Burun estetiği (rinoplasti) ameliyatları:
1 zorunluluk
2 iyileştirme ve
3 güzelleşme ihtiyacını karşılamak için yapılır.
Cerrahi ameliyatlar bir mühendisin beton dökmesi gibi yaptığı statik anlık kalıcı değişmez işlerden ayrılır. Her ameliyat veya dokunuş kişiden kişiye değişkenlik gösteren ve zamana yayılan bir iyileşmeye tabidir.
Yaş,
Genel sağlık durumu,
Zamanlama,
Tercih edilen yanlış yaşam tarzı alışkanlıkları,
Cerrahi deneyim,
Gerçekçi ol(may)an beklentiler,
Önceki işlem veya ameliyatlar,
Kişisel doku özellikleri ve Beden algı bozuklukları gibi estetik beklentilerle yapılan bu ameliyatların süreç ve sonucuna etki eden önemli değişkenlerdir. Yazıda göz ardı edilmemesi gereken bu 9 faktörü kavramsal/bilimsel düzeyde ve Rinoplasti özelinde inceleyeceğiz.
Yaş: Literatür yapan disiplinler arasında, alt yaş sınırının Rinoplasti için 17 yaş olması gerektiği konusunda bir konsensüs var. Elbette zorunlu tıbbi koşul ve durumlar bu sınırlamanın dışında. Bu yaş sınırının gerekçesi; kişinin anatomik, fizyolojik ve psikolojik gelişiminin hemen hemen bu yaş sekansında tamamlanmasıyla ilgili. Özellikle kemik ve kıkırdakların rinoplasti gibi “bir yıkım yeniden yapım ve inşa” ameliyatları için asgari dayanıklılık ve sağlamlığa ulaşmış olması gerekir.
Bu yaş sınırları ergenlik dönemi sorunlarının alevlendiği ve abartıldığı bireyselleşme ve sosyal kimlik arayışının ön planda olduğu dönemleri içerir. Arkadaş ve akran beğenisi veya zorbalığı, beğenilme ve onaylanma beklentisi akşamdan sabaha bir takıntıya dönüşebilir. Bir arkadaşımın 15 yaşındaki oğlu örneğin kendi eğri burnu için “köy yolu” gibi benzetmesinde bulunmuştu. Bu önlenemez duygusal dürtü ve heveslerle birçok ergen kendi beden imaj algısında kırılmalar yaşayarak, içinde bulundukları duygusal girdap ve belirsizlikten kurtulmak için kendi beden ve yüzlerine odaklanıp ameliyat olmak isteyebilir. Sosyal medya manipülasyonları ve toplumun sonu gelmez tüketim alışkanlıkları ve dayatmaları, bu kararın alınmasını kolaylaştırarak normalleştiren diğer önemli etkenlerdir. Bu döneme ait bir başka değişken ise yaşanan hormonal dalgalanmalara bağlı olarak oluşan yüz bölgesinde ve bedende ortaya çıkan akne problemidir. Aknenin kendisi kadar akne tedavisinde kullanılan birçok ilacın (İsotretinoin vb) bu ameliyatın sonucu ile ilgili direkt veya dolaylı (sistemik ve psikolojik) yan etkileri bulunur. Yara iyileşmesini geciktiren bu ilaçların en sık kullanıldığı yaş grubu 15-18 yaş aralığıdır. Anne baba kadar cerrahın da bu yaş grubunun güzelleşme amaçlı bir Rinoplasti kararını alırken bu değişkenlere dikkat etmesi şart. Aged Rinoplasti, yaş almış (65 yaş üstü) kişilere yapılan burun estetiği ameliyatlarıdır. Bu yaş özelliklerine bağlı değişen sarkan, yumuşayan ve zayıflayan burun dokularına şekil verilirken dikkat edilmesi gereken kılavuz bilgiler takip edilmelidir. Kabaca bir rinoplasti için üst yaş sınırı bütünsel yaklaşım gereği 65 yaş üstünde kişisel beklenti ve değerlendirmelere göre planlanır.
