Facebook’un şirket adını meta olarak değiştirmesi ve janjanlı bir tanıtım sonrasında teknoloji ile ilgilisi olan hemen herkes Metaverse diye yeni bir platformdan haberdar oldu ve hemen sonrasında cyrpto paraların, tokenlerin, sanal arazilerin satışa başlandığı hatta sanal dünyada dokunma hissi veren eldivenlerin geliştirildiği haberlerini görmeye başladık.
Metaverse kısaca anlatmak gerekirse, sanal bir dünya, şu ana kadar ki açıklamalara bakarsak, 3 boyutlu bir bilgisayar oyunu gibi sanal olarak oluşturulmuş, içerisinde büyük arazilerin ve biraz hayal gücünüz biraz da yeteneğiniz ile kendi dünyanızı kurgulayabileceğiniz, sanal ve hatta gerçek ürünler alıp satabileceğiniz, sanal olarak kurulmuş dünyada meslek edinebileceğimiz, arkadaşlarınızla takılabileceğiniz bir dünya.
Kimlerine göre çok orijinal bir fikir olsa da, benim ilk tepkim ise “eee bu fikrin neresi yeni ?” oldu !
İnsanların gerçek dünyadan sıyrılarak sanal bir dünyada, yaşam kurması temelindeki Metaverse fikri ilk kez 1990 da yazılan Snow Crash adlı bir kitapta ortaya atılmıştı ve bu fikir 2000 yılında Linden Labs adlı bir Amerikan firması tarafından “Second Life” yani “ikinci hayat” adı ile hayata geçirildi.
Second Life isimli bu dünya bugün hala milyonlarca kullanıcısı olan bir platform ve Metaverse kullanıma açıldığında olacağı veya yapılabileceği söylenen hemen her şey bu dünyada 20 yılı aşkın süredir zaten var, hatta bundan 10 sene kadar önce bu dünyaya ben de içerik üreterek para kazanıyordum.
Second Life devasa bir dünya, her bir sunucu bu dünyadaki bir adayı oluşturuyor ve kendinize özel bir bir ada veya bu adalarda arsalar kiralayabiliyorsunuz.
Bu dünyanın Linden Dolar adlı kendi para birimi var ve sanal dünyada içerisindeki tüm ticaret bu para birimi kullanarak yapılıyor. Gerçek dünyada olduğu gibi bu para birimi dolar karşısında kimi zaman değer kaybediyor kimi zaman değer kazanıyor, hatta TL ye kıyasladığımızda 11 Aralık itibari ile 1 TL = 23,05 Linden Dolar ediyor.
Bugün NTF olarak adlandırılan sanal sanat eseri ticareti bu platformda oyunun kendi para birimi ile yapılıyor ama amaç sanat eseri koleksiyon yapmak değil.
Second Life’da bugün, dünya çapında binlerce Türkiye’de ise 100 civarı içerik üreticisi var. İçerik üreticileri, bu sanal dünyadaki karakterlerde kullanılmak üzere, kıyafet, ayakkabı, takı, aksesuar, ev eşyası, bina ve hatta cinsel içerikli içerikler üretip satıyor.
Kullanıcılar satın aldığı ürünleri kendi karakterlerine giydirebiliyor, bir arsa satın alıp ev veya mağaza kurup dekore edebiliyor. Belki inanmayacaksanız ama, 2007 yılında Türkiye'nin en büyük beyaz eşya üreticilerinden biri olan Vestel, Second Life'da kendi showroomunu açmıştı.
Bu sektörlere hizmet veren, grafik tasarımcı, influencer, manken, kameraman gibi mesleklerden para kazanan da binlerce insan var.
Bu sanal dünyada da Metaverse’de olacağı gibi arkadaşlarınızla sosyalleşebilir, sesli ve yazışarak sohbet edebilir, oyundaki mekânlarda gezebilirsiniz.
Nokia Symbian, Blackberry, Windows Mobile telefonlar, chat yapabilir, internette gezinebilir, resim çekebilir, video isleyebilir, e posta alıp gönderebiliyordu, ama bu cihazları akıllı telefon adlandırmıyorduk. Ne zaman ki Apple IPhone’yi Google satın aldığı Android işletim sistemini piyasaya sürdü telefonlarımız akıllı telefon olarak adlandırılmaya başlandı.
Metaverse konusu da muhtemelen akıllı telefonlarda olduğu gibi ekonomik gücü ve reklam kabiliyeti yüksek olan facebook’un bu konudaki yatırımı sonrasında hayatımıza girecek ve belki de hepimiz bu dünyada, coğrafi sınırları olmayan global bir dünyada zaman geçirmenin yanında, çalışan, bu platform ile para kazanan bir hayata başlayacağız.
Metaverse hayatımıza girmeden, geleceğin nasıl olacağını görmek, gelecek olan dünyadan haberdar olmak isteyenler Second Life’a giriş yapıp bizi nelerin beklediğini görebilirler…
14 yıldır Secondlife oynuyorum. Ben böyle tanıtım görmedim.