Uygur Türkleri, Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler konuşmasına tepki gösterdi

Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Uygur Türklerinden tepki geldi. Uygur Türkleri, "Doğu Türkistan ve halkı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Uygurlarla ilgili BM Genel Kurulu'nda yaptığı zedeleyici açıklamayı kınıyor" açıklamasında bulundu.

ABD'nin New York kentinde Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Türkistan'da Çin'in soykırım uyguladığı Uygur Türkleri için "Çin'in toprak bütünlüğü perspektifinde Müslüman Uygur Türklerinin temel haklarının korunması hususunda daha çok çaba gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz" açıklamasında bulunmuştu.

"SOYKIRIMA AÇIK BİR ŞEKİLDE DESTEĞİNİN SİNYALİNİ VERMİŞTİR!"
Erdoğan'ın tek cümlelik açıklamasına Uygur Türklerinden tepki geldi. Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti tarafından yapılan açıklamada, "Doğu Türkistan ve halkı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Uygurlarla ilgili BM Genel Kurulu'nda yaptığı zedeleyici açıklamayı kınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uygurların ve diğer Türk halklarının karşı karşıya kaldığı devam eden soykırımın ciddiyetini azaltırken, Çin'in sözde “toprak bütünlüğü” bağlamında temel haklarını iyileştirmesi için Çin'e çağrıda bulundu. Türkiye Hükümeti, böylesine zararlı bir açıklama yaparak, Çin'in Doğu Türkistan'ı işgaline ve sömürgeleştirmesine ve halkının soykırımına açık bir şekilde desteğinin sinyalini vermiştir" denildi.

Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle;
21 Eylül 2021'de başlayan 76. BM Genel Kurulu'nun üst düzey Genel Müzakeresinin ilk günü. Dünyanın birçok ülkesinin lideri, kendi ülkelerinin ve tüm insanlığın karşı karşıya olduğu sayısız zorluktan bahsetti. Ne yazık ki, 34 devlet başkanından sadece iki devlet başkanı, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı, İşgal Altındaki Doğu Türkistan'da Uygurlara ve diğer Türk halklarına yönelik devam eden soykırım ve zulme kısaca değindi.

21. yüzyılda 2021'e kadar devam eden soykırımla karşı karşıya olan bir ulus olarak Doğu Türkistan, uluslararası toplumun Çin'in İşgal Altındaki Doğu Türkistan'da devam eden soykırımına karşı kasıtlı kayıtsızlığını kınıyor.

Bu yılın başlarında, 19 Ocak 2021'de ABD Hükümeti, Çin'in Uygurlara, Kazaklara, Kırgızlara ve diğer Türk halklarına karşı devam eden zulümlerini resmen soykırım olarak tanıdı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap ettiği ve uluslararası toplumu, işgal altındaki Doğu Türkistan'da “Çin'in devam eden ırksal, etnik ve dini grupları hedef almasını seslendirmeye ve kınamaya” çağırdığı için Amerika Birleşik Devletleri'ni takdir ediyoruz. Bununla birlikte, ABD Hükümeti'nin, BM Soykırım Sözleşmesi'nde tanımlanan soykırım ve insanlığa karşı suçlardan dolayı Çin'i önlemek ve cezalandırmak için somut bir adım atmaması karşısında dehşete düştük.

Yerleşik uluslararası yasaları ve kurumları kullanarak, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere uluslararası toplum, Çin'in İşgal Altındaki Doğu Türkistan'daki Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türk gruplarına karşı devam eden soykırımına karşı ahlaki, insani ve siyasi bir sorumluluğa sahiptir.

Birleşmiş Milletler üyesi devletler de dahil olmak üzere uluslararası toplumu, 21. yüzyılın en şiddetli insani krizi olan Doğu Türkistan'da Çin'in devam eden soykırımını ele almaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Onları, uluslararası hukuk ve BM Şartı'nın yerleşik ilkeleri uyarınca insanlığa ve insanlık onuruna yönelik taahhütlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.

BM'yi ve üye devletleri, İşgal altındaki Doğu Türkistan'da Uygurlara ve diğer Türk halklarına yönelik devam eden soykırımdaki rolleri nedeniyle Şi Cinping de dahil olmak üzere Çinli yetkilileri derhal soruşturmaya ve kovuşturmaya çağırarak Doğu Türkistan'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi aracılığıyla adaleti sağlama çabalarını desteklemeye çağırıyoruz. BM Güvenlik Konseyi'ni ve Birleşmiş Milletler Üye Devletlerini, Uluslararası Adalet Divanı'nda devam eden soykırımı nedeniyle Çin'e karşı paralel bir dava açmaya çağırıyoruz.

Doğu Türkistan ve halkı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Uygurlarla ilgili BM Genel Kurulu'nda yaptığı zedeleyici açıklamayı kınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uygurların ve diğer Türk halklarının karşı karşıya kaldığı devam eden soykırımın ciddiyetini azaltırken, Çin'in sözde “toprak bütünlüğü” bağlamında temel haklarını iyileştirmesi için Çin'e çağrıda bulundu. Türkiye Hükümeti, böylesine zararlı bir açıklama yaparak, Çin'in Doğu Türkistan'ı işgaline ve sömürgeleştirmesine ve halkının soykırımına açık bir şekilde desteğinin sinyalini vermiştir.

Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şi Cinping de BM Genel Kurulu'na hitaben saçma bir açıklama yaptı. Çin'in Doğu Türkistan'da devam eden bir sömürgeleştirme, soykırım ve işgal kampanyasına girişmesine rağmen, Xi Jinping, “Çin asla ve asla başkalarını işgal etmemiş, başkalarına zorbalık etmemiş veya hegemonya aramamıştır” şeklinde yanlış bir beyanda bulunmuştur.

1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana Çin, Doğu Türkistan (1949), Tibet (1950), Hindistan (1962) ve Vietnam (1979) dahil olmak üzere birçok ülkeyi işgal etti. Geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca, özellikle 21. yüzyılın başlangıcından bu yana Çin, güç kullanarak ve komşu ülkeleri itaatkar bir ilişkiye zorlayarak agresif bir yayılmacılık kampanyası yürütmüştür. Çin, Kuşak ve Yol Girişimi'ni (BRI) kullanarak küresel hegemonyayı güç yoluyla elde etmek için kötü niyetli bir strateji izliyor.

Çin'in İşgal Altındaki Doğu Türkistan'da Uygurlara ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırımı, Holokost'tan bu yana dünyanın tanık olduğu en önemli ahlaki, siyasi ve insani krizdir. Uluslararası toplumun böylesine üst düzey bir küresel forumda bu krizi küçümsemesi ve kayıtsız kalması endişe verici. Soykırım ve insanlığa karşı diğer suçların faillerini önlemek ve cezalandırmak için uygun bir eylem eksikliği, yalnızca Çin'i ve farklı habis rejimleri cezasız kalmaya teşvik edecek ve böylece küresel istikrar ve güvenliği ve Birleşmiş Milletler'in amacını baltalayacaktır.