Türkiye 'Her ile bir üniversite' politikası ile yüzleşiyor!
Milyonlarca vatandaşı etkisi altına alan yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı, ekonomik kriz, işsizlik ve bunların sonucunda özellikle gençlerin yaşadığı gelecek kaygısı günden güne büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Her ile bir üniversite düşüncesiyle Türkiye'nin dört bir yanına açılan üniversitelerde, akademik başarı yerine şehrin ekonomisini canlandırma amacı güdülünce vahim sonuçlar ortaya çıkıyor.
AHMET KUT / AYKIRI
Diploma sayısının karşılıksız şekilde yükseltilmesi sonucu yeterli istihdam sağlanmadığı için diplomalı işsiz olarak sınıflandırılan çoğu yeni mezun, karın tokluğuna hangi işi bulursa orada çalışıyor. Geleceklerini yurtdışında arama çabasına giren gençler, ülkedeki akademik seviyenin düşük olduğunu ve işverenlerin, kendilerini kötü şartlarda çalıştırmasından şikayetçi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gençlerde işgücüne katılma oranı 2019’da yüzde 44,4 iken 2020’de yüzde 39’a geriledi. Özellikle Koronavirüs şartlarında daha sıkıntılı günler yaşayan yeni mezunların istihdam edinememesi sonucu Türkiye, genç işsizliği yönünden dünyanın en kötü 18 ülkesi arasında yer aldı.
DİPLOMALI MÜHENDİS ORANLARI GİDEREK YÜKSELİYOR
Gelişen teknoloji ile ihtiyaç duyulan bilişimciler ve mühendisler dünyanın birçok ülkesinde önde tutulurken TÜİK verilerine göre mühendislik alanından mezun olan gençlerin işsizlik oranı yüzde 12,1 civarında. Bu oran, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesine göre “Her üç inşaat mühendisinden biri, genç mühendislerin ise yarısı işsizdir” şeklinde iken MMO Genel Başkanı Ali Ekber Çakar’a göre tüm mühendislerin işsizlik oranı ise yüzde 25 civarında.
Öte yandan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesinin açıklamasına göre elektrik mühendislerindeki genel işsizlik oranı ise yüzde 12,6.
Bilişim teknolojileri ve mühendislik alanlarındaki sorunlarına değinen Kemalist Yön Hareketi’nin Avrupa Sorumlusu Feridun Öncel ise bu durumun çok fazla üniversite ve beraberinde mühendislik bölümlerinin açılmasıyla ve ülkenin mevcut ekonomik durumlarıyla ilişkili olduğunu belirterek “Mühendislik üzerindeki kalifiye oranı yeni üniversiteler sebebiyle oldukça düşünce mühendislik öğrencilerine bakış standartları da oldukça düştü. Şirketler, özellikle yeni mühendislere ucuza işçi gözüyle bakıyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki mühendislik fakültelerinden daha iyi eğitim şartlarına sahip olduğu için yut dışında makina mühendisliği alanında yüksek lisans yapan Öncel, Türkiye’deki yeni mezun mühendis gençlerin zorluk yaşamaması için “Özellikle gelecek vizyonu açısından endüstri 4.0 tabanlı yatırımlar oluşturarak yerli şirketler ve yapay zekâ sistemleri desteklenmeli. Yeni mezunlara hem okurken hem de mezun olduktan sonra fırsatlar oluşturmalı” önerisinde bulundu.
Kemalist Yön Mühendislik Birimi Sorumlusu Tufan Aydoğan ise mühendislik öğrencilerinin zorunlu yaz stajlarında dahi ‘adam kayırma’ yapıldığını ve stajyerlerin ‘kötü şartlarda muameleye’ maruz kalmaması için bir araya gelerek çalışmalar yaptığını belirtti. Aydoğan, geniş bir network ağlarının olduğunu söylerken “Hiçbir mühendis tüm alanlara hâkim olamaz ama geniş bir gruba dahil olarak ve bu gruptan destek alarak ihtiyacı olan tüm bilgilere ulaşabilir ve sorunları çözebilir.” açıklaması ile genç mühendislerin bir araya gelerek birbirlerine destek olması yönünde çağrı yaptı.