Enes Kara...
Henüz 19 yaşında, Elazığ Üniversitesi Tıp Fakültesi 3.sınıf öğrencisiydi.
Bugün acı bir şekilde, geride bıraktığı ağır bir not ve video kaydıyla yaşamına son verdi. Artık yok...
Video kaydını izlediğimde çok çok üzüldüm. Kendisini çok iyi ifade eden, temiz yüzlü bir genç vardı karşımda.
Ne yazık ki kendi ifadesiyle yaşama sevincini kaybetmişti.
Ailesinin büyük baskılarına maruz kaldığını anlatıyor, üniversitede biraz olsun rahatlayacağını düşünerek hep geleceğe umutla baktığını söylüyor ama olmuyor.
Üniversiteye geldiğinde de ailesinin zoruyla cemaat yurduna veriliyor.
Orada vakit namazlarına zorunlu katılım ve sonrasında yapılacak görevlerle ilgili kısır bir döngüye giriyor. Sohbetler, zorunlu kitap okumalar, baskılar, yurt için çalışmalar, yemek yapma, temizlik...
Derken kendisine ayıracağı hiç vakti kalmıyor, dersleri günden güne kötüye gidiyor. Girdiği bunalımla birlikte geriye bir intihar videosu çekiyor ve bıraktığı notla yaşadıklarını anlatıyor.
Nottan önemli bölümleri paylaşmak istiyorum:
"Ya nerden başlasam bilemiyorum şöyle diyim tıp okuyorum ve notlarım berbat bir durumda elimden geldiğince çalışıyorum ama olmuyor(ki çalışmak için pek de vaktim olmuyor ilerde anlatacağım) sınıfı geçemeyeceğim bu gidişle.
Hadi daha kolay bir üniye geçtim mezun olunca tus var köpek gibi çalışman gerekiyor hadi ona da çalıştım sonra asistan oluyorsun ve mobbinge maruz kalıyorsun, uzun sürelerde sıkça nöbet tutuyorsun, psikolojik-fiziksel şiddete maruz kalabiliyorsun daha da uzar kısacası insancıl şartlarda çalışamıyorsun, gençliğini çürütmenin, emeklerinin karşılığını alamıyorsun ve sorunlar uzman olunca da bitmiyor bitse bile hayatımın önümdeki 10 yılına tekabül ediyor bu süre, aldığın maaş da 8k falan hadi 10 olsun yoksulluk sınırını bile geçemiyor.
Tıp okuyan konuştuğum herkesin hedefi yurt dışına gitmek zaten internette azcık araştırırsan az buçuk anlarsın doktorların durumunu. Bunlara ek olarak dersleri anlamıyorum ilgim alakam falan da yok tıpa karşı. Başka bölüme geçsem başta işsizlik ve düşük maaş olmak üzere bir sürü başka sorun, devlette çalışmak istesen torpilin yoksa mülakatta eliyorlar falan falan.
Düzgün bir iş falan bulsan bile ülkenin ekonomik durumu ortada herhangi bir gelişmiş ülkede ortalama bir insandan çok daha fakir olacaksın. Köle gibi çalıştırıp kıt kanaat geçinip buna "hayat" diyeceksin. Ha paraya düşkün bir değilim ama çabalarının karşılığını Türkiye'nin süper güç olduğunu, geçmişin çok daha kötü olduğunu söyleyip duran aptal insanlar ( çevrende böyle düşünen biri varsa kusura bakma ama benim ailemin tamamı böyle)oldukça asla alamayacaksın. Sen de bunları biliyorsun, anladığım kadarıyla benzer bir durumdasın, gelecek kaygısını sürekli yaşıyorsun zaten Türkiye'de hiçbir genç geleceğe umutla bakamıyor ve ülkenin en büyük sorunlarından bu zaten.
