Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde 'Ekonomi reform Paketi'ni açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi reform paketini açıkladı. Pakette basit usulde vergilendirilen esnafın gelir vergisinden muaf tutulmasından kamuda israfın önlenmesine, dijital paralarla ilgili atılacak adımlardan 18 yaş altındakilerin de Bireysel Emeklilik Sistemi'ne girişinin sağlanması gibi pek çok madde yer alıyor.
Erdoğan, küçük esnafın gelir vergisinden muaf tutulacağını belirterek, "Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, marangoz, çay ocağı, tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini kaldırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Hazine'nin artık TL cinsinden borçlanacağını belirterek, "Döviz cinsi borçların toplam borç stoğu içerisindeki payını düşürüyoruz. Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacağız. TL cinsi senetleri kullanacağız" dedi.
Kamudaki lüks makam araçlarına ödenen para halkın sık sık tepkisini çekiyordu. Bu konuya da değinen Erdoğan, "Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
- Çalışmamızın özünde ekonomiyi yatırım, üretim ve ihracat temelinde büyütme yer alıyor. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize ulaşacağız. - Yakın tarihe baktığımızda ekonomilerin siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminden etkilendiğini görüyoruz. Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. - Ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizdeki en önemli sebep, eski sistemin yol açtığı kırılganlıkları yakından görmemizdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek Türkiye'yi bu kırılgan siyasi iklimden kurtarmış olduk. Milletin yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelen hiçbir yöneticinin ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etme, insanlarımızı ayrıştırma, dışlama şansı yoktur. Demokratik ve ekonomik kalkınmanın şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştırdık. - Türkiye bölgesel ve küresel nice krize rağmen gücünü koruyor. Hedeflerine yürümeyi sürdürebiliyorsa işte bu yüzden. İnşallah yeni ve sivil anayasayla birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız. Koronavirüs salgını hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının ve hükümet sistemimizin sınaması olmuştur. Hamdolsun her alanda bu sınamayı başarıyla verdik. Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Hiçbiri üstesinden gelemeyeceğiz sıkıntılar değildir. - Salgının yıkıcı etkileri henüz sona ermediği gibi her yeni gün yeni bir tehdit ortaya çıkıyor. 100'ün üzerinde ülkenin hala aşıya erişememiş olmasının, dünyadaki eşitsizliğin, adaletsizliğin çarpıcı bir örneği olarak hafızalarımıza nakşediyoruz. Halbuki aşı ve ilaç adil bir şekilde tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça, dünyanın zenginlerinin de huzur bulamayacağı ortadadır. Peki Türkiye ne yapıyor? Kendini nasıl farklılaştırdı? Cevabımız gayet basit. Öncelikle hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Elimizdeki imkanları, kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimizle paylaştık. Adil sosyal güvenlik sistemimiz sayesinde hiçbir insanımızı çaresiz ve tek başına bırakmadık. - Salgına rağmen 2020 yılında yüzde 1.8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak büyütmeyi başaran iki ülkeden biri olarak. Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Yılın ikinci yarısında aldığımız tedbirler ve destek paketlerimiz sayesinde dünyada ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık. Diğer yandan üzerine daha güçlü şekilde odaklanmamız gereken hususlar olduğunu biliyoruz. Ülkemizi güçlendirecek reformları hayata geçirecek adımları hiç tereddüt etmeden atıyoruz. - Geçtiğimiz haftalarda İnsan Hakları Eylem Planımızı açıklamıştık. Bugün de ekonomik reformlarımızı kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Sorun gördüğümüz alanlar için de gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan çözümler getiriyoruz. Bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik. - Türkiye salgın sonrası, özellikle bu dönemin ekonomik yapılanmasına uygun şekilde sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli bir büyümeyi mutlaka ama mutlaka yakalayacaktır. Büyümenin toplumun her kesiminin refahını artıracak şekilde gerçekleşmesi olmazsa olmazımızdır. - İkide bir fiyat istikrarı fiyat istikrarı diyorlar ya, onu artık bir kenara koyun. Şimdi yeni dönem 4 temelin üzerinde bina edilecek. