AYKIRI / HABER MERKEZİ
Türkiye'de cezasız kalan şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. Ankara'da Diş Hekimliği yapan 38 yaşındaki vatandaş, bankada çalışan 32 yaşındaki eşiyle birlikte kurban tatilini değerlendirmek için Fethiye'ye gittiler. Tatilin son gününde hayatları boyunca unutamayacakları bir olay yaşadılar. Darp edildiler, silahla tehdit edildiler, karakolda ikinci kez tehdit edilerek şikayetlerini geri çekmek zorunda bırakıldılar. Olay sıradan 4 aylık hamile olan eşin darp edildiği raporlara yansırken, kadının çocuğunu düşürme riski var. Skandal olay Ekşi Sözlük'te ortaya çıktı. Saldırıya uğrayan Diş Hekimi aynı zamanda ekşi sözlük yazarıydı. Pinksuicide adıyla sözlükte yazarlık yapan diş doktoru yaşadıklarını kamuoyuyla paylaşarak yardım talebinde bulundu. Karakolda tehdit edildikleri için şikayetçi olamadıklarını, can güvenliklerinin bulunmadığını ve hamile eşinin düşük riski taşıdığını belirten doktorun iddiaları akıl almaz boyutlarda. Saldırının diğer taraflarından birinin ise polis memuru olması dikkat çekiyor. Karakolda bundan dolayı aile üzerinde bir baskı kurulduğu ve şikayetin tehdit yoluyla geri çektirildiği ifade edildi. İşte Türkiye'nin konuşacağı o skandal olay, Ekşi Sözlük yazarı Diş Hekimi anlatıyor:
Saldırıya uğrayan vatandaş olayla ilgili kanıtların istenmesi üzerine bir paylaşım daha yaparak raporları paylaştı. Raporlarda 4 aylık hamile olan eşinin darp edildiği ve düşük riski taşıdığı için acilen yoğun bakıma alınması gerektiği yazıyor. İşte o raporlar:
[ilgili-haber=4575
Türkiye'de cezasız kalan şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. Ankara'da Diş Hekimliği yapan 38 yaşındaki vatandaş, bankada çalışan 32 yaşındaki eşiyle birlikte kurban tatilini değerlendirmek için Fethiye'ye gittiler. Tatilin son gününde hayatları boyunca unutamayacakları bir olay yaşadılar. Darp edildiler, silahla tehdit edildiler, karakolda ikinci kez tehdit edilerek şikayetlerini geri çekmek zorunda bırakıldılar. Olay sıradan 4 aylık hamile olan eşin darp edildiği raporlara yansırken, kadının çocuğunu düşürme riski var. Skandal olay Ekşi Sözlük'te ortaya çıktı. Saldırıya uğrayan Diş Hekimi aynı zamanda ekşi sözlük yazarıydı. Pinksuicide adıyla sözlükte yazarlık yapan diş doktoru yaşadıklarını kamuoyuyla paylaşarak yardım talebinde bulundu. Karakolda tehdit edildikleri için şikayetçi olamadıklarını, can güvenliklerinin bulunmadığını ve hamile eşinin düşük riski taşıdığını belirten doktorun iddiaları akıl almaz boyutlarda. Saldırının diğer taraflarından birinin ise polis memuru olması dikkat çekiyor. Karakolda bundan dolayı aile üzerinde bir baskı kurulduğu ve şikayetin tehdit yoluyla geri çektirildiği ifade edildi. İşte Türkiye'nin konuşacağı o skandal olay, Ekşi Sözlük yazarı Diş Hekimi anlatıyor:
"ankara'da diş doktoruyum(38), eşim(32) de bir banka şubesinde bankacı.bayram tatilini de fırsat bilerek 4 aylık hamile eşimle fethiye'ye tatile gittik.RAPOR VE İFADEYİ YAYINLADI
son günümüzü(2 ağustos 2020) gemiler koyunda denize girerek geçirdikten sonra akşam otele dönmek üzere aracımızla yola çıktık. aracı eşim kullanıyordu. gemiler koyundan fethiye'ye dönüş yolu; oldukça dar, zaman zaman kenarları uçurum olan, maksimum hızın 30km/s olduğu bir yol.