Bu ilk sorundu bir de ailem var. Ben yaklaşık 11. sınıftan beri müslüman değilim ailemse tam tersi Türkiye'deki en yobaz ailelerden biri. En basitinden dayım 10 yıllık sevgilisi ile sırf saçı açık diye evlenememişti.
Enes Kara, henüz 20 yaşında, tıp fakültesi 2.sınıf öğrencisiydi. Bugün intihar ederek yaşamına son verdi. Enes'in geride bıraktığı video ve not çok önemli.
— Batuhan Çolak (@batuhancolak33) January 10, 2022
Zorunlu olarak cemaat yurdunda kaldığını ve hayattan nasıl koparıldığını tek tek anlatıyor: "Yaşama sevincimi kaybettim.” pic.twitter.com/05CMgBIGvw
Şu an onların zoruyla cemaat yurdunda kalıyorum kalıyorum. Lisede ve ortaokulda yine böyle medreselere sıkça geliyordum bazı tatillerde yatılı kalıyordum. O zamanlar da istemiyordum ama ailem zorluyordu ve haftada 1-2 gün geliyordum ya da yılda 1-2 hafta yatılı kalıyordum çok da zor değildi bir de en fazla üniversiteye kadar gelirim zaten diye düşünüyordum. Burda vakit namazları zorunlu. Cemaat şeklinde kılıyoruz namazdan sonra ders var vs. 30dk sürüyor yaklaşık her vakit, günlük 1 saat burda olan kitaplardan okuman zorunlu haftanın 3 günü cemaat dersine katılman zorunlu yemekleri yine öğrenciler yapıyor, haftanın 1 günü temizliği yine biz yapıyoruz. Sabah namazıyla uyanıyorum, okula gidiyorum geliyorum, akşam namazı, yemek, okuma, yatsı namazı, cemaat dersi sonra saat 10 zaten ertesi gün tekrar 6.30 gibi tekrar namaza uyanıyorum. Pazartesileri böyle , diğer günler de cemaat dersi yok bir tek 8d e serbest oluyorum,hafta sonu da benzer yine 3 saat gibi vir şey kalıyor ve kalan zamanda adam akıllı ders de çalışamıyorum çünkü psikolojik olarak yorgun oluyorum.
Bu 2 sorunu ayrı ayrı düşününce aslında katlanalamayacak şeyler değil ama bunları birleştirince tüm yaşama sevincimi alıyor, özgür hissetmiyorum kendimi 24 saatten kendime ayırabildiğim 3 saat falan.
Buna ek olarak dönem sonlarında okuma programı oluyor 1 hafta boyunca sabahtan akşama kadar burdaki kitaplardan okuyorsun telefonuna falan da el koyuyorlar. Düşünsene bir dönem buna katlanıyorsun sonra ara tatil diye seviniyorsun ama yok zorla okuma programı var. Yazarken bile kötü oluyorum. Her günüm stresle geçiyor, saçım dökülüyor arada beyazlar var (bir süredir okulu saldığım için eskisi gibi değil gerçi artık).
19 yaşımı asla böyle hayal etmemiştim.
Anlıyor musun bu şekilde yaşamaya katlanamıyorum. Bu şekilde yaşamaya mezun olana kadar katlansam bile ne ailemin baskısı bitecek ne de yaşamaya değer bir hayatım olacak. Ha, belki iyi bir hayatım da olur ilerde doktorlar daha insancıl şartlarda çalışır ve ailem bir şekilde anlayışla karşılar ya da ailemle bağımı keser ve başka bölüme geçerek içinde bulunduğum durumdan kurtulabilirim ama bunu yapmak için herhangi bir motivasyon ya da yaşama sevincim de kalmadı artık.
Son zamanlarda tek düşündüğüm 2 kız kardeşim.
Onlar benden daha fazla baskıyla büyüyecekler en basitinden şu an biri lisede ve ortaokulu imam hatipte okudu ve liseyi imam hatipte okumak istemedi. Ama onun fikrinin ne önemi var ki şu an ailemin zoruyla imam hatipte okuyor yine. Yarın öbür gün açılmak isterse? Ya da benim gibi dinden çıkarsa? Hayat on(lar)a da zindan olacak benim gibi."
