SADAT nedir? SADAT'ın açılımı ve faaliyet alanı ne? Adnan Tanrıverdi kimdir?
Sedat Peker, "Fırtınalarla Büyüyen Fidanlar Rüzgarlarla Yıkılmazlar" başlığıyla yayınladığı videoda çarpıcı iddialarda bulundu. Peker, SADAT'ın kendisi üzerinden Suriye'ye, el Nusra'ya silah gönderdiğini öne sürdü. Peki, TSK'den irticai faaliyetler nedeniyle atılan askerlerin kurduğu SADAT nedir? Faaliyet alanı ne? İşte detaylar...
Sedat Peker yayınladığı videoda çarpıcı bir iddia daha öne sürdü. SADAT’ın ‘Sedat Peker yardım konvoyu’ üzerinden Suriye’ye, cihatçı el Nusra’ya silah, araç, mühimmat ve ekipman yolladığını iddia etti. Gündeme bomba gibi düşen iddianın ardından çoğu vatandaş SADAT’ın ne olduğunu, faaliyetlerini araştırmaya başladı. SADAT nedir ve faaliyet alanı neleri kapsamaktadır? İşte detaylar…
ASKERİ DANIŞMANLIK ŞİRKETİTürkiye merkezli bir askeri danışmanlık şirketi olan SADAT, 28 Şubat 2012 tarihinde emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi tarafından kuruldu. TSK'den irticai faaliyetler nedeniyle atılan askerlerin görev aldığı SADAT’ta terörle mücadele kapsamında eğitim hizmeti veriliyor. Aynı zamanda uluslararası askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi hizmetler sunan SADAT’ın, gayri nizamı harp, keskin nişancılık, koruma, tank-zırhlı araç avcılığı gibi eğitimleri de bulunuyor.
Tanrıverdi, SADAT’ı kurduğu dönemi “İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra İslam ülkelerinin köklü askeri geleneği olan ülkelerin desteğine ihtiyaç duyduğu anlaşılıyor. Türkiye'nin de köklü bir askeri geleneği var. Onlar bunu sömürmek için kullanıyorlar. Dolayısıyla “Bu ülkelerin kendi ayakları üzerinde kalması için emekli askerlerimizi organize ederek destek verelim” diye bir düşünce hasıl oldu. Devletimizin kontrolünde, eski Osmanlı Coğrafyasındaki Müslüman ülkelere ihtiyaç duydukları hizmet verilmeliydi. Bu hizmet verilirken, bu şirketler aynı zamanda ülkemizin dış politikasının da bir enstrümanı olmalıydı. ASDER mensupları ile durumu istişare ettik ve 28 Şubat 2012 tarihinde SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ni kurduk. Kurulması da zaman aldı; bunu bürokrasiye ve siyasi iradeye anlatmak çok kolay olmadı” cümleleriyle ifade etmişti.
Özellikle Suriye iç savaşında sıkça gündeme gelen SADAT misyonunu ‘İslam dünyasının dünya süper güçleri arasındaki yerini almasına yardımcı olmak’ şeklinde tanımlıyor. Öte yandan kurulduğu günden beri sık sık gündeme gelen SADAT, AKP’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait paramiliter bir güç olduğu da öne sürülmüştü.
SADAT HANGİ ÜLKELERDE FAALİYET GÖSTERİYOR?
Şirketin faaliyet alanı başta Türkiye olmak üzere Türkiye’nin yakın coğrafyası ve tüm İslam ülkelerini kapsayan ülkeler olarak gösteriliyor. SADAT’ın bugüne kadar Yemen, Libya ve Suriye’de görüşmeler yürüttüğü iddia edilirken bu görüşmelerin içeriği ve operasyonel faaliyetlere dönüşüp dönüşmediği ise bilinmiyor. KURUCUSU ADNAN TANRIVERDİ KİMDİR?
1944 Konya Akşehir doğumlu olan Adnan Tanrıverdi, 1963-1964’te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümündeki öğreniminin ardından 1964 yılında girdiği Kara Harp Okulun’dan 1966’da topçu subayı olarak mezun oldu ve 1996 yılındaki emekliliğine kadar 30 yıl TSK’da görev yaptı.
1980’de kurmay subay olan ve “Gayrinizami Harp Kursu” de gören Tanrıverdi’nin görev yaptığı birlikler arasında Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı ile KKTC Sivil savunma Teşkilat Başkanlığı da bulunuyor.
'İRTİCAİ FAALİYET'
1992’de tuğgeneralliğe yükseltilen Tanrıverdi, İstanbul’daki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın ardından Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı yaptı ve 1996’da kadrosuzluk gerekçesiyle emekli edildi.
Tanrıverdi’nin geçmişte ve atamasının ardından “TSK içinde irticai faaliyetler yürüttüğü için” emekli edildiği iddiaları sıkça gündeme getirildi.
Emeklilikten sonra da Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlüğünü, İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulu üyeliğini yapan Tanrıverdi’nin genel başkanlığını yaptığı, 2000 yılında kurulan Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) TSK’dan ihraç edilen ve emekli askerlerden oluştuğu sıkça eleştiri konusu oldu.
Kuruluş, bünyesindeki Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK’nın yeniden yapılandırılmasına yönelik eleştiriler geliştirdi. Atama sonrasında basında yer alan iddialar arasında 15 Temmuz sonrasındaki kararnamelerle TSK’ya getirilen yeni düzenlemelerin bu önerilerle paralellik taşıdığı da var.