eşim dikkatli bir şekilde ilerlerken arkamıza takılıp sürekli korna,selektör şeklinde taciz etmeye başlayan 48 rz ...plakalı station vagon bir volvo araç( sürücüsünün adı a. yıldırım) aracımıza neredeyse dayandıktan sonra eşim çok korktu, zor da olsa kenara yanaştı; araçtaki adam küfürler ve el kol hareketleri eşliğinde yanımızdan geçti ve önümüzde yavaşça seyir etmeye başladı. beraber olduklarını daha sonra öğrendiğimiz 34 plakalı honda civic marka araç (sürücüsü büyükçekmece trafik şubede polis memuru olan abisi a. yıldırım) da beraberinde önümüze geçti. biz arkalarından ilerlerken yokuş yukarı bir yolda, volvo araç biraz ağır tırpandığından müsaitlik olduğunda eşim sollayarak önlerine geçti, ve ilerlemeye devam ettik.
fethiye'ye çok yaklaşmıştık ki, bayır aşağı bir yol inerken bu araç(volvo) biz neye uğradığımızı anlamadan arkamızdan bize seyir halindeyken çapmaya başladı. hemen polisi aradık(18:16). yaklaşık 6-7 kez bize çarptıktan sonra eşim çok büyük panik yaşadı, annelik içgüsü karnını tutarak ağlamaya başladı ve ben direksiyonu kontrol etmeye çalıştım ve bir yandan arkama dönüp ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım,ve tabi ki sinirlendim ve el kol hareketleri de yaptım.
düz bir yola geldiğimizde (fethiye, zabıta mevki) ben trafiğin sıkıştığını ve aracın kenara çekip durduğunu gördüğümde can güvenliğimizin olmadığını, bu adamın bir maganda olduğunu ve bize zarar vereceğini düşünerek aracımdan indim. can havliyle elime yol kenarından bulduğum bir taşı alıp volvo aracın üzerine attım,tavanına geldi. daha sonra şahıs(a. yıldırım) araçtan indi ve üzerimize gelmeye başladı. o sırada 34 plakalı büyükçekmece trafik şubede polis olduğunu daha sonra öğrendiğimiz abisi a. yıldırım da araçtan indi. ben korkudan bir taş daha alarak eşimi ve kendimi korumak için üzerimize gelen a.yıldırım adlı şahısa attım.
ikisi de oldukça cüsseli olan bu iki adam 62 kg olan bana defalarca vurdular, burnum kırıldı, dudağım burnumun içine dek yırtıldı, yere kendimi atıp kapanmaya çalıştım ancak defalarca abi kardeş tekmelerle kafama vurdular, bu sırada hızını alamayan polis abisi beylik silahını çıkardı ve ağzına mermiyi vererek 'sizi öldüreyim mi?' diye tehditler savurdu. eşim 'yeter artık vurmayın,öldüreceksiniz' diye bana doğru gelince a.yıldırım hamile eşime yumruk attı, boğazını sıktı. eşim ' ben hamileyim, bana dokunmayın , yalvarırım bizi bırakın' dedikçe abisi eşime yumruk atmaya devam etti. esnaf ve vatandaşların araya girmesiyle bizi bir markete zorla soktular ve içeri girmelerini engellemeye çalıştılar.
veli bey adındaki öğretmen oranın yerlisi olduğunu ve herşeye şahidim arkadaşlar,buralarda böyle bir terör olamaz, alın telefonumu,beni şahit yazdırın dedi.(adını soyadını telefonunu verdi. o akşam defalarca mesaj atıp nasıl olduğumuzu,yardıma ihtiyacımız olup olmadığını sordu) o sırada aracımıza çarptıklarında aradığımız polisler geldiler ve şahısları aldılar.
ambulans geldi, hastaneye(özel lokman hekim esnaf hastanesi)gittik. eşimin düşük riski olduğu,bir gece kalması gerektiği söylendi. darp raporu verildi ikimize de. ikimizin de alkol muayenesi alkol yok olarak çıktı. benim kafa ve toraks röntgenlerim alındı,burnumda kırık,göğüs kafesimde ve vücudumun her yerinde ezikler olduğu yazıyor. eşimin ön dudağı şiş, dişi sallanıyor ve çenesini açamıyor, eklemde(kondil) kırık olabilir ancak röntgen çekilemedi. raporların sonra çıkacağı söylenerek polis merkezine getirildik.
