Özkoç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Enis Berberoğlu'nun 'masum' olduğunu ve "hak ihlaline maruz kaldığını", Anayasa Mahkemesi'nin oy birliğiyle Berberoğlu’nun haklılığını karara bağladığını vurguladı. Özkoç, şunları söyledi:
BU BÜYÜK BİR REZİLLİKTİR
Geldiğimiz nokta yerel mahkemenin yargının tepe noktasını oluşturan Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımamasıdır. Bu bir yurttaşın, vekilin Enis Berberoğlu’nun hakkının çiğnenmesi meselesi değildir. Devlet bütünlüğünün yok sayılmasıdır. Bu bir devlet krizidir. 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu hukuksuzluğu üzerine 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bir haftadan beri bekliyoruz. Cuma günü mesai saatinin bitimine yarım saat kala TRT neye, kime dayandırdığı belli olmayan bir kararı açıklıyor. 15. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı UYAP’ta yok. Enis Berberoğlu’nun avukatlarının haberi yok Enis Berberoğlu’nun bilgisi yok. Bir tek TRT’nin bilgisi var. Bu büyük bir rezilliktir. BU KARAR GERÇEKTEN DOĞRU MUDUR?
Berberoğlu’nun kendisinin bilgisinin olmaması gerçekten kaygı uyandırıcı bir olaydır. Şimdi soruyorum: bu karar gerçekten doğu mudur? Doğruysa neden UYAP’ta yoktur’ Enis Berberoğlu’nun neden bilgisi yoktur, sadece TRT’nin vardır. Bu milletvekilimiz açısından tekrar bir hak ihlali kararıdır. Bütün televizyonlar Enis Berberoğlu’nun hak ihlali konusunu tartışıyor. Ama Enis Berberoğlu’nun kendisinin bilgisi yok. Bu adaletsizliğe, bu kumpasa karşı bir hak ihlalinin olduğunu bir kez daha buradan beyan ediyoruz. BU BİR DEVLET KRİZİDİR
Eğer bu karar doğruysa ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı tanınmadıysa, şunu söylemek gerekir: Anayasa Mahkemesi’nin tanınmaması bu ülkede artık Cumhurbaşkanlığının, bakanlığın, devletin yok olması demektir. Bu devleti oluşturan bütün yapı taşlarının yok olması demektir. Öyleyse bu bir devlet krizidir. Bu devlet krizini engelleyecek ve ortadan kaldıracak olan yine hukukun üstünlüğüdür. Eğer Anayasa Mahkemesi bu kararı vermişse diğer mahkemeler bu karara uymak zorundadır. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün organları buna uymak zorundadır. Bu karara uymamak devlet krizini derinleştirmek demektir. BU İHLAL ZİNCİRİNE BİR SON VERİLMELİDİR
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı hangi mahkeme karara bağlayacaksa bu karara bağlanmalı ve bu kriz ortadan kaldırılmalıdır. Aksi düşünülemez. Enis Berberoğlu’nun hakkı çiğnenip bir milletvekilimizin seçme ve seçilme hakkı elinden alınmıştır. Bu bir hak ihlalidir. Anayasa Mahkemesi bu kararı vermiştir. Mahkeme kararı elimizde yoktur. UYAP’ta açıklanmamıştır. Bu da bir hak ihlalidir. Bu ihlal zincirine bir son verilmelidir. Bunu da çözecek olan hukuktur.
Geldiğimiz nokta yerel mahkemenin yargının tepe noktasını oluşturan Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımamasıdır. Bu bir yurttaşın, vekilin Enis Berberoğlu’nun hakkının çiğnenmesi meselesi değildir. Devlet bütünlüğünün yok sayılmasıdır. Bu bir devlet krizidir. 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu hukuksuzluğu üzerine 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bir haftadan beri bekliyoruz. Cuma günü mesai saatinin bitimine yarım saat kala TRT neye, kime dayandırdığı belli olmayan bir kararı açıklıyor. 15. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı UYAP’ta yok. Enis Berberoğlu’nun avukatlarının haberi yok Enis Berberoğlu’nun bilgisi yok. Bir tek TRT’nin bilgisi var. Bu büyük bir rezilliktir. BU KARAR GERÇEKTEN DOĞRU MUDUR?
Berberoğlu’nun kendisinin bilgisinin olmaması gerçekten kaygı uyandırıcı bir olaydır. Şimdi soruyorum: bu karar gerçekten doğu mudur? Doğruysa neden UYAP’ta yoktur’ Enis Berberoğlu’nun neden bilgisi yoktur, sadece TRT’nin vardır. Bu milletvekilimiz açısından tekrar bir hak ihlali kararıdır. Bütün televizyonlar Enis Berberoğlu’nun hak ihlali konusunu tartışıyor. Ama Enis Berberoğlu’nun kendisinin bilgisi yok. Bu adaletsizliğe, bu kumpasa karşı bir hak ihlalinin olduğunu bir kez daha buradan beyan ediyoruz. BU BİR DEVLET KRİZİDİR
Eğer bu karar doğruysa ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı tanınmadıysa, şunu söylemek gerekir: Anayasa Mahkemesi’nin tanınmaması bu ülkede artık Cumhurbaşkanlığının, bakanlığın, devletin yok olması demektir. Bu devleti oluşturan bütün yapı taşlarının yok olması demektir. Öyleyse bu bir devlet krizidir. Bu devlet krizini engelleyecek ve ortadan kaldıracak olan yine hukukun üstünlüğüdür. Eğer Anayasa Mahkemesi bu kararı vermişse diğer mahkemeler bu karara uymak zorundadır. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün organları buna uymak zorundadır. Bu karara uymamak devlet krizini derinleştirmek demektir. BU İHLAL ZİNCİRİNE BİR SON VERİLMELİDİR
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı hangi mahkeme karara bağlayacaksa bu karara bağlanmalı ve bu kriz ortadan kaldırılmalıdır. Aksi düşünülemez. Enis Berberoğlu’nun hakkı çiğnenip bir milletvekilimizin seçme ve seçilme hakkı elinden alınmıştır. Bu bir hak ihlalidir. Anayasa Mahkemesi bu kararı vermiştir. Mahkeme kararı elimizde yoktur. UYAP’ta açıklanmamıştır. Bu da bir hak ihlalidir. Bu ihlal zincirine bir son verilmelidir. Bunu da çözecek olan hukuktur.