Genel sağlık durumu: İlaç kullanan, kronik, sistemik veya burunu da içeren bölgesel bir tıbbi sorun yaşayan kişilerde tıbbi muayene ve değerlendirme çok daha detaylı incelenmelidir. Kalp damar, akciğer veya oto immun kronik rahatsızlığı olan kişilerin hastalık veya kullanılan ilaçların yan etkilerine bağlı oluşabilecek potansiyel yan etkiler burun estetiği sonucuna etki edebilir. Örneğin hastada anormal yara iyileşmesi, yara iyileşmesinde gecikme yapan uzun süreli ilaç kullanımı olabileceği gibi patolojik yara iyileşmesi adını verdiğimiz keloid bulunabilir. Keloid rinoplasti olmaya engel bir durum yaratmaz ancak bazı hastalarda kaburgadan kıkırdak alınması gerektiğinde göğüs bölgesinde bu durum bir probleme dönüşebilecektir. Hasta sistemik yan etkileri olan bir akne ilacını yoğun kullanıyor, kan şekeri ve tansiyonu kontrolsüz, yine güçlü kan sulandırıcı ilaç kullanıyor veya genetik pıhtılaşma bozuklukları gibi komplikasyonlara açık düşük bir sağlık statüsüne sahip olabilir. Bu durumlarda hastanın optimum sağlık seviyesine gelmesini beklemek veya bunu sağlamak için inter/trans disipliner yaklaşımla diğer bölümlere yönlendirilmesi gerekir.
Zamanlama: Cerrahide zamanlama, yapılan işlem kadar sonuca etki eden bir diğer değişken olarak dikkat çeker. Hastanın seçilen estetik ameliyatla vaad edilen dönüşüme zihinsel ve psikososyal açıdan hazır olması, iyileşme sürecine maruz bırakılacağı için bu süreçte bazı beklenmeyen sıkıntı ve komplikasyonların görülebileceğini iyi anlamalıdır. Ameliyattan sonra başlayan bu iyileşme süreci önceden kestirilemez ve kişinin sağlık farkındalığı (okur-yazarlığı) ile direkt ilişkilidir. Bir arkadaşının 3 günde iyileşmesi de 3 haftada iyileşememesi de yapılacak olan bir ameliyata emsal olamaz. Hasta, kendi iyileşme kapasitesi oranında ve tercih ettiği günlük yaşam pratiklerinin gölgesinde iyileşecektir.
İstirahat etmeyen, sürekli hımkıran veya uygun beslenemeyen bir hastanın iyileşme hızı, tüm öneri ve tıbbi tavsiyeleri birebir yerine getiren bir başka kişiden doğal olarak farklı olacaktır. Zamanlama bir başka bağlamda aceleye getirilmemiş, üzerinde düşünülmüş bir ameliyat kararıdır. Adet periyodu, ilaç kesilmeleri, bağışıklık baskılanması durumları (uçuk, grip, nezle, boğaz ağrısı vb) hesaplamaları rinoplasti öncesi detaylı planlanmalı ve ideal ameliyat zamanı optimize edilerek tarihlenmelidir.
Yanlış yaşam tarzı alışkanlıkları: Erken iyileşme döneminde aralıksız sürekli yorucu seyahat, cerraha sormadan ağrı kesici uyku verici, ödem söktüren vb. güçlü takviye ilaçların kullanımı, kronik alkol sigara tüketimi, mesleki (spor veya kol kuvvetine bağlı ağır çalışma vb) riskler, uykusuzluk, beslenme ve hormon/vitamin bozukluğuna neden olabilecek genel sağlık durumunu bozan tek taraflı ağır diyetler, psikoaktif ilaç ve madde kullanımı, ameliyat yeriyle iyileşmeyi engelleyecek düzeyde oynama takıntısı, doktor tavsiyesine göre değil kişisel konforuna göre hareket ederek erken iyileşmeye engel olabilecek örneğin burun üstündeki splint veya alçıyı gevşeterek veya hımkırarak kanama ve şişlik gibi komplikasyonların yaşanmasına neden olunması, erken gözlük kullanımı, yorucu ve basınçlı fitnes sporlarına izinsiz erken zamanda başlama, çevreden devamlı yorum alarak ameliyatı ve bu tercihini başkalarına onaylatma ihtiyacı, yaşanılan geçici sorunların cevabını kendi doktoru yerine internetten veya başka doktorlardan sorgulamak, ameliyat iyileşme sürecine ve en önemlisi sonucuna etki eden temel psikolojik ancak güçlü etmenlerdir.