YAŞAMINA SON VERDİ
Enes, maalesef yaşadıklarını bu kadar detaylı bir şekilde anlattıktan sonra kardeşlerini düşünerek "Benim yaşadıklarımı onlar yaşamasın" diyerek intihar ediyor.
Vatandaşlar tarafından Hilalkent Mahallesi’nde bulunan cemaat yurdunun önünde cansız bedeni bulundu.
Çok çok acı bir tablo.
Ailelerin çocuklarına baskı yapmamaları onların istemediği bir hayatı yaşatmamaları gerekiyor. Bu gencimiz, ailesinin baskısıyla adeta mahkum edilmiş bir hayatı yaşıyor. Sonrasında gelecek ümidini yitirmiş.
Yazdıklarını okudukça, videoyu izledikçe insanın içi, kalbi sıkışıyor. Bu yazdığım en zor ve en ağır yazılardandı... O yüzden sözü çok da uzatmak istemiyorum.
Dileğim, bu şekilde kaybettiğimiz son gencimiz olsun.
Ailelere de bir çağrım var; çocuklarınızı önemseyin, dinleyin ve hayatlarını onlara verin.
Bazen arkadaşlarımda bana kendilerini anlatırlar dinlerim onlar için üzülürüm ama bu adama (Enes kara ) daha bı başka oldum okurken ağlayacaktım kimse evladına bu kadar baskı uygulamasın kimse baskıya gelemez herkesin içinde bir yaşama sevinci olmalı kimsenin ki zorla elinden alınmamalı
Gencecik bir cocuk gitti. Tum yasam sevincimi elimden aldilar deyisi icler acisi.. piril piril bir genc.. toplumda bir birey olabilmek icin ne kadar cok cabalamis. Bu cocugu o kadar buyut bu yasa getir ama hep korku ve tehditle… Ben hem bu cocuga yandim Hem de kizkardeslerinin gelecegi icin korkuyorum..:-(
Bu yurtlar kapatılmadıkça,süleymancılık,Nurculuk gibi adlı astarı olmayan yurtlar cemaat sıfatıyla sadece çocuklara gençlere tecavüz,ölüm şiddet ve zorlama ve tahrik unsurlarıyla nasıl bir eğitim veriyorlar işte görünen köy kılavuz istee mi?Daha kaç çocuk ölecek,bu hoca kılıklı pislikler yüzünden..Dinde zorlama var mı arkadaşım.Bunlar Hangi Kuran'da yazıyor.Demek ki bu aczmendi kılıklı hoca geçinen İslamiyet düşmanlarını ülkeden çıkarmak lazım.. Mazallah bunlar şirk de yapıyordur.Bu tarz pisliklerden herşeyi bekleyin.çocuklara gençlere şirk yapmayı,büyü yapmayı öğreten kurslar da var.Galiba o da bunlardan.
TÜRKİYE ENES KARA’YI KONUŞUYOR Bırakınız Enes Kara’yı konuşmayı, yıllardır inançlı birinin Dini inancı gereği ibadetlerini yapmış ömrünün sonuna gelmiş biri bile olsa, kendilerini İmam hatipli dindarlar diye tanıtarak 19 Yıl önce iktidara gelen AKP hükümetini gördükten sonra, Eğer bu kişi Ateist olmuşsa? Vallahi billahi tallahi Allah onu cehenneminde yakmaz.