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. - Halkın vergilerin nereye harcandığını çok daha net görebilmesi için maliye politika uygulamalarını yakından takip edebilmesini temin ediyoruz. - Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacağız. TL cinsi senetleri kullanacağız. - Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, marangoz, çay ocağı, tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini kaldırıyoruz. - Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz. - Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır. Vatandaşlarımızın günlük hayatını etkileyen enflasyonla mücadeleyi ilk kez vermiyoruz. Enflasyondaki yükselmenin hem yapısal hem dönemsel sebepleri var. Ülkeler bu sene dünya genelinde beklenen kuraklık ve salgının sürüyor olması nedeniyle gıda stoklarını artırma eğilimindeler. Erken Uyarı Sistemi üzerinden, özellikle üretim, toptan ve perakende aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık olarak takip edilerek raporlanacak. Anlık veri akışı sayesinde karar alma hızımız artacak. Gıda tarafında kayıp ve israfın önüne geçilmesi için de harekete geçiyoruz. Ülkemizde yılda 19 milyon ton gıda israfı var. Hizmet sektöründe işletme başına israf yılda 4 tonun üzerinde. Bu gidişata dur demek için harekete geçiyoruz. Dijital tarım pazarı sayesinde her ölçekteki çiftçi ürünü için pazar bulabilecek. Sebze ve meyvede zaiyatı azaltan soğuk zincirleri destekliyoruz. - İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık fiyatlarının düşürülmesine katkı sağlayacak hal yasasıyla ilgili çalışmalarımızı hızla tamamlıyoruz. - Kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacak. - Sandık, vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin, 2023 yılı sonuna kadar Bireysel Emeklilik Sistemi'ne aktarımına imkan veriyoruz. Ayrıca sistemi eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli tasarruf ürünleriyle entegre ederek, uygun maliyetler ve devlet destekleriyle vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. - Bireysel Emeklilik Sistemi'ni çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz. 18 yaş altındaki çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engelleri kaldırıyoruz. - Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyoruz. - Üretken, kabiliyetli ve kıpır kıpır bir gençliğimiz var. Bu evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek için kollarını sıvıyoruz. Mesleki eğitim merkezlerini gençler için cazip kılmak amacıyla çocuklarımızın kalfalık döneminde aldığı ücretleri artıyoruz. Bu evlatlarımızın ücretlerini üstleniyor ve sanayicimizin üstündeki yükü kaldırıyoruz. İl il sektörel beceri haritaları oluşturuyoruz. - İstihdam oluşturan firmalar, bankalardan çok daha düşük finansman maliyetiyle kredi kullanma imkanına kavuşacaklardır. - Bu reformlar bizim için ne ilktir ne de son olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin değişen şartlarına milletimizin beklenti ve taleplerine göre hangi adımlara ihtiyaç varsa atmayı sürdüreceğiz. Yapıcı her türlü eleştiriyi dikkate aldık, alırız.
Erdoğan, küçük esnafın gelir vergisinden muaf tutulacağını belirterek, "Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, marangoz, çay ocağı, tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini kaldırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Hazine'nin artık TL cinsinden borçlanacağını belirterek, "Döviz cinsi borçların toplam borç stoğu içerisindeki payını düşürüyoruz. Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacağız. TL cinsi senetleri kullanacağız" dedi.
Kamudaki lüks makam araçlarına ödenen para halkın sık sık tepkisini çekiyordu. Bu konuya da değinen Erdoğan, "Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
- Çalışmamızın özünde ekonomiyi yatırım, üretim ve ihracat temelinde büyütme yer alıyor. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize ulaşacağız. - Yakın tarihe baktığımızda ekonomilerin siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminden etkilendiğini görüyoruz. Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz. - Ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizdeki en önemli sebep, eski sistemin yol açtığı kırılganlıkları yakından görmemizdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek Türkiye'yi bu kırılgan siyasi iklimden kurtarmış olduk. Milletin yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelen hiçbir yöneticinin ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etme, insanlarımızı ayrıştırma, dışlama şansı yoktur. Demokratik ve ekonomik kalkınmanın şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştırdık. - Türkiye bölgesel ve küresel nice krize rağmen gücünü koruyor. Hedeflerine yürümeyi sürdürebiliyorsa işte bu yüzden. İnşallah yeni ve sivil anayasayla birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız. Koronavirüs salgını hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının ve hükümet sistemimizin sınaması olmuştur. Hamdolsun her alanda bu sınamayı başarıyla verdik. Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Hiçbiri üstesinden gelemeyeceğiz sıkıntılar değildir. - Salgının yıkıcı etkileri henüz sona ermediği gibi her yeni gün yeni bir tehdit ortaya çıkıyor. 