Cerrahın Deneyim ve Tecrübesi: Cerrahi süreç ve sonuca etki eden bir diğer faktör olarak dikkat çeker. Seçmiş ve yapmayı sevdiği ameliyatlara tam odaklanmış ve kendini sürekli güncelleyen bir cerrahın ameliyat sonuçları elbette mesleğe yeni başlamış veya plastik cerrahi yeterliliğini kurs ve sertikalarla tamamlamış bir cerrahın sonuçlarından değişkenlik gösterecektir. Ameliyatı kimin yaptığından bağımsız olarak dikkatli, odaklı ve hastaya özen borcu sorumluluğunda iş üreten her cerrah başarılı sonuçlar almaya hastaya ait değişkenler paranteze alındığında her zaman çok daha yakındır.
Gerçekçi beklentiler: Rinoplastide gerçekçi olmayan abartılı ve tıbbi karşılığı olmayan beklentiler olabilir. Bu konuda hastanın psikolojik ve fiziksel motivasyonunun araştırılması gerekecektir. Örneğin cinsiyet değiştirme ameliyatı planlayan LGBT hastası bir erkek sizden çok kavisli kalkık ve abartılı küçük bir burun isterken, erkek olmaya karar vermiş bir kişi zarif burnunun erkesi ve büyük olmasını talep edebilir.
Önceki işlem veya ameliyatlar: Rinoplasti ameliyat planlamasında bir cerrahın karşılaşabileceği en önemli sorunlardan birisi, daha önce bir başkası tarafından gerçekleştirilmiş bir ameliyatta elde edilen eksik veya kusurlu estetik/fonksiyonel sonucu değiştirmek, kısaca düzeltme (revizyon) ameliyatlarıdır. Hangi referans doku ve yapılar kullanılarak önceki ameliyatta tüketildi, iyileşmeye bağlı yapışıklıklar, düzetme amaçlı kullanılan dışardan verilen dolgular, ve belki en önemlisi deri özellikleri vb birçok anatomik varyant, bu ameliyatların önceden planlanmasında sonuca etki eden en önemli zorluk ve değişkenliklerdir. Burun mimarisini oluşturan temel taşıyıcı veya şekil verici çatı dokular, buruna yeniden şekil verme ameliyatında yeterli olamadıklarında zorunlu olarak dışarıdan bir destek doku veya hastanın kaburga kıkırdaklarından bir kıkırdak yamasının alınması gerekebilir. Burun estetiğinde düzeltme ameliyatlarına sekonder veya Advanced Rinoplasti adı verilir. İlk ameliyattan sonra acil koşullar ve rötüş işlemi denilen minör müdahaleler dışında nihai sonucun alınacağı ilk 12-18 aydan önce yapılması “tıbbi olarak” önerilmez.
Kişisel doku ve iyileşme özellikleri: İnce kaba ve yağlı deri özellikleri, önceki işlemlere veya dolgu verilmesine bağlı özellikler askı ipleri ve burun cildine gerçekleştirilen girişimsel yenileme uygulamaları bu hastaların iyileşmesine etki en değişkenlerdir. Çok seanslı lazer veya radyofrekans uygulamaları, bu işlemlerin seans ve derinlikleri, burun derisinden tümör dokusu çıkarılması ve onarımları, kaza ve travmalar, alerjik ve şiş burun, akneli ciltte uzun süreli kullanılan deri soyucular (kimyasal peeling) yara iyileşmesine dolaylı veya direkt etki edebilir.