polis merkezinde önce ifademizin alınacağı söylendi. bu sırada şahıslar kendi raporlarını almışlar ve bizden şikayetçi olmuşlar, aracımıza çarptıklarını yalanlamışlar.(umarım o mobese kayıtları duruyordur.) eşim ifadesini verip şikayetçi olduğu sırada bir polis memuru dışarıda benim yanıma gelip arayı bulup bulamayacağını sordu. muhtemelen polis olan a. yıldırım eşimin hamile olması,silah çekmesi gibi durumların başını ağrıtacağını anlayarak kendi yöntemleriyle olayı örtbas etmeye çalışacaktı ve öyle de oldu.
asıl mevzu burada başlıyor;
ben güvenliğimiz varsa konuşabileceğimizi, eşimle görüşmesi ve özür dilemesi gerektiğini söylerken, eşimin duygusal,fiziksel ve psikolojik olarak çökmüş olduğunu ve şikayetinden vazgeçeceğini sanmadığımı söylerken bir anda yanıma gelen ve benimle başbaşa kalan a. yıldırım 26 yıllık polis olduğunu, şikayetimiz sonucu en fazla emekli olacağını ki onu da sanmadığını, henüz fethiye'de olduğumuzu, bunun daha ankara'ya gidişi olduğunu, bugün yaşadığımız ileri geri arkamızdan çarpmanın o yolda daha kötüsü yaşanabileceğini, bir kazaya kurban gidebileceğimizi, canınızı seviyorsanız şikayetçi olmayın, sağ salim yarın işinize gücünüze bakın, dedi. evet gerçekten korktum, o an etrafa baktım, dışarıdaydım. az ileride kardeşi de bana dik dik bakıyordu. karakolun bahçesindeydik, bir an ilerideki polislere baktım, inanın zaten bu adamla nasıl konuşabildiğime, onu öldürmediğime, bile şaşırıyorum, yakınlardaki bir polisin silahını alabilir miyim acaba diye aklımdan geçti o an. alsam dedim vursam; çocuğum,karım bensiz ne yaparlar dedim. hepsi anlık saniyelik düşünceler, yutkundum, gözlerim doldu. derin bir nefes aldım, mantıklı ol dedim, sakinleştim, tamam dedim. ileride muhtemelen a.yıldırım ın ayar verdiği polise eşimle konuşalım biz şikayetçi değiliz dedim. eşimi içeriden çağırdılar. bana hiçbir şey sorma, hayati tehlikemiz var burda, şikayetçi olmadığını söyle gidelim buradan dedim. onu ikna etmem çok uzun sürse de durumu anladı, daha önce kayıtlarda mevcut olan şikayeti iptal edildi. yeni ifadesinde bütün olay aynı şekilde yazıldı ve sonuna şikayetçi değilim ibaresi eklendi. benim ifadem de kopyala yapıştır şeklinde aynısı alındı.
evet arkadaşlar; 2 ağustos 2020 gece 00:30 civarında fethiye polis karakolundan hayatım boyunca eşimin yüzüne bakamayacağım bir karar vererek taksiye ağlayarak bindim. bir an önce otelimize gidip eşyalarımızı topladık. ve güvenli bir şekilde ankara'ya döndük.
yolda hiç konuşmadık,o sürekli ağladı, ben döndüğümde malesef türkiye'de güvenebileceğim tek adresin ne polis ne savcı ne devlet sadece ekşisözlük olabileceğini düşünerek bir umutla kendimi güçlü tuttum.
umarım o mobese kayıtlarına ulaşılır. (18:30-19:30 fethiye atatürk caddesi,zabıta ve chp binasının olduğu market önünde gerçekleşti olay)
umarım bu ülkede; hamile olan ve polisten dayak yedikten sonra ifadesini bir insan neden değiştirir diyen polisler, cumhuriyet savcıları kalmıştır ve bu olayı sorgularlar. o akşam ki savcı olayda silahını çeken bir polis ve darp edilen bir hamile insandan haberdar olmasına rağmen hiçbir önlem almadı, bizi koruyamadı ve şikayetimizi neden çektiğimizi sorgulamadı.
arkadaşlar biliyorum bunları yazarak kendimi ateşe atıyorum, belki tehdit edileceğim, belki yarın birgün haber alınamayacak benden, dediği gibi bir kazaya kurban gideceğim lakin tek istediğim konuyu uplayın ve bu kendisine polis değil terör diyeceğim şahıs cezasını bulsun. saygılar."