100'ün üzerinde ülkenin hala aşıya erişememiş olmasının, dünyadaki eşitsizliğin, adaletsizliğin çarpıcı bir örneği olarak hafızalarımıza nakşediyoruz. Halbuki aşı ve ilaç adil bir şekilde tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça, dünyanın zenginlerinin de huzur bulamayacağı ortadadır. Peki Türkiye ne yapıyor? Kendini nasıl farklılaştırdı? Cevabımız gayet basit. Öncelikle hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Elimizdeki imkanları, kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimizle paylaştık. Adil sosyal güvenlik sistemimiz sayesinde hiçbir insanımızı çaresiz ve tek başına bırakmadık. - Salgına rağmen 2020 yılında yüzde 1.8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak büyütmeyi başaran iki ülkeden biri olarak. Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Yılın ikinci yarısında aldığımız tedbirler ve destek paketlerimiz sayesinde dünyada ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri olmayı başardık. Diğer yandan üzerine daha güçlü şekilde odaklanmamız gereken hususlar olduğunu biliyoruz. Ülkemizi güçlendirecek reformları hayata geçirecek adımları hiç tereddüt etmeden atıyoruz. - Geçtiğimiz haftalarda İnsan Hakları Eylem Planımızı açıklamıştık. Bugün de ekonomik reformlarımızı kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Sorun gördüğümüz alanlar için de gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan çözümler getiriyoruz. Bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik. - Türkiye salgın sonrası, özellikle bu dönemin ekonomik yapılanmasına uygun şekilde sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli bir büyümeyi mutlaka ama mutlaka yakalayacaktır. Büyümenin toplumun her kesiminin refahını artıracak şekilde gerçekleşmesi olmazsa olmazımızdır. - İkide bir fiyat istikrarı fiyat istikrarı diyorlar ya, onu artık bir kenara koyun. Şimdi yeni dönem 4 temelin üzerinde bina edilecek. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. - Halkın vergilerin nereye harcandığını çok daha net görebilmesi için maliye politika uygulamalarını yakından takip edebilmesini temin ediyoruz. - Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacağız. TL cinsi senetleri kullanacağız. - Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, marangoz, çay ocağı, tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini kaldırıyoruz. - Kamuda taşıt alımı ve kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına sınırlamalar getiriyoruz. - Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır. Vatandaşlarımızın günlük hayatını etkileyen enflasyonla mücadeleyi ilk kez vermiyoruz. Enflasyondaki yükselmenin hem yapısal hem dönemsel sebepleri var. Ülkeler bu sene dünya genelinde beklenen kuraklık ve salgının sürüyor olması nedeniyle gıda stoklarını artırma eğilimindeler. Erken Uyarı Sistemi üzerinden, özellikle üretim, toptan ve perakende aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık olarak takip edilerek raporlanacak. Anlık veri akışı sayesinde karar alma hızımız artacak. Gıda tarafında kayıp ve israfın önüne geçilmesi için de harekete geçiyoruz. Ülkemizde yılda 19 milyon ton gıda israfı var. Hizmet sektöründe işletme başına israf yılda 4 tonun üzerinde. Bu gidişata dur demek için harekete geçiyoruz. Dijital tarım pazarı sayesinde her ölçekteki çiftçi ürünü için pazar bulabilecek. Sebze ve meyvede zaiyatı azaltan soğuk zincirleri destekliyoruz. - İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık fiyatlarının düşürülmesine katkı sağlayacak hal yasasıyla ilgili çalışmalarımızı hızla tamamlıyoruz. - Kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacak. - Sandık, vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin, 2023 yılı sonuna kadar Bireysel Emeklilik Sistemi'ne aktarımına imkan veriyoruz. Ayrıca sistemi eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli tasarruf ürünleriyle entegre ederek, uygun maliyetler ve devlet destekleriyle vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. - Bireysel Emeklilik Sistemi'ni çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz. 18 yaş altındaki çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engelleri kaldırıyoruz. - Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyoruz. - Üretken, kabiliyetli ve kıpır kıpır bir gençliğimiz var. Bu evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek için kollarını sıvıyoruz. Mesleki eğitim merkezlerini gençler için cazip kılmak amacıyla çocuklarımızın kalfalık döneminde aldığı ücretleri artıyoruz. Bu evlatlarımızın ücretlerini üstleniyor ve sanayicimizin üstündeki yükü kaldırıyoruz. İl il sektörel beceri haritaları oluşturuyoruz. - İstihdam oluşturan firmalar, bankalardan çok daha düşük finansman maliyetiyle kredi kullanma imkanına kavuşacaklardır. - Bu reformlar bizim için ne ilktir ne de son olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin değişen şartlarına milletimizin beklenti ve taleplerine göre hangi adımlara ihtiyaç varsa atmayı sürdüreceğiz. Yapıcı her türlü eleştiriyi dikkate aldık, alırız.