekin olmadığını düşünerek devlet yurdu sıramı beklemeye devam ettim.”
M.Ç. Aynı cemaat yurduna başka bir arkadaşının da başvurduğunu ona da aynı tavırla yaklaşıldığını belirtiyor.
Devlet öğrencilere destek çıkmak için elle tutulur hiçbir faaliyette bulunmazken yüzlerce öğrenci barınma sorunu yaşamaya ve güvenliğinden emin olmadıkları cemaat yurtlarında ve pansiyonlarda kalmaya devam ediyor.