Sosyal medya bu hikayeyi konuşuyor: Komutanın arabasındaki Kemal Derviş'in oğlu...

TAKİP ET

Sosyal medya platformu Twitter'da "Morristown Valisi" isimli bir kullanıcının 2000 yılında yaşadığı bir anıyı anlattığı paylaşım gündem oldu. 'Morristown Valisi'nin vatandaşların ve Bolu Valisi'nin kendisini nasıl 'Kemal Derviş'in oğlu' zannettiğini yazdığı paylaşımlar binlerce beğeni aldı.

Twitter'da  "Morristown Valisi" isimli bir kullanıcının 2000 yılında başına gelen bir olayı anlattığı paylaşım sosyal medyada binlerce kişi tarafından beğenildi. Morristown Valisi isimli kullanıcı, komutanın arabasıyla giderken vatandaşların ve Bolu Valisi'nin kendisini nasıl "Kemal Derviş'in oğlu" zannettiğini şöyle yazdı;

"Saçma bir hikaye ama hala aklıma geldikçe gülerim. 2000 yılında artık Amerika'ya gitmek üzereyken, bir Ankara bileti alıp, ailemi ziyarete gitmek istedim ve bilet aldığım (adını hatırlamıyorum) firmanın Harem'deki ofisinde oturmaya başladım.

Adam şimdi gidiyoruz, abi birazdan gidiyoruz derken 1.5 saat sonra benim paramı verin diyince, ya abi dur beni seni Ankara'ya kral gibi göndereceğim dedi. Başladık 20 dakika daha beklemeye. Sonra bir Renault toros marka araç geldi ve içerisinde 2 kişi vardı.

Önde oturan subay kılıklı bir adam, beni gösterip "Bu mu?" dedi. Bu bileti kesen arkadaş, "Evet" dedi. Sonra "Abi al çantanı bin bu arabaya" dedi. İnanın, nedir? Ne değildir? diye bilmeden bindim. Haremden çıktık, öndeki adam dedi ki "Yolculuk boyunca sigara içmek, soru sormak yok! Anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı" dedim. Sonra Küçükyalı'da durduk ve araç değişiyoruz dediler. Ya dedim başıma iş aldım, bileti gözden çıkarıp, ben arazi olayım diye bavulu elime aldım ve abi ben devam etmeyecem, bir sıkıntı oldu siz gidin dedim.

Adam "korkma, araç değişiyoruz, bu araba ile değil siyah Mercedes'le gideceğiz" dedi. İyice kıllandım, korkmaya başlayıp "Abi sağol" dedim. Dedi ki "Ya sen askerlik yapmadın mı? bu ne endişe ya, al bak ben üst çavuş bla bla bilmen kimim" dedi. Ya dedim ben otobüse bilet almışım.

Araba oldu, sonra Mercedes, sen olsan ne düşünürdün? haklısın dedi. Bu bileti kesenin eniştesiymiş. hafta içi olunca, kimse yok bizim enişte de sen Ankara'ya gidiyorsun. Bir kişi vereyim temiz çocuk dedi o yüzden seni alıyoruz, bu araba da kuvvet komutanı mercedes'i , onu bakıma getirdik 2 günlüğüne, şimdi alıp dönüyoruz geç arkaya dedi.

Ya inanılmaz bir şekilde o zaman unutmadığım Mercedes s600 modeli arka koltuğunda perdeler kapalı, adamın oturduğu yere oturup, binbir güvenlik açığı yaşayarak (Ben kimim? onlar kim? kurmaca birşeyler mi? ) mal gibi Ankara'ya yola çıktık.

Yolda askerlik anıları, benim yaptığım yerde yaşadıklarım, Amerika macerası, aile hayatı, özlemler derken, öndeki araç komutanı olan adam dedi ki, ya Bolu'da sana bir domates çorbası içirecem! muhakkak iç!

O sırada kırmızı üzerinde yıldızlar olan plakalı araçtan indik. yanımızda varan otobüsü var. otobüsten insanlar iniyor, derken ben arka kapıdan inecem, kapı açılmıyor çünkü içeriden ustası çocuk kilidini unutmuş! dışarıdan öndeki adam kapıyı açınca, otobüsten inen bir amca bu kim demiş? bizimkiler de sıkıntı olmasın diye, kemal derviş'in oğlu demişler.

Arkadaşlar ben 20 kişiye yakın insana imza verip, 2-3 kişi ile fotoğraf çektirmiştim. Birisi Türkiye güzel güzel yapıyor, meğer çocuk yurtdışında yaşamış. Ben el işareti ile yes yes diyip durdum.

Çorbaları içtik, içeridekilerden de gelip el sıkan, baban çok güzel işler yapacak diyenlere kafa salladık, hesap alınmadı, biz alkışlarla mercedes'e bindik yola çıktık.

Bitti mi? bitmez, ben olunca bitmemeli! Biz yolda giderken aracı kullanan asker dedi ki komutanım arkamızda çakarla gelen 2 siyah araç var, megan gibi kenarıya çekeyim mi? çektik, indik. Bolu Valisi, yanında bir sürü adamla elimi sıkıp, tesisten arandığını, orada yol kenarı restaurantında ayak üstü sohbet edelim dediler. kabul ettik.

25 dakika şehrin sorunlarını babama vermem için bir A4 kağıt aldım, kartvizitler ve şehrin çıkışına kadar da jandarma koruması size eşlik etsin dediler ve Mercedes'i 2 araç koruyarak (kimden? neden?) biz Ankara'ya vardık.

Yolda beni beşevler civarında salladıklarında, benim resmen 5 saatlik yolculuğum sanki 5 yıl olmuşcasına yormuş olacak ki, kenarıya çöktüm ve sürekli gülümsedim. Taksiye atlayıp eve gitmiştim ve inanın ortalama 1 hafta boyunca çok korktum tv'de çıkacak ve dolancılar diyecekler diye. Kuzenlerim hep Amerikan ajanı sanacaklar seni diye gazlamışlardı.

Diyeceğim o ki, Kemal Derviş'in oğlu olmuşluğumuz bile oldu o ülkede :) güzeldir ya ülkem insanı, kara mercedes'e binene ayrı bile hürmeti olduğunu görmüştüm :) Daha komiği de, adamlar partileyen DJ olarak tv'de gördükleri acayip yakışıklı çocuğu düşünüp, lan bu değil de keldi, zayıftı, tam bilim adamı tipi vardı kansız da demek ki türkiye'de kanı bitlendi azdı demişlerdir :)

Araba kuvvet komutanın degil de Sedat peker'in olsa, ben bolu'da Allah mısınız? Hayır anlamadım Allah mısınız? Diye havaya iki el sıkar mıydım ? O gaz başkalaştırıyor. Ve şunu anladım ki beleş mercedes olunca ülke sorunlarını dinlemiyorsun, yolda 179 km çıktığımızı düşünüyorsun."

 

kemal derviş mercedes twitter