Saldırıya uğrayan vatandaş olayla ilgili kanıtların istenmesi üzerine bir paylaşım daha yaparak raporları paylaştı. Raporlarda 4 aylık hamile olan eşinin darp edildiği ve düşük riski taşıdığı için acilen yoğun bakıma alınması gerektiği yazıyor. İşte o raporlar:
[ilgili-haber=4575
RAPORDA, DARP.CEBİR ,DÜŞÜK TEHDİDİ, HATTA YATIŞ DEMİŞ HASTA KABUL ETMEDİ DEMİŞ ÇÜNKÜ O KADAR KORKUTMUŞLAR Kİ ŞEHRİ TERK ETMİŞLER HEMEN.RAPORDA DAHA NE YAZACAK ÖLDÜ MÜ YAZMASI GEREK SİZE GÖRE ANLAMADIM!!
Raporlara baktığımda yalan olduğunu anladım. Eşini bu şekilde kullanıp ajitasyon yapıyor olması çok ayıp eşini ve hamileliğini düşünen insan olay çıkarmaz. Valilik soruşturuyormuş kim suçluysa cezasını çeker
Şöyle bir olayda bile "herkese göstermesi rahatsız edici" "boş hikaye" yazabiliyorsanız kendinize çeki düzen verin.Hiç mi empati duygunuz yok ? Polis sizin karınızın ağzını kanlar içinde bıraksa, karnına yumruk atsa yine mi haklı olacak ? Sizin gibi düşünenler bu ülkenin başına gelen en kötü şeysiniz.Sizler halkın mutluluğunu bozan teröristlersiniz.
Yorumlara baktimda galiba o çakalların da yanlıları var, malın biride çıkmış Volvo vursa şöyle yapar böyle yapar demiş, ve aynı dingil bir polis memurunun volvoya nasıl binebildigini sorgulamamis, sizin varya düşüncenizi. Tiyniyetinizi. Olmayan değerlerinizi dininizi imaninizi herseyinizi satmissiniz. Madem öyle kısasa kısas var hocanın yerinde olsam o iki davarin kafasına atar olayı temizler namusumu kurtarirdim Nasıl olsa adalet çalışmıyor. Hocayida nefsi mudafa ya sokarlar burası Türkiye herşey olur
Hadi adama bir şeyler uydurdunuz taş attı adamın kafasını yardı(!) kadının ne şuçu var üstelik birde gebe. Volvo araç ile arkadan çarpınca perte çıktığını söyleyen arkadaşa gelelim; arabaların arkası sağlam yapılır ön tarafı bilerek daha esnek bırakılır yaya çarpınca alıcağı hasarı azaltmak için adam taciz edicek şekilde çarpmışda olabilir. Birde mesleğinden dolayı toz kondurmayanlara gelelim burda mesleğinin belirtilmesi (polis) görevi kötüye kullandığı için söyleniyor tüm polislerin kast etmiyorlar. Yazık insanlar vicdanınıda kaybetmiş.
Ben eşinizin sağlık raporunu inceledim ancak herhangi bir darp olayından şikayeti olmamış raporda? Diğer arkadaşlara gelecek olursak yazıyı okuyup raporu okumayacak kadar akılsızsanız helal olsun yine ekşi sözlükten atılmış boş hikayelerden birisi. Eşinin üzerinden bu kadar duyar kasan insanlar çok çoğaldı son zamanlarda.
Anlayamadığım şu düşük tehlikesi olan ve hastaneye yatış yapması gereken eşinizi bir doktor olarak neden yatırmadınız da karakola ***ürüp ifade verdirdiniz ardından Ankara’ya evinize döndünüz ! Onca yol yazık :-( ayrıca hikayeniz çelişkili ve özenle uzatılmış süslenmiş bunlar gerçek olsaydı ulusal kanallarda görürdük zaten herkese geçmiş olsun
Bir an önce polislerin meslekten ihraç edilmeleri gerekiyor.
