Yüzlerce araçlık konvoyları ve birçok özel uçağı ile tepki çeken Cumhurbaşkanı erdoğan hakkında Türkiye gazetesi yazarı Fatih Selek dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Erdoğan'ın Bosna Hersek ve Karadağ gezisine katılan Selek, Erdoğan'ın makam aracının ziyaret ettiği ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait kargo uçaklarıyla götürüldüğünü ifade etti.
"GÖREVLİ SUBAY VE ASTSUBAYLAR BULUNUYOR"
Selek, "En çok merak ettiğim şey; Cumhurbaşkanı'nın makam aracının ülkelere nasıl götürüldüğüydü. Acaba araçları konuk ülkeler mi tahsis ediyor?" diye düşünüyordum Meğer Türk Hava Kuvvetleri'nin kargo uçaklarıyla götürülüyormuş. Bunun için görevli subay ve astsubaylar bulunuyor. Dünyanın her yerinde bu yöntem uygulanıyormuş. Güvenlik açısından çok önemli." ifadesini kullandı.
"UÇAĞIN İHTİŞAMI ÜLKE ADINA GÜVEN VE GURUR VERİYOR"
Selek şunları kaydetti:
"Bir defa Cumhurbaşkanlığı uçağı çok güzel... İhtişamı ülke adına güven ve gurur veriyor. İçinin tefrişatı abartılı değil. uçak beş bölümden oluşuyor. İlk bölümde cumhurbaşkanı ve maiyeti bulunuyor. İkinci bölümde gazetecilerle sohbet ettiği ay yıldızlı salon var. Bir sonraki kısımda üst düzey bürokratlar oturuyor. Onların ardında basın mensupları. Son kısımda da personel yer alıyor. 12 civarında kabin görevlisi misafirlerle ilgileniyor. Hizmet güzel, ikram normalin bir tık üstünde... Kahvaltıda peynir, zeytin, bal, tereyağı, menemen, domates ve salatalık vardı mesela. Dönüşte de köfte.
Dört yıl kadar önce, Cumhurbaşkanlığı uçağına binen gazetecileri yazmıştım. Gezilere kimin, ne kadar katıldığının listesini çıkarmıştım. Bilhassa medyada çok ilgi görmüş, köşe yazılarına malzeme olmuş, listenin bol bol dedikodusu yapılmıştı. O listedekilerden kahir ekseriyetinin bugün esamesi okunmuyor. Kimileri en keskin muhalifler arasında çoktan yerini aldı bile. Bunu neden mi anlatıyorum? Cumhurbaşkanı'nın iki günlük tarihî Bosna Hersek ve Karadağ gezisine ben de davet edildim. Daha evvel A330-200 yolcularının kritiğini yazmış ve makam uçağına ilk defa binen bir gazeteci olarak gözlemlerimi aktarmasam olmazdı.
"UÇAĞA BİNMEK İÇİN PCR TESTİ GEREKİYOR"
Cumhurbaşkanı'nın resmî ziyaretinin arkasında tıkır tıkır işleyen müthiş bir organizasyon yürütülüyor.
Mesela İletişim Başkanlığı, ziyaret edilen ülkelerle ilgili bir kitapçık hazırlamış. Heyette kimler var, kim hangi araca binecek, nerede nasıl kalacak, güvenlik elemanlarından teknik personeline, misafir olunan ülkelerde kullanılan basit cümlelerden hava durumuna kadar bütün detaylarıyla yazılmış. Çok hoşuma gitti.
Uçağa binmek için PCR testi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığının bunun için de özel bir birimi var. Dönüşte otelde kurulan masada test yaptırdık.
"GÖREVLİ SUBAY VE ASTSUBAYLAR BULUNUYOR"
Selek, "En çok merak ettiğim şey; Cumhurbaşkanı'nın makam aracının ülkelere nasıl götürüldüğüydü. Acaba araçları konuk ülkeler mi tahsis ediyor?" diye düşünüyordum Meğer Türk Hava Kuvvetleri'nin kargo uçaklarıyla götürülüyormuş. Bunun için görevli subay ve astsubaylar bulunuyor. Dünyanın her yerinde bu yöntem uygulanıyormuş. Güvenlik açısından çok önemli." ifadesini kullandı.
"UÇAĞIN İHTİŞAMI ÜLKE ADINA GÜVEN VE GURUR VERİYOR"
Selek şunları kaydetti:
"Bir defa Cumhurbaşkanlığı uçağı çok güzel... İhtişamı ülke adına güven ve gurur veriyor. İçinin tefrişatı abartılı değil. uçak beş bölümden oluşuyor. İlk bölümde cumhurbaşkanı ve maiyeti bulunuyor. İkinci bölümde gazetecilerle sohbet ettiği ay yıldızlı salon var. Bir sonraki kısımda üst düzey bürokratlar oturuyor. Onların ardında basın mensupları. Son kısımda da personel yer alıyor. 12 civarında kabin görevlisi misafirlerle ilgileniyor. Hizmet güzel, ikram normalin bir tık üstünde... Kahvaltıda peynir, zeytin, bal, tereyağı, menemen, domates ve salatalık vardı mesela. Dönüşte de köfte.
Dört yıl kadar önce, Cumhurbaşkanlığı uçağına binen gazetecileri yazmıştım. Gezilere kimin, ne kadar katıldığının listesini çıkarmıştım. Bilhassa medyada çok ilgi görmüş, köşe yazılarına malzeme olmuş, listenin bol bol dedikodusu yapılmıştı. O listedekilerden kahir ekseriyetinin bugün esamesi okunmuyor. Kimileri en keskin muhalifler arasında çoktan yerini aldı bile. Bunu neden mi anlatıyorum? Cumhurbaşkanı'nın iki günlük tarihî Bosna Hersek ve Karadağ gezisine ben de davet edildim. Daha evvel A330-200 yolcularının kritiğini yazmış ve makam uçağına ilk defa binen bir gazeteci olarak gözlemlerimi aktarmasam olmazdı.
"UÇAĞA BİNMEK İÇİN PCR TESTİ GEREKİYOR"
Cumhurbaşkanı'nın resmî ziyaretinin arkasında tıkır tıkır işleyen müthiş bir organizasyon yürütülüyor.
Mesela İletişim Başkanlığı, ziyaret edilen ülkelerle ilgili bir kitapçık hazırlamış. Heyette kimler var, kim hangi araca binecek, nerede nasıl kalacak, güvenlik elemanlarından teknik personeline, misafir olunan ülkelerde kullanılan basit cümlelerden hava durumuna kadar bütün detaylarıyla yazılmış. Çok hoşuma gitti.
Uçağa binmek için PCR testi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığının bunun için de özel bir birimi var. Dönüşte otelde kurulan masada test yaptırdık.