EGEHAN ERKÜN / HABER MERKEZİ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tarafından dün Twitter’da yayımlanan mesajlar, “Cumhur İttifakı bozuluyor mu?” ifadelerinin kullanılmasına neden olmuştu. Sosyal medyada ve çeşitli haber sitelerinde yer alan haberler üzerine MHP Genel Başkanı devlet bahçeli önemli açıklamalarda bulunmuştu. İttifak açıklamalarının yanı sıra geçtiğimiz günlerde Tunceli’nin pülümür ilçesinde emniyet ve jandarma personeli tarafından teröristlerden temizlenen dağa yazılan “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözüne de değinen Bahçeli, “ ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene!’ sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır.” diye konuştu.
“ESKİ TÜRKİYE ALIŞKANLIKLARI”
Konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Pülümür’de ay yıldız ve “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün dağa yazılmasının eski Türkiye alışkanlıkları olduğunu belirterek, “Türkiye sloganlardan yıllarca yeterince çekti. Demokratik ülkelerde kimlik sorunu sloganlarla ve dikte edici bir üslupla değil ülke vatandaşlığı etrafında birleştirici kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşımla çözülür…” ifadelerini kullanmıştı.
Ahmet Davutoğlu şu açıklamaları yapmıştı:
“Cumhurbaşkanının geçmişte her vesile ile eski Türkiye olarak adlandırdığı 1990’ların alışkanlıkları teker teker ortaya çıkmaktadır. Önce başta külliye ve bakanlıklar olmak üzere kamu kurumları iktidar çevrelerinde ve medyada kendilerini hissettiren eski Türkiye aktörleri ve 28 Şubat ideologları şimdi fütursuzca ülkeyi aslında kendilerine yönettiklerini söylemekte. 28 Şubat’ın mazlum kitlelerinden oy alarak iktidara gelenler bugün neredeyse iktidarı 28 Şubat’ta başörtüsü düşmanlığı yapanlarla paylaşmak zorundadır. Kadrolardan ve iltifatlardan başlayan bu eski Türkiye alışkanlıkları siyasi söyleme ve sloganlara da yansımaktadır. Demokrasiden nasibini almamış ülkelerin ortak özelliklerinden birisi dağlara taşlara meydanlara toplumu bölen ayrıştıran sloganların yazılmasıdır. Türkiye sloganlardan yıllarca yeterince çekti. Demokratik ülkelerde kimlik sorunu sloganlarla ve dikte edici bir üslupla değil ülke vatandaşlığı etrafında birleştirici kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşımla çözülür…”
“FAYDASI YOK”
Pülümür’deki yazı ile ilgili tartışmalara Saadet Partisi Genel Başkanı temel karamollaoğlu da katılmıştı. Dağa yazılan ay yıldız figürü ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünün kimseye fayda getirmeyeceğinin altını çizen Karamollaoğlu, "Şu anda millî duyguları galeyana getirmek için bu tip şeylere gerek varsa yazsınlar ama bu başka sebeplerden dolayı gerginliğe vesile oluyorsa bunu yapmanın faydası yok. Türkiye’de bir problemin olmadığını söyleyebilir miyiz? Kürt meselesi diye bir mesele var. Bunun kimseye faydası olmaz." diye konuşmuştu.
“KABA KEMALİST MİLLİYETÇİLİK”
Konuyla ilgili en sert eleştiri ise Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan’dan gelmişti. Dağa yazılan ay yıldız figürü ve “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün kaba Kemalist milliyetçilik olduğunu ifade eden Kılıçarslan, bu sözleri nedeniyle tepki almıştı.
Kılıçarslan şu ifadeleri kullanmıştı:
Devletimizin Pülümür dağlarını terörden arındırması ne denli doğru ve her türlü takdire şayansa, Pülümür dağına bin yıllık bayat bir Kemalist refleksle “Ne mutlu Türk’üm diyene!” yazılması da o denli yanlıştır. Terörü yok ederken terörün zeminini tahkim etmenin bize hiçbir fayda sağlamayacağı açıktır. Türklük meselesini bir kimlik meselesi olarak gören ve çok önemseyen biri olarak söylemeliyim ki dağa taşa “Ne mutlu Türk'üm diyene!” yazılması, PKK’nın arayıp da bulamadığı zemini temin etme işlevi görecektir.
Terörle mücadelemizin olmazsa olmazı Kürt kimliği ile terörü itizal etmek, birbirinden olabildiğince uzaklaştırmaktır.
Kaba Kemalist milliyetçiliğin “Ne mutlu Türk’üm diyene” sloganına gerilemek, terörle mücadelede aldığımız olağanüstü başarılı mesafeyi zedeler, zedeleyecektir. PKK ile Kürt kelimesini eşitlemek, bunun karşısına da
“Ne mutlu Türk’üm diyene!” kabalığıyla çıkmak PKK’nın da, onun politik uzantılarının da, emperyalistlerin de
en çok arzu ettiği şeydir.
Türkler vardır. Kürtler vardır. Türklerle Kürtler bin yıllık ikiz kardeşlerdir. Bir de bu ikiz kardeşliğe kasteden PKK’lı itler vardır. Meselenin alfabesi burasıdır. Bu alfabeyi reddederek başa dönmekse yapılabilecek en kötü hatalardan biridir vesselam.
BAHÇELİ’DEN SERT TEPKİ
Devlet Bahçeli, Pülümür’de dağa yazılan ay yıldız figürü ve “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözüne eleştiride bulunan Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu ve İsmail Kılıçarslan’a çok sert tepki gösterdi.
