AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 53. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ödül Töreni'nde konuştu.
Erdoğan "Evlatlarımıza, kendilerine, ailelerine, devletine, milletine en ideal hizmeti nasıl verebilecekse onu sağlama gayretindeyiz. Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ayşe'miz, Ahmet'imiz, Mehmet'imiz var" dedi.
"Millet Kütüphanemiz, gençlerimizin adeta ikinci evi gibi 24 saat açık. 24 saat içinde gelen öğrencilerimize çay, simit, nescafe, kek, bunları 24 saat sunuyoruz. Dün Pakistan Başbakanı buradaydı, kendisine bulunduğumuz yerden gösterdim, gezmende fayda var. Bugün oraya gittiler, gezdiler. Gezdiklerinde hepsi hayran kalıyor. Dünyada bu Millet Kütüphanesi'nin neredeyse eşi benzeri yok. Bununla iftihar edebiliriz. Önemli olan birileri ne yapıyor değil, biz birilerinin yaptığını aşabiliyor muyuz? Önemli olan bu. Müslüman Türk'e bu yakışır. Ben birçok mimar arkadaşımıza dünyayı gezecek, beğendiklerinizi alacaksınız, Külliyemize Millet'in Evi'ni yapacaksınız dedim. Sağ olsunlar, yaptılar. Mesele işte bu, Batı'nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil. Kongre ve Kültür Merkezi'miz en önemli toplantılara ev sahipliği yapıyor. Şimdi yetmedi, İstanbul'da da yapıyoruz. Rami Kışlamız vardı, orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. Bu yıl bitecek, öğrencilerimiz orada da derslerini çalışacaklar.
Evlatlarımıza, kendilerine, ailelerine, devletine, milletine en ideal hizmeti nasıl verebilecekse onu sağlama gayretindeyiz. Az önce perdede izledik, inşallah içinizden biri veya ikisi inşallah uzaya gidecek mi? Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ayşe'miz, Ahmet'imiz, Mehmet'imiz var.
Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı. Asıl yıkıcı etkisi eğitim başta olmak üzere gençlerimizi geliştiren alanlara oldu. Gençlerimizin geleceği de karartıldı. Yüksek Öğretim hakkı imtiyazmış gibi gösterilerek pırlanta gibi gençlerimiz ile hayalleri arasına girildi. Bakmayın siz bugün gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara, biz bunların cemaziyelevvelini iyi biliriz.
Şimdi hukuktan dem verenler geçmişte yapılan ayrımcılığa ses çıkarmadı, hatta çanak tuttu. Özgürlük narası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkarmamışlar, hatta teşvik etmişler. Darbecilerin önünde el pençe divan duran siyasetçileri unutmadık.
UZAY AÇIKLAMASI
uzay misyonumuzu küçümseyenlere, aklınca alay edenlere de rastlıyoruz. Hatta biri çıkmış, ‘her şey bitti, şimdi sıra uzaya mı geldi?’ diyor. Tabii bunların böyle işlere vizyonu yetmez. Bunlar bırakın insan ya da roket göndermeyi gökyüzüne kağıttan uçak bile fırlatamaz.
Biz uzay yarışında olacağız. Hem de en ön saflarda yer alacağız. Uzaya göndereceğimiz evladımız belki de bu salonda. Belki de uzay dönüşünde de onu karşılamaya gideceğiz. Bu yarışı köhnemiş, ilkel müptezel zihniyetlerle değil sizler gibi -az önce izledik- gözü uzayda olan pırıl pırıl ‘Teknofest kuşağı’ ile kazanacağız."
Erdoğan "Evlatlarımıza, kendilerine, ailelerine, devletine, milletine en ideal hizmeti nasıl verebilecekse onu sağlama gayretindeyiz. Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ayşe'miz, Ahmet'imiz, Mehmet'imiz var" dedi.
Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkan satır başları:Recep Tayyip Erdoğan: "Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ayşe'miz, Ahmet'imiz, Mehmet'imiz var!"
— Aykırı (@aykiricomtr) June 2, 2022
"Millet Kütüphanemiz, gençlerimizin adeta ikinci evi gibi 24 saat açık. 24 saat içinde gelen öğrencilerimize çay, simit, nescafe, kek, bunları 24 saat sunuyoruz. Dün Pakistan Başbakanı buradaydı, kendisine bulunduğumuz yerden gösterdim, gezmende fayda var. Bugün oraya gittiler, gezdiler. Gezdiklerinde hepsi hayran kalıyor. Dünyada bu Millet Kütüphanesi'nin neredeyse eşi benzeri yok. Bununla iftihar edebiliriz. Önemli olan birileri ne yapıyor değil, biz birilerinin yaptığını aşabiliyor muyuz? Önemli olan bu. Müslüman Türk'e bu yakışır. Ben birçok mimar arkadaşımıza dünyayı gezecek, beğendiklerinizi alacaksınız, Külliyemize Millet'in Evi'ni yapacaksınız dedim. Sağ olsunlar, yaptılar. Mesele işte bu, Batı'nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil. Kongre ve Kültür Merkezi'miz en önemli toplantılara ev sahipliği yapıyor. Şimdi yetmedi, İstanbul'da da yapıyoruz. Rami Kışlamız vardı, orayı da kütüphaneye çeviriyoruz. Bu yıl bitecek, öğrencilerimiz orada da derslerini çalışacaklar.
Evlatlarımıza, kendilerine, ailelerine, devletine, milletine en ideal hizmeti nasıl verebilecekse onu sağlama gayretindeyiz. Az önce perdede izledik, inşallah içinizden biri veya ikisi inşallah uzaya gidecek mi? Birilerinin Neil Armstrong'u varsa bizim de Ayşe'miz, Ahmet'imiz, Mehmet'imiz var.
Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı. Asıl yıkıcı etkisi eğitim başta olmak üzere gençlerimizi geliştiren alanlara oldu. Gençlerimizin geleceği de karartıldı. Yüksek Öğretim hakkı imtiyazmış gibi gösterilerek pırlanta gibi gençlerimiz ile hayalleri arasına girildi. Bakmayın siz bugün gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara, biz bunların cemaziyelevvelini iyi biliriz.
Şimdi hukuktan dem verenler geçmişte yapılan ayrımcılığa ses çıkarmadı, hatta çanak tuttu. Özgürlük narası atanlar, geçmişte insanlarımızın en temel haklarının bile ellerinden alınmasına ses çıkarmamışlar, hatta teşvik etmişler. Darbecilerin önünde el pençe divan duran siyasetçileri unutmadık.
UZAY AÇIKLAMASI
uzay misyonumuzu küçümseyenlere, aklınca alay edenlere de rastlıyoruz. Hatta biri çıkmış, ‘her şey bitti, şimdi sıra uzaya mı geldi?’ diyor. Tabii bunların böyle işlere vizyonu yetmez. Bunlar bırakın insan ya da roket göndermeyi gökyüzüne kağıttan uçak bile fırlatamaz.
Biz uzay yarışında olacağız. Hem de en ön saflarda yer alacağız. Uzaya göndereceğimiz evladımız belki de bu salonda. Belki de uzay dönüşünde de onu karşılamaya gideceğiz. Bu yarışı köhnemiş, ilkel müptezel zihniyetlerle değil sizler gibi -az önce izledik- gözü uzayda olan pırıl pırıl ‘Teknofest kuşağı’ ile kazanacağız."