Valla bir sürü goy goy dönmüş Fethiye çalkalanıyor. Hoca ve eşine büfenin önünde yardımcı olanlardanım, sanırım diş hekimiymiş. Olaya sonradan geldim tam göremedim ama diş hekimi polisin kardeşinin kafasına taşla vurmuş 7-8 dikiş var diyorlar. Geçmiş olsun.
KARALAMA POLİTİKASI, BU YAZIYA KÖR KÜTÜK İNANIP VATAN EKLATLARINA KÜFÜR EDEBİLİYORSAN TERKET BU ÜLKEYİ.
Doktor ve bankacı olan hamile vatan evladı değil mi?
Bey efendi bende volvo marka araba kullanan birisiyim volvo marka araba ile 5 veya 6 defa bir arabaya çarparsanız o araba pert olur diye düşünüyorum. Aracınızın fotograflarınıda yayınlasaydınız daha iyi olurdu bu kısım bana çok inandırıcı gelmedi ve siz alkollümüydünüz olay esnasınıda bunuda merak ettim. Ve bir başkasının aracına taş ile saldırmakta bir doktorada yakışmamış. çelişkili bir durum:) Saygılar
Derhal tehdit eden polis memuru tutuklanmalı
Bir şey soracağım neden bir kanıt olmadan taraflı bir şekilde ekşi sözlüğe yazılmış bir olayı dedektif anlatmış gibi davranıyorsunuz acaba?
Ekşi sözlüğe yazılmış kişisel bir savunma yazısının bu kadar kesin gösterilmiş olması çok rahatsız edici
Ekşi sözlüğe yazılmış kişisel bir savunma yazısının bu kadar kesin gösterilmiş olması çok rahatsız edici
türk halkının geldiği içler acısı durum.Okumuş bir diş doktoru şu an olayın korkusundan ekşisözlük sitesindeki yazısını silmiş.Okumuş cahil olmayan bir insan bile bukadar korkak olduğu bir ülke ne zaman olduk?Nerede o hiç bir şeyden korkmayan hakkını arayan türk milleti?ne ara bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın durumuna geldik?şimdi o yılan sana dokunmaz ama o karnındaki çocuk bu dünyada bir gün karşılaşır
Polis ne yaparsa yapsın haklıdır
Polisler kendini Allah gibi görüyor ve bir olaya karıştıkları zaman işte böyle rezilce kollanıyorlar Bu olayı sosyal medyada gündemde tutmak lazım
Yayın Akışı: 1) Polisin AKP'li olduğu ortaya çıkar. 2) Çiftin hükümeti eleştiren sosyal medya paylaşımları bulunur. 3) Süleyman Soylu olayın üzerini kapatır. 4) İstiklal Marşı ve kapanış.
Delikanlılar ya bunlar.bi adama bile eşinin yanında dokunulmaz.bi delikanlıya denk gelirler görürler analarinin teranesini .Ama ülkenin b.ku çıkmış harbiden...
Bu doğruysa meslekten atılmalılar. Cinayete teşebbüsten yargılanmalılar.
Nerede adalet!! Bu kansız o. çocuklarını aramızda nasıl barındırıyoruz hala
gecmis olsun iyi daha kotusunu yapmamislar sabir lar diliyorum
Helal olsun böyle gazete kaldı mı
Yazıklar olsun. Bunu yapan polis birde. kimleri polis yapıyorlar böyle?
Bunun polis tarafindan yapıldığı kanıtı nerde?
dostum polis yapmaz mantıgını aklından çıkar artık 3 kişiden 2'si çürük çıkıyor teşkilatta.
Gözünün önünde. Tüm kanıtları senin gibi polis bu yapmaz zihniyetiyle gebe kadına iftiracı diye bakan herkesin gözüne sokucam. Hepinizin gözüne sokayım dünyadaki tüm kanıtları.
Nasıl bir ülke olduk yazık valla çok yazık
Adalet istiyoruz
Oturdugun yerden haber altina yorum yazip/yorum begenerek olmuyor.
Yok artık daha neler
şüpheli Polis memuru Büyükçekmece trafik şubeden Aşkın Yıldırım, kardeşi Ahmet Yıldırım.