Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez turunun üçüncü durağı olan Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) bir dizi anlaşmaya imza attı.
Erdoğan ve BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan, bugün El Vatan Sarayı'nda gerçekleşen görüşmeye katıldı. İki ülke heyetleri arasındaki görüşmede, Erdoğan "BAE ile diplomatik ilişkilerin 50. yıl dönümünde yakın diyalog ve iş birliğinin gelişiminden memnuniyet duyduklarını" vurguladı. Ayrıca, imzalanacak ortak mutabakat metni ile ilişkilerin stratejik ortaklık düzeyine çıkarılacağını belirtti.
AVUKATINDAN AÇIKLAMA GELDİ
Halktv'nin haberine göre, yaşanan bu gelişme sonrası Sedat Peker'in avukatı Ersan Barkı'ndan açıklama geldi Barkın, "BAE ile Türkiye’nin iade anlaşması imzalaması, tek başına Sedat Peker’in iadesini gerekli kılacak olsa, BAE zaten yıllardır Interpol üyesi olduğu için kırmızı bülten kararını infaz etmek durumunda kalırdı. Dolayısıyla BAE’nin tutumunu belirleyen hukuk değil, iradesiydi. Bundan sonra bu irade değişir mi, bir şey söylemek olanaksız" dedi.
Barkın sözlerine şöyle devam etti;
"Birleşik Emirlikleri ile Türkiye arasında suçluların iadesi anlaşması yoktu ancak bir BAE İnterpol’e üye devletlerden biriydi. Dolayısıyla bugüne kadar Sedat Peker’in hakkındaki kırmızı bültenin yerine getirilmemesi ve Türkiye’ye iade edilmemesinin tek nedeni iade anlaşmasının eksikliği değildi. Birleşik Arap Emirliklerinin ortaya koyduğu gerekliliklere Sedat Peker’in uygun davranması ve Arapların geleneğinde kendine sığınan bir kimsenin iadesinin örneğinin olmaması bugüne gelen süreci yarattı. BAE ile Türkiye’nin iade anlaşması imzalaması, tek başına Sedat Peker’in iadesini gerekli kılacak olsa, BAE zaten yıllardır Interpol üyesi olduğu için kırmızı bülten kararını infaz etmek durumunda kalırdı. Dolayısıyla sadece taraflar arasında suçluların iadesi anlaşmasının imzalanması Sedat Peker’in iade edileceğini göstermediği gibi, bugüne kadar bu anlaşmanın yokluğu da iade edilmeyeceğinin garantisi değildi.
Dolayısıyla BAE’nin tutumunu belirleyen hukuk değil, iradesiydi. Bundan sonra bu irade değişir mi, bir şey söylemek olanaksız."
Dolayısıyla BAE’nin tutumunu belirleyen hukuk değil, iradesiydi. Bundan sonra bu irade değişir mi, bir şey söylemek olanaksız."