Bahçeli konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Pülümür’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tarafından dün Twitter’da yayımlanan mesajlar, “Cumhur İttifakı bozuluyor mu?” ifadelerinin kullanılmasına neden olmuştu. Sosyal medyada ve çeşitli haber sitelerinde yer alan haberler üzerine MHP Genel Başkanı devlet bahçeli önemli açıklamalarda bulunmuştu. İttifak açıklamalarının yanı sıra geçtiğimiz günlerde Tunceli’nin pülümür ilçesinde emniyet ve jandarma personeli tarafından teröristlerden temizlenen dağa yazılan “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözüne de değinen Bahçeli, “ ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene!’ sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır.” diye konuştu.
“ESKİ TÜRKİYE ALIŞKANLIKLARI”
Konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Pülümür’de ay yıldız ve “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün dağa yazılmasının eski Türkiye alışkanlıkları olduğunu belirterek, “Türkiye sloganlardan yıllarca yeterince çekti. Demokratik ülkelerde kimlik sorunu sloganlarla ve dikte edici bir üslupla değil ülke vatandaşlığı etrafında birleştirici kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşımla çözülür…” ifadelerini kullanmıştı.
Ahmet Davutoğlu şu açıklamaları yapmıştı:
“Cumhurbaşkanının geçmişte her vesile ile eski Türkiye olarak adlandırdığı 1990’ların alışkanlıkları teker teker ortaya çıkmaktadır. Önce başta külliye ve bakanlıklar olmak üzere kamu kurumları iktidar çevrelerinde ve medyada kendilerini hissettiren eski Türkiye aktörleri ve 28 Şubat ideologları şimdi fütursuzca ülkeyi aslında kendilerine yönettiklerini söylemekte. 28 Şubat’ın mazlum kitlelerinden oy alarak iktidara gelenler bugün neredeyse iktidarı 28 Şubat’ta başörtüsü düşmanlığı yapanlarla paylaşmak zorundadır. Kadrolardan ve iltifatlardan başlayan bu eski Türkiye alışkanlıkları siyasi söyleme ve sloganlara da yansımaktadır. Demokrasiden nasibini almamış ülkelerin ortak özelliklerinden birisi dağlara taşlara meydanlara toplumu bölen ayrıştıran sloganların yazılmasıdır. Türkiye sloganlardan yıllarca yeterince çekti. Demokratik ülkelerde kimlik sorunu sloganlarla ve dikte edici bir üslupla değil ülke vatandaşlığı etrafında birleştirici kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşımla çözülür…”
“FAYDASI YOK”
Pülümür’deki yazı ile ilgili tartışmalara Saadet Partisi Genel Başkanı temel karamollaoğlu da katılmıştı. Dağa yazılan ay yıldız figürü ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünün kimseye fayda getirmeyeceğinin altını çizen Karamollaoğlu, "Şu anda millî duyguları galeyana getirmek için bu tip şeylere gerek varsa yazsınlar ama bu başka sebeplerden dolayı gerginliğe vesile oluyorsa bunu yapmanın faydası yok. Türkiye’de bir problemin olmadığını söyleyebilir miyiz? Kürt meselesi diye bir mesele var. Bunun kimseye faydası olmaz." diye konuşmuştu.
“KABA KEMALİST MİLLİYETÇİLİK”
Konuyla ilgili en sert eleştiri ise Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan’dan gelmişti. Dağa yazılan ay yıldız figürü ve “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün kaba Kemalist milliyetçilik olduğunu ifade eden Kılıçarslan, bu sözleri nedeniyle tepki almıştı.
Kılıçarslan şu ifadeleri kullanmıştı:
Devletimizin Pülümür dağlarını terörden arındırması ne denli doğru ve her türlü takdire şayansa, Pülümür dağına bin yıllık bayat bir Kemalist refleksle “Ne mutlu Türk’üm diyene!” yazılması da o denli yanlıştır. Terörü yok ederken terörün zeminini tahkim etmenin bize hiçbir fayda sağlamayacağı açıktır. Türklük meselesini bir kimlik meselesi olarak gören ve çok önemseyen biri olarak söylemeliyim ki dağa taşa “Ne mutlu Türk'üm diyene!” yazılması, PKK’nın arayıp da bulamadığı zemini temin etme işlevi görecektir.
Terörle mücadelemizin olmazsa olmazı Kürt kimliği ile terörü itizal etmek, birbirinden olabildiğince uzaklaştırmaktır.
Kaba Kemalist milliyetçiliğin “Ne mutlu Türk’üm diyene” sloganına gerilemek, terörle mücadelede aldığımız olağanüstü başarılı mesafeyi zedeler, zedeleyecektir. PKK ile Kürt kelimesini eşitlemek, bunun karşısına da
“Ne mutlu Türk’üm diyene!” kabalığıyla çıkmak PKK’nın da, onun politik uzantılarının da, emperyalistlerin de
en çok arzu ettiği şeydir.
Türkler vardır. Kürtler vardır. Türklerle Kürtler bin yıllık ikiz kardeşlerdir. Bir de bu ikiz kardeşliğe kasteden PKK’lı itler vardır. Meselenin alfabesi burasıdır. Bu alfabeyi reddederek başa dönmekse yapılabilecek en kötü hatalardan biridir vesselam.
BAHÇELİ’DEN SERT TEPKİ
Devlet Bahçeli, Pülümür’de dağa yazılan ay yıldız figürü ve “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözüne eleştiride bulunan Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu ve İsmail Kılıçarslan’a çok sert tepki gösterdi.
Bahçeli konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Pülümür’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır” dedi.