Polis tayinleriyle ilgili yapılan düzenleme Emniyet içinde ciddi bir rahatsızlık oluşturdu. Polislere bir dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. Sendikaları yok, seslerini duyurabilecekleri bir ortam yok, içlerine atıyorlar, kendi aralarında konuşuyorlar, üstlerine iletiyorlar. Ama haliyle sesleri çıkmıyor.
Ama ortada ciddi sorun ve hatalar var.
Bir örnek vermek istiyorum.
Hendek barikat operasyonlarında bir uzvunu vatana feda eden, kahraman polisimizi anlatacağım.
2012 yılında zorunlu şark hizmetini yapmak için Van'a gidiyor daha sonrasında da İstanbul'a tayini çıkıyor. Ardından hendek operasyonlarıyla bölgeye gidiyor. Onlarca sıcak çatışmaya giriyor.
Operasyonlar sırasında teröristlerle girilen sıcak çatışmalarda bir uzvunu kaybederek gazi oluyor. Polislik mesleğini de bırakmıyor. Operasyonlara çıkmasa da aktif bir şekilde ülkesine hizmet etmeye devam ediyor.
Yeni yapılan düzenleme gazi, şehit ailesi ve engellileri ikinci şark tayininden muaf tutarken, Özel Harekatçı polisleri gazi olsalar bile muaf tutmuyor.
"Kendimi çok kötü hissediyorum" diyerek söze başladı ve anlattıkları beni çok etkiledi.
Sözü birinci ağız olarak kendisine bırakmak istiyorum.
"Kendimi çok kötü hissediyorum. Biliyorsunuz, Emniyet atama yönetmenliği değişti geçenlerde. İtirazlar oldu, EGM açıklama yaptı; “Haklar genişletildi” minvalinde bi yazı paylaştı.
Ancak şöyle bişey var ki; Yönetmeliğin 15. Maddesinde şark görevinden muaf tutulanlarla ilgili bir bölüm var. "Özel harekat branşlı personel hariç" diye başlıyor...
Muaf tutulanlar; Gaziler, şehit aileleri, engelliler vs.
Ben Özel Harekat'ta çalışan bir terör gazisiyim.
Benim gibi birçok arkadaşıma şark portalı açıldı. Zaten Gaziler olarak birçoğumuz şark görevi yaparken malül olduk.
Ben bunu söylemeye bile utanıyorum ama, teşkilatımız maalesef sahip çıkmadığı gibi 'İki gün içerisinde ya istifa edin ya da ikinci şark görevine gidin" diyor.
Eskiden bütün polislerin 1 şark zorunluluğu vardı. Özel harekat branşlı olanlardan ise 2 şark isteniyordu. Ben 2012 yılında şark görevimi Van'da yaptım. Sonra İstanbul’a tayine geldim. Burdan dış görev ile Hendek barikat operasyonlarına katılıp orda çatışmada uzuv kaybedip malülen emekli edildim. Gazi ünvanı aldım. İkinci şark görevimi de gazi olarak tamamlamış oldum.
Şu an 3713 sayılı terörle mücadele kanunu ve 657 sayılı memur kanunu “Gaziler, şehit aileleri, engelliler vs şark görevinden muaftır” diyor.
Ancak geçen hafta yayımlanan EGM atama ve yer değiştirme yönetmenliğinde 15. Maddede “Özel Harekat branşı hariç aşağıdaki personel şark görevinden muaftır” diye başlıyor. Orada şehit aileleri Gaziler bir engelliler vs sayılıyor.
Yani ben Özel Harekat branşından ayrılırsam şark görevinden muaf olacağım.
Türkiye genelinde Özel Harekat branşında çalışan en fazla 150 Gazi vardır benim gibi. Biz mi battık göze.
Abi sağlıklı olsam burada olmazdım. Zaten şark görevinde olurdum. Sorun konfor alanından çıkamamak değil. Sorun zaten aktif saha görevi yapamıyorken, büro personeliyken şarka gönderilmek. Bir çoğumuz doğuya gitmeyi, görevi, gerekirse ölmeyi batının rahatına değişmez. Ama yılın belirli günlerinde kameralar önünde 'Gazi, kıymetlimiz' denilmesi ama kameralar gittiğinde şarka zorlanarak mobing uygulanması kırıcı..."
Kahraman polisimizin sesine ses olmaya çalıştım. Kendi aktardıklarını aynen sizinle paylaştım.
Mevcut düzenlemeyle polisler ciddi bir mağduriyet yaşadıklarını belirtirken, Özel Harekatçı olup da gazi olanların yeniden Şark görevine dahil edilmesi, bunun bir emrivaki şeklinde gerçekleşmesi son derece kırıcı, üzücü.
Bu hatalardan dönülmesi gerekiyor.
Kıbrıs gazileri yakınlarıda kapsam dışı bıtakıldı