Allah adına ahkam kesmeyi bırakın Allahu Teala kimi cehenneme atacağını kimi atmayacağını zaten bildirmiş. Çocuk müslüman olmadığını söylüyor açıkça. Aslında Türk halkının çoğu İslama inanmaz, sadece İslam diye kafasında kurguladığı gerçeklerle alakası olmayan, kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan bir din vardır ona inanır, biraz okul falan okuyup İslamın gerçekte ne olduğunu öğrenenler de bu genç gibi vay be İslam buysa ben müslüman değilim deyip o kurgusal dinle de ilişkisini tümden keser. Cemaatlerin yapması gereken aslında Kitaba göre müslüman olmayan kişilere zorla namaz kıldırıp oruç tutturmak değildir. Müslüman bir ülkede yaşadığımız safsatasını bir kenara bırakıp önce İslamı kendileri öğrensinler, sonra da başkalarına düzgün bir şekilde öğretsinler yapılacak şey budur.
Vicdan nedir? Vicdansız aileler, aile nedir ?
Çocuk ekonomik değerlendirmelerde talihsiz yanlışlar yapmış. Ekonomi dün iyi değildi, bugün de iyi değil, yarın da olmayacak. Üstelik seçtiğiniz muhalefet de bunu sağlayamaz. Muhalefet Batı'ya karşı pısırık olur, her şeyi batılılara devreder. Hükümet ise kendi kararlarını güçlendirmeden iş yapıyor, sonunda istemeden devreder. Muhalefet ağırlıklı Muhalafet-Hükümet-Türkiye üçgeninde hiçbir şey doğru gitmez. Burası uzar gider... 20 yaşında birinin sosyal medyadaki *** değerlendirmeleri doğru kabul edip üstüne bir de *ilk yıl yurt stresi* üzerine eklenip iletişim kurmayı bilmeyen aile ile birleşince intihar etme riski çok fazla öğrencilerin. Bu yüzden yurt öğrencilerinin ilk yıllarında sınıf arkadaşlarıyla veya bölümleriyle aynı odalara konulup birinci ay sonu gezi ve piknik yapılmalı.
Muhalefet belki tarihin en iyi yönetimi olacak,nereden biliyorsunuz müneccimmisiz.denemeden görmeden bu nedir
Rica ediyorum objektif yaklaşın. Affedersiniz de bunun konuyla alakası ne? Sizin için her şey siyasetten ibaret mi muhalefet gelirse şu olacak bu olacak şuan bizim hangi değerimiz satılmadı bi söyler misiniz ve burada genç orada muhalefetten bile söz etmemiş nedir bu savunuculuk kendinize gelin ve insanlık değerini hatırlayın bu genç intihar etmiş bütün bu zihniyet yüzünden bir gencin özgürlük hakkı bir ülkede kısıtlanıyorsa ve yaşama hakkı dolaylı yoldan istismar ediliyorsa ve devletin en büyük sorunu bunlar değilse bu durum savunulmaya değmez sizin o kadar uzun yazdığınız bu paragrafta o gence tek bir üzüntü belirtisi, en ufak destekleyicilik yok muhalefet şu muhalefet bu bilmem değişmeyecek falan burada konu hiç siyasiye dönmedi siz nasıl bir koca paragraftan bunu çıkarabildiniz? Vicdan, insanlık değerlerinden bu kadar mı yoksun olundu gerçekten? Ben de 19 yaşında bir gencim ve ne muhalefet ne hükümetin taraftarıyım ne de karşı olduğunuz hiçbir siyasi düşünceyi savunuyorum. Karşı olduğum tek zihniyet işte bu anlattığım durumla yaşayan insanların zihniyeti. Bu gençler intihar ettikçe, yaşam sevinci sömürüldükçe kimse kürsüye çıkıp yok şunu şunu yapıyoruz yok biz gelirsek şunu şunu yapacaz demesin, deme hakları yok! Ama işte gelin görün ki durum bu. Diyebileceğim pek bir şey kalmadı vermek istediğim tüm mesaj şuan bu paragrafta zaten artık mesajı alıp almamak size (okuyan tüm vatandaşlara) kalmış...
Bu konuda bile siyaset ve troll kafası, bokunda boğulun Nalet insanlar