Beden Algı Bozuklukları: Toplumun % 10-15’inde rastlanılan, aslında olmayan veya hafif olan bir kusuru abartarak hayatının odağına alan bir gruptur. Sorunlar cerrahi olarak çözülemez, bunun nedeni görünenein ve ifade edilenin aksine kök sorunun psikolojik temelde ve muhtemelen çocukluk tramalarıyla ilgili olmasıdır. Burada ameliyat yapmayı düşünen cerrahın da semptomatik (görünüm/nefes alma) kadar kök nedene yani bu beklentinin kaynağını sorgulama sorumluluğu bulunur. Bu sorgulamaya fonksiyonel veya bütünsel tıp dikkat çekerken, koruyucu (proaktif) tıp yaklaşımı tanım getirir. Günümüzde yapılan tüm tıbbi tedavi yaklaşımlarının buna estetik cerrahi işlemleri ve elbette bu yazıya konu olan rinoplasti uygulamaları da dahil bu yeni kavramlara güncellenmesi gerekiyor. Semptomatik tıp, görünen sorun, hastanın istediği ve beklentisi ile yetinmemeli kök neden sorgulamasına alınmalıdır. Ateşi yükselene ateş düşürücü, öksürEne öksürük ilacı vermek, eksik vitamin varsa vitamin reçetesi yazmak, burnuna estetik yaptırmak isteyen bir kişiye sorgulamadan rinoplasti yapmakla aynı kategoride yüzeysel ve sığ bir yaklaşımdır.
Yaşam tarzı değişiklikleri olmadan, beslenme ve genel sağlık parametreleri optimize edilmeden, hastada örtülü beden algi imaj sorunları araştırılmadan yapılan bir burun estetiğinin kalıcı sağlam (yapısal), işlevsel (fonksiyonel) ve estetik açıdan başarılı bulunması zordur. Estetik beğeni ve başarı, burnun kendi içinde boyutsal oranlarının yeterliliği, hastanın yüzünde burnun “doğal ve özgün” olması ile kısaca bütünle uyumlu olmasıyla ölçümlenir. Herkese benzeyerek kendi güzelliğinizi bulamazsınız. Bu ve benzeri estetik ameliyatlarda kendi ifade ve otantik eşsizliğinizin ortaya çıkarılmasını talep etmelisiniz. Bu derinlikli yaklaşım birçok hastamda ameliyat kararının gereksiz olduğu sonucuyla sonuçlandı.
Yukarıda yazılan tüm maddeleri yok sayarak çözüm üreten öncesi sonrası hasta fotoğraf imaj programları bu nedenle güvenilmez ve eksik buluyorum. Her tıbbi girişim ve cerrahide hastaya olan “özen borcu” bu sıralı sorgulama basamaklarıyla yerine getirilmelidir düşüncesindeyim. Makaleyi çalışma prensibimizi özetleyen anahtar cümlemizle sonlandırıyorum.
“Bütünsel yaklaşım, Kişisel çözümler”
Doç.Dr. Nedim SARIFAKIOĞLU
Gündem
Yayınlanma: 05 Mayıs 2025 - 22:26
Güncelleme: 10 Mayıs 2025 - 17:43
Estetik Burun Ameliyatları: Sonuca Etki Eden Değişkenler
Cerrahide zorunlu durumlar dışında yapılan ameliyatlara elektif (seçici) işlemler adı verilir. Günümüzde estetik amaçlı ameliyatların neredeyse tamamına yakını güzelleştirme çok daha az bir bölümü estetik ve fonksiyonel iyileşme (daha rahat nefes alıp vermek) için gerçekleştirilir. Bununla birlikte her estetik cerrahi uygulaması aynı zamanda bir iyileştirme ve işlevsel sonuç içerir.
Gündem
05 Mayıs 2025 - 22:26
Güncelleme: 10 Mayıs 2025